İngiltere’nin Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri Stephen Lillie “Kıbrıs için yalnızca bir A planı bulunduğunu, bunun iki kesimli, iki toplumlu federasyon olduğunu ve herhangi bir B planı bulunmadığını” söyledi.
Lillie “A planının başarılı olması için, müzakereler konusunda iyi bir hazırlık yapılması, aynı zamanda kamuoyunun da iyi hazırlanması gerektiğini” belirtti.
TAK’ın çevirisine göre Alithia gazetesi “Yalnızca A Planı Var ve Bu İki Kesimli İki Toplumlu Federasyondur- İngiliz Yüksek Komiserinden Kıbrıs Sorunuyla İlgili Önemli Notlar” başlıklı haberinde, Lillie’nin Kıbrıs Haber Ajansı KİPE’ye verdiği demece geniş yer ayırdı.
Gazeteye göre Lillie, “kalıcı bir çözüm ve adanın kalıcı bir şekilde yeniden birleşmesine temel sağlayabilecek, tam bir anlaşmaya dönüşebilecek iyi bir plan ortaya çıkması için, Crans-Montana’daki momentumun sonsuza dek kaybolmaması amacıyla, tüm müdahil tarafların şimdi fırsatı yakalamalarının önemli olduğuna” da işaret etti.
“ZAMAN NEGATİF İŞLİYOR”
“B planının adanın bölünmesi olacağını, ancak B planı olmadığı gibi bugünkü mevcut durumun da seçenek olmadığını ifade eden Lillie, “çünkü var olan gayri resmi bölünmenin, sürdürülebilir bir şey olmadığını” belirtti.
Gazeteye göre bunu izah da eden Lillie, “mevcut durumun durağan olan bir şey olmadığını ve Kıbrıs’ın kuzey bölümü gittikçe Türkiye’ye daha fazla bağımlıyken ve Türk etkisi büyürken, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin daha zor hale geldiğini” vurguladı.
“Bunun bütün Kıbrıslıları kaygılandırması gereken bir şey olduğunu düşündüğünü” ifade eden Lillie, “Eğer Kıbrıs sorununun işgalden 44 yıl sonra çözülmesinin zor olduğunu düşünüyorsanız, daha fazla beklediğiniz takdirde daha da zor olacak. Ne kadar çok beklerseniz, şartlar daha az elverişli olacak” ifadelerini de kullandı.
“YENİ ÇABA”
Kıbrıs sorunundaki müzakerelerin tekrarlanmasına ilişkin çabalar konusunda ise Lillie, ülkesinin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un temaslarının tamamlanmasını beklediğini ve Lute’un yakın zamanda İngiltere’de temaslarda bulunacağını ifade etti.
Gazeteye göre Lillie, “liderler görüşmeler yaptığı zaman bir anlaşma sağlanabilmesi amacıyla tüm müdahiller tarafından müzakerelerle ilgili uygun bir hazırlık yapılması, aynı zamanda liderlerin ulaşacağı anlaşmanın referandumlarda halktan destek alabilmesi için, kamuoyunun iyi hazırlanması amacıyla, yapılması gereken önemli bir çalışma olduğunu” da söyledi.
Bundan sonraki şeyin kolay olmayacağı uyarısında da bulunan Lillie, iyi bir hazırlık ve konulara gerçek anlamda odaklanılmasıyla, ilerlemenin mümkün olacağını kaydetti.
Crans-Montana görüşmelerine de değinen Lillie, “Bir yandan sonucun olumsuz bir gelişme olduğu açıktır, diğer yandan da bir miktar konuda ilerleme yaşandı ve şu an tarafların bir anlaşmaya varma umuduyla, yine görüşmeler yapıp, halihazırda var olan şeyin üzerine inşa etmeleri konusunda bir fırsat vardır” dedi.
“GARANTİLER VE GÜVENLİK”
Kıbrıs sorununun en “dikenli” konusunun güvenlik ve garantiler olup olmadığına dair bir soruya karşılık ise Lillie, “Kıbrıs sorununun dikenli konularla dolu olduğunu düşündüğünü” belirtti.
