Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art
Görüyoruz ki dünya lezzetini kaybetmiş gibi davranıyor. Geçmişe genelleme yapmayı sevmediğimiz gibi, konuların bizi geleceğe itmesi yerine, anın tadına vardığımız o anlardan bahsetmek isteriz.
Fakat yirmi yıl önce dünyadaki herkes çılgınlar gibi eğleniyordu.
Çılgınlar gibi eğlenceyi bastırmalarının yarattığı tehlike sebebiyle insanın kendisini yenileyememesi, yenileyemediği gibi de kendisinden sıkılıp içkiye dalan kafasızlar, büsbütün tehlikede.
Çünkü hepsi birden yok edilen eğlence için vardır.
Bu kadar baskıya katlanacağına, bir dön de Hayyam’a bak; Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende bir nefestir alacağın, o da boştur boş! Sayfamızı
Aydın Boysan’ın rakı için yazdığı “Şerefe” kitabıyla sizlerin keyfini yerine getirecek önerilere açıyoruz.
Kitaba tıpkı bir haber gibi bakmak istedik.
Kıbrıs meyhaneleri rakı öncesinde nasıl başlanacağını en iyi bilen mekânlardır.
Samatya ve Kumkapı meyhanelerinde rakı içmeye başlamadan önce bir fincan saf zeytinyağı, azar azar yudumlanır ve çok yavaşça yutulurdu.
Prof. Jellinek iki üç dilim kazarmış ekmeğin üzerine sarımsaklı tereyağ sürülerek yenirse alkolün sert etkisi kimseyi çarpmaz derdi, BM için yaptığı araştırma sonucunda ulaştığı bilimsel veriydi.
Kıbrıs meyhanelerinde ise bu iki çözüm birleşmiştir. Rakı öncesinde kızarmış sıcak ekmek üzerine zeytinyağı dökülerek iki üç dilim yenir.
Aydın Boysan rakıyı en keyifli nasıl içmemiz gerektiğini de açıklıyor.
Rakıya buz atmak caiz değildir. Rakı da, rakı huzuruna çıkacak sürahi de, su da, saatlerce önce buzdolabına konmuş olacak.
Su bardakları da, kadehler de buzdolabında olacak. Önce soğuk bardağa soğuk su, daha sonra soğuk rakı dökülür. İyi karışma böyle sağlanır.
Bu döküşler de, çeşme boşaltılır gibi olmaz. Su da, rakı da ince iplik gibi ve çok yavaş akıtılır. Su miktarı rakı rakı miktarından mutlaka daha az bırakılır, yoksa rakının lezzeti bozulmuş olur.
Boysan daha sonra içilirken alınacak keyfi anlatıyor.
Önce kadeh burna götürülerek koklanır. Derin nefes çekilir. Daha sonra demci, arkasına yaslanarak bardağı ağzına yavaşça yaklaştırır ve önce yarım yudum alıp hemen yutmaz. Amaç, mideden önce akciğerlerin de, şölenden nasibini almasını sağlamaktır.
Aydın Boysan rakı ve çay ikilisi diye anılan Metin ile Zeki’ye de değinmiş.
Şimdilerde rakı çayla içiliyor. Aslında bunu bulan Ruslardır.
Yıllar önce dostlarla birlikte yılbaşı gezisi için Leningrad’a gitmiştik. Yan masada kocaman bir semaver vardı.
Votka yudumlayan, peşinden çay bardağından gani çay yudumu alıyordu.
Bana da votka ve çay ikram edildi.
Ben de üç votka ile üç çay içtim. Ancak çaya şeker konmuyordu.
Bir ara ayağım masanın altında yumuşak bir şeye takıldı.
Örtüyü kaldırıp bakınca, orada bir adam yattığını görüp şaşırdım.
Rus ahbabım açıkladı: “Bu aptal, çayları şekerli içti.”
Boysan en iyi rakının nasıl yapıldığını açıklamış.
Rakının ayrılmaz maddesi anason vardır.
En üstün rakının kaliteli rakının ana maddesi üzümdür.
Bazı başka ürünlerden de rakı üretilir ama hiçbirinin kalitesi üzümden üretilene ulaşılmaz.
Aydın Boysan rakı içmeyi bütün derinliğiyle anlatırken biradan bahsetmeden geçmemiş.
Birayı sütçü maşrapası kadar büyük litreli koca bardaklarla içmek, çok yanlıştır.
Doğrusu, ince camlı ufak bardakta içmektir.
Kadim arkadaşım Amca Mithat’ım keşfini de tavsiye ederim.
Bardağı ağza götürürken ucuna azıcık tuz sürmek.
Boysan balığa gelince ise;
Balık bütün pişirilir, kafası bile koparılmaz. Torik dilimlenir ama derisi bile üstünde bırakılır.
Bazı mezeleri de unutmamış Aydın Boysan;
Ciddi fasülye pilakisi çatalla yenir, tabakta bir şey kalmaz, çünkü fasülye suyu iyice koyulaşana kadar pişirilir.
Şerefinize. Metin Akpınar’ın da dediği gibi, masada olan masada kalsın. Yarasın. Afiyet bal şeker olsun.
1921 doğumlu olan Boysan 2018 ocağında göçtü dünyadan. Çok tatlı ve sempatik kişiliğiyle tanındı. Bütün kitaplarının çoğunu altmış yaşından sonra yazmıştı. Tam 34 kitap yazmıştı. Tıpkı aşık olduğu, doğup, büyüyüp, öldüğü İstanbul’un plakası gibi. Aydın Boysan, Türk mimar ve gazeteci. Öğretmen Nevreste Boysan ile Fındıklılı Laz kökenli muhasebeci Esat Boysan’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. 1939 yılında Pertevniyal Lisesini, 1945’te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisini bitirdi. Mesleğini 1999’a kadar ara vermeden sürdürdü.