IMF, borç yükü altındaki yoksul ve savunmasız ülkelerde iklim direncini artırmak için 50 milyar dolarlık bir finansman geliştiriyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF), tarafından önerilen Direnç ve Sürdürülebilir Güven Fonu (Resilience and Sustainability Trust), makro ekonomik iklim risklerini yönetmek için politika desteğinin yanı sıra zengin ülkelerden daha yoksul ülkelere uygun maliyetli finansmanı yeniden dağıtmayı hedefliyor.
IMF’nin geçen haftaki yıllık toplantısında konuşan başkan Kristalina Georgieva gazetecilere, fonun “Ülkelerin düşük karbonlu iklime dayanıklı, kapsayıcı ekonomilere geçişine yardımcı olmak” gibi çok önemli bir görevi olduğunu söyledi.
G20’nin önde gelen ekonomilerinden maliye bakanları bu fikri onayladı ve IMF ile Dünya Bankası’ndan bunu gerçekleştirmek için birlikte çalışmalarını istedi.
Uzmanlar, bu hareketi savunmasız ulusların borç, COVID ve iklim değişikliğinden oluşan üçlü krizi ele almalarına yardımcı olmada