Kıbrıslı Türklerin kendi kültür değerleri ve sosyal yapısı gereğince her toplum gibi hassasiyetleri vardır. Bu adanın geçmişinde yaşadığı olaylar, Enosis veya Taksim çığırtkanlığı her daim ada toplumlarını daha fazla bölmekten ve kavga ettirmekten başka bir işe yaramadı.
Arıklı bugün yine tüm “mertebesiyle” bir açıklama yaparak bu hassasiyetlere meydan okuyor.
Anlamıyor ki, ”KKTC Laikliği” dediği şey bizim için yaşamsal değerdedir.
Hülasa, laiklikten anladığımız gerici, sığ bir ötekileştirme değil, herkesin inancını özgürce ve diğer inançlarla çatışmadan yaşayabileceği hukuki güvence altında bir laiklik anlayışıdır. KKTC’nin özeline muteber bişey de değildir bu, tüm Kıbrıs içindir üstelik.
Özünde provokasyon olan bu üslupla amaçladığı, yine Kıbrıslı Türklerin bu hassasiyetlerini alıp Türkiye karşıtlığı ile yorumlayarak ortaya karışık bir siyasi manevra alanı yaratmaktır. Çünkü bu zat, kavgadan, yaşadığı toplumun içinde bu hukuki güvence alanını korumaya çalışanları aşağılamaktan besleniyor. Siyasi duruşu ezelden beri böyleydi hâlen de aklı selime gelemiyor.
Kendisi için maalesef makam toplayabileceğini düşündüğü özel bir alan bu.
Açıklamasını baştan sona okuduğunuzda zâten zevahiri anlayabiliyorsunuz.
Oysa ki dediğimiz, başka bir kutsal sayılan yerin yanına yapılacak olan mescidin bu yönde hassasiyetleri olan kişileri provoke edebileceği.
Ama anlıyor, anlamamazlığa yatıyor.
Neden? Çünkü işine öyle geliyor.
Biz bu ülkenin bütününü sevenler olarak, barış inşa sürecinde tüm hassasiyetleri göz önünde bulundurup, olası gerginliklere hiç lüzum olmadığını söylüyoruz.
O kalkıp dünyadan örnekler vererek aklımızla dalga geçtiğini sanıyor.
Burası Kıbrıs. Tarihi daha yakın geçmişte din odaklı provokasyonların yaşatıldığı ve çatışmalar yaşamış bir ülke. O yüzden hassasiyetimiz makul.
Makul olmayan, inançlar üzerinden hiç gereği yokken softa şaşırtmacası yapmak.
Göreviniz gereği yeni açtığınız Ercan Havaalanı’ndaki tuvalet ve bagaj taşıma işini çözerseniz “milli” hassasiyetler adına KKTC’ye daha hayırlı işler yapmış olursunuz.
Gündemi bu gereksiz tartışmalar üzerinden değiştirme çabanız boşunadır.
İshal ile terbiye ettiğiniz diliniz üslubunuza çok müsemma. Aynen devam ediniz.
Çünkü bu dil, geçmişte yaptığınız gibi bu topluma ve değerlerine karşı izlediğiniz kasıtlı, düşmanca siyasetin devamıdır. Sizden farklı düşünenlere karşı kullandığınız üslupla karakteriniz gayet örtüşüyor.
Ne demişler,
“Üslubu beyan, ayniyle insan.”