Rastgele başımıza gelen olayların, tesadüfen olduğunu düşünmemiz insanın gücünü çalan en temel düşüncedir. İnsanın kendi yaratım gücünü hiçe sayıp, bu düşünceye sığınması genelde kendini alışık olduğu davranış,düşünce ve inanç biçimlerinden çıkarmak istemeyişinin başlıca sebeplerindendir. Bu konforlu alanda geçirilen bir ömür, kişinin kendi en yüksek bilinç seviyesinden yoksun bir yaşam örneğidir. İnsan, kendi gücüne karşı hissettiği korkunun gölgesinde yaşamıyı genelde daha kolay ve rahat bir seçenek olarak görür; buna kendisini inandırır.
Bu inanışla birlikte, diğerlerini suçlamayı, kendisini pasivize etmeyi, başkalarının onun hayatında bir gücü ve hükmü olduğu inancı besleyerek, kurban bilincinin o güzel tuzağında bir ömür geçirir. Bu alışıla gelmiş davranış biçimlerini kırmak, uzun bir emek ve adanmışlık gerektirir. Tüm hayatını dönüştürerek, bir bir kendi soğan kabuklarını ayıklayıp, kendi kim olduğuyla bir olmasını bulmanın yoluna düşerek kendi gücüne uyanmalı ve bu gücü hem kendisi hem de diğer insanların yararına olacak şekilde kullanabilmeyi keşfedip, bunu tüm yaratımlarıyla ilan etmelidir.
Dışarıya baktığımızda, gücün kötüye kullanılma örnekleriyle dolu bir dünya görebilriz ve bu bizi aslında insanın gücünün ne kadar da tehlikeli olabileceği kousunda kendi gücümüze karşı kapanmakla sonuçlandırabilir. Ancak temeli sağlam bir farkındalık yolu üzerine inşa edilmiş bir yol yüründüğünde, kişi kendisine dürüst kalmayı öğrenir, gücünü kötüye kullanma yolunu değil, tam tersine diğer insanlar için hizmette olma yoluna kendisini adar. Feminen ve maskülen enerjinin dengesini buldukça, yaşam içerisinde akmaya başlayan ve diğerlerine ışık tutmayı bilen bir varoluş haline dönüşmeye devam eder. Kendini ve en derin arzusunu bilir. Bu biliş hali ve farkındalık onu her daim gücünü iyiye kullanma yolunda tutmaya devam eder.
Aldığı her kararın arkasında ‘şu an Sevgi nasıl hareket ederdi, ne yapardı?’ sorusunu sorarak harekete geçmeyi hayatında birincil kılmayı ve kendi içerisindeki saf sevgiyle tanışma yolculuğunda adım adım ilerlemeye devam ettikçe gücünün sevgisinden geldiğini fark eder. Bunun dışında hareket edildiğinde sadece ego benliğinin arzusuyla hareket ettiğinin bilincini asla kaybetmez. İçindeki saf sevgi büyüdükçe, bu sevgiyle en güçlü yaratım halini deneyimle şansına erişir.