Güvenlik ve garantiler konusunun Kıbrıs’ın iki toplumu için de gerçekten çok önemli bir konu olduğunun açık olduğunu dile getiren Lillie, Kıbrıs’taki iki toplumdan her birinin, güvenliğin ne anlama geldiği konusunda kendi düşünceleri bulunduğunu ve güvenlik konusunda iki taraf arasındaki boşluk arasında köprü kurulabilmesi için çok çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.
Ülkesinin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’a da iletilecek olan bu konularla ilgili tezi konusundaki bir soruya ise Lillie, bunun çok iyi bilindiğini söyledi.
Kendilerinin, garantiler konusunda, tüm tarafların için kabul edilebilir bir çözüme açık olduğunu ve bunun değişmediğini anımsatan Lillie, ülkesinin “bir tarafın güvenliğiyle ilgili bir çözümün, diğerinin aleyhine olmaması gerektiği konusundaki tezi paylaştığını” ifade etti.
Lillie, “Kıbrıs’taki iki toplumun da yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ta kendilerini güvende hissetmeleri için, iyi bir çözüme varılmasına yardımcı olmak amacıyla çalışmaları gerektiğine” dikkat çekti.
“EN İYİ ÇÖZÜM, İKİ KESİMLİ, İKİ TOPLUMLU FEDERASYON”
İngiltere’nin, Türkiye’nin Kıbrıs’ta bir konfederasyon veya iki devlet çözümünden yana olduğundan söz eden bilgilerden ötürü endişeli olup olmadığının sorulması üzerine ise Lillie, Kıbrıs sorunu ve diğer birçok siyasi meselede, söylenti ve spekülasyonlardan ötürü yanlış yönlendirme olmamasının önem taşıdığını belirterek, ülkesinin iki kesimli, iki toplumlu federasyon modeline dayalı bir çözümü kuvvetli bir şekilde desteklemeyi sürdürdüğünü ifade etti.
“Net pozisyonlarının, iki kesimli, iki toplumlu federasyonun en uygun çözüm olduğu” vurgusu yapan Lillie, “Mükemmel olmayabilir fakat en iyi, pratik ve uygun çözümdür” ifadesini kullandı.
“UNFICYP”
Lillie, UNFICYP konusundaki bir soru üzerine ise, ülkesinin ve BM Güvenlik Konseyi’nin diğer üyelerinin, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasına ilişkin iyi bir karar elde edilmesi için sıkı çalıştıklarını ve alınan karar uyarınca Barış Gücü’yle ilgili herhangi bir azalma olmayacağını belirtti.
BM süreçleriyle ilgili olarak şu an dikkatlerin Lute’un temaları ile BM Genel Sekreteri’ne sunacağı rapora odaklandığını belirten Lillie, UNFICYP’in görev süresinin uzatılacağı bir sonraki döneme kadar spekülasyonlarda bulunmak yerine, şu an buraya odaklanılması gerektiğine işaret etti.
KİPE’ye verdiği demeçte Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik durumuna da atıfta bulunan Lillie, bunun Türk ekonomisindeki gerginlikler ve karmaşalardan etkilendiğini söyledi.
Lillie, Kıbrıs sorununda bir çözüm olmadığı sürece, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomisinin Türkiye’ye olan bağlılığının devam edeceğini ve büyüyeceğini kaydetti.
Ancak, çözümden iki tarafın da kazancı olacağına inandığını belirten Lillie, çünkü yeniden birleşmenin adanın tümünde fırsatları çoğaltacağını, adanın tümünün tek bir ekonomiyle AB’nin bir parçası olacağını ve bölgede önemli rol oynayabileceğini savundu.
“MEB’DE DESTEK”
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki” sondajlarla ilgili Türk tehditleri konusunda ise Lillie, ülkesinin “Kıbrıs’ın Kıbrıs MEB’indeki doğal kaynaklarından istifade etme hakkına yönelik tam desteğini” yineledi.
“Bu doğal kaynaklardan tüm Kıbrıslıların yararına olacak şekilde istifade edilebilmesini umduklarını” ifade eden Lillie, “herhangi birinden gelecek kışkırtıcı faaliyetlere ise karşı olduklarını” sözlerine ekledi.
Stephan Lillie, “Yıllar içerisinde ve Crans Montana dahil çeşitli müzakerelerde herkes hidrokarbondaki gerginliklerin müzakereleri etkileyip etkilemeyeceğinden endişeliydi ama müzakereler oldu ve hidrakorbondaki gerginlikler nedeniyle raydan çıkmadı” şeklinde konuştu.
ABD-TC GERGİNLİĞİ
Röportajın KHA’da yayınlanan bir diğer bölümünde , ABD ve Türkiye arasındaki gerginliğin bu alanda da ilişkileri etkileyip etkilemeyeceği sorusuna Lillie verdiği yanıtta, Türkiye’nin dünyanın bu bölümünde çok önemli bir ülke ve güç olduğunu, Birleşik Krallık’ın Türkiye ile etkin çalışan bir ilişki ve ortaklık sağlama arayışında olduğunu ifade etti; “Sanıyorum Kıbrıs’ta şu an üzerinde yoğunlaşılması gereken konu, Türkiye’deki ekonomik durumun Kıbrıs Türk toplumu üstündeki etkisi olmalıdır” dedi.
SİVİL TOPLUM
Adanın yeniden birleşmesi çabalarında sivil toplum örgütlerinin rolüyle ilgili soruya da Lillie’nin yanıtı, “Sivil toplum, her türlü anlaşmazlıklarda veya barış inşa sürecinde yaşamsal bir rol oynamaktadır. Sivil toplum gereken bazı güven yaratıcı tedbirlere yardımcı olabilir ve sivil toplumla çalışmak gereklidir” oldu.
Stephan Lillie şöyle devam etti:
“Sanıyorum sivil toplum çok değerli roller oynayabilir. Bahsettiğimiz Kıbrıs halkının Kıbrıs sorununu başkalarının çözmesini bekleme yerine çözmek için sorumluluk almasıdır. Kıbrıs sorununun öncelikli olarak iki toplum tarafından BM ve uluslararası toplumun yardımıyla çözülmesi gerektiği görüşündeyiz.”
BRİTANYA-KIBRIS İLİŞKİLERİ
Birleşik Krallık ve Kıbrıs arasındaki ikili ilişkilerle ilgili soruya yanıtında da Lillie, iki ülke ilişkilerinden çok ümitli ve iyimser olduğunu belirtti.
Stephan Lillie şöyle devam etti:
“Buraya Yüksek Komiser olarak geldiğimden beri birçok kez söylediğim gibi isteğim modern, ileri görüşlü bir Britanya – Kıbrıs ilişkisi olmasıdır. Bu ilişki birçok olumlu temeller üzerinde olmalıdır, üzerindedir. En önemli temellerden biri insanlar arası bağlantılardır, Birleşik Krallıktaki büyük Kıbrıs toplumu, Kıbrıs’taki büyük Britanya toplumu, Kıbrıs’tan okumaya giden birçok kişi ve tatil için buraya gelen birçok Britanyalı.
Gelecekte, ekonomi, ticaret ve yatırım, turizm, eğitim, bilim ve araştırmayla ilgili geniş bir alanda ilişkilerimizi daha derinleştirmeli ve genişletmeli, aynı zamanda terörizme ve diğer modern güvenlik tehditlerine karşı güvenlik ve işbirliğiyle ilgili konularda mücadele etmeliyiz.”
BREXİT VE KIBRISLILAR
Brexit’in bu ilişkileri etkileyip etkilemeyeceği konusunda da Britanyalı diplomat, Kıbrıs ve Britanya’nın Avrupa Birliği’ne üye olmadan, Kıbrıs ve ülkesi arasında güçlü bir ilişki bulunduğunu hatırlattı, “AB ortakları olarak güçlü bir ilişkimiz vardır ve ben Britanya AB’nin dışında kaldığında da güçlü bir ilişkimiz olacağına eminim. Çünkü AB yapısını terk etsek bile Avrupa’yı terk etmiyoruz” dedi.
Brexit ışığında, Kıbrıs ve Birleşik Krallık arasında Kıbrıs’taki Britanya üsleriyle ilgili müzakerelerle ilgili olarak da Lillie, “Biz ve Kıbrıs, uygulamada üslerde yaşayan ve çalışan Kıbrıs vatandaşlarının yaşamları ve haklarında bir değişiklik olmamasını sağlama ortak görüşünü paylaşıyoruz. Dolayısıyla Kıbrıs’la devam eden görüşmelerimiz bu çerçevede nihai yasal konulardır. Ben bir anlaşmaya varacağımız konusunda iyimserim” şeklinde konuştu.
Birleşik Krallık’ta öğrenim gören Kıbrıslıların Brexit’ten etkilenip etkilenmeyeceği sorusuna Lillie, etkilenmeyeceğini umduğunu ifade etti; Birleşik Krallık’ta okuyan yaklaşık 10 bin Kıbrıslı bulunduğunu kaydetti.
Üniversiteye bu sonbahar başlayan veya gelecek sonbahar başlamak için bu sonbahar başvuranların diğer Birleşik Krallık ve Avrupalı öğrencileri gibi aynı ücreti ödeyeceğini, bunun ötesindeki duruma karar verileceğini anlattı.
“KIBRIS BÖLGESEL MERKEZ OLACAK”
Terörizmle mücadele ve güvenliğin korunmasıyla ilgili çabalarda Kıbrıs’ın bölgedeki durumuyla ilgili soruyu yanıtlayan Stephan Lillie, Kıbrıs’ın Avrupa ve Yakın Doğu ve Orta Doğu arasında bir liman köprüye benzediğini, dolayısıyla oynayabileceği önemli bir rolü olduğunu kaydetti.
Bu rolü oyanabilmesi için Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi gerektiğine dikkati çeken Lillie, “Eğer Kıbrıs yeniden birleşir Türkiye dahil bölgedeki bütüm limanlara erişir, gerçekten denizcilik anlamında küresel bir merkez, bir hidrokarbon gelişimi olacaktır ve eğer Kıbrıs hidrokarbon çıkarır ve sadece Mısır ve İsrail’e değil Türkiye ve Doğu Avrupa’ya da hidrokarbon gönderen tam bir bölgesel merkez olacaktır” dedi.
Britanya ve Kıbrıs, ayrıca Avrupa’daki bütün ülkeler, AB üyesi olsun olmasını, ortak güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olduklarını, uluslararası terörizmin bunlardan biri olduğunu belirten Lillie, “Dolayısıyla Brexit’ten sonra terörizmle mücadele, diğer hukuki yaptırım ve güvenlik konularında üst düzey görüşme ve işbirliğimizin olması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Stephan Lillie son olarak, Brexit sonrasında da güçlü ilişkiler istediklerini, Kıbrıs sorunu çözülürse bu ilişkilerin daha güçlü olabileceğini, çünkü Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin ülke için tüm yeni fırsatları açacağını, Kıbrıs için büyük bir potansiyel sağlayacağını, Birleşik Krallık-Kıbrıs ilişkilerinde de bunu umut ettiğini belirtti.
GAZETELERİN BAŞLIKLARI
İngiliz Yüksek Komiseri Lillie’nin demeci Politis’te “İki Kesimli İki Toplumlu Federasyon Yeniden Birleşme İçin En Pratik, Uygun Çözüm- Bugünkü Gayri Resmi Bölünme Sürdürülebilir Değil- Tatilden Sonra Lute Londra’da”; Haravgi’de “Stephen Lillie Kıbrıs İçin Yalnızca A Planı Olduğunu Bunun da İki Kesimli İki Toplumlu Federasyon Çözümü Olduğunu Söylüyor”; Fileleftheros’ta ise “Uygun Hazırlık Gerekli- İki Kesimli İki Toplumlu Federasyon En İyi ve Pratik Çözüm” başlıklarıyla yer aldı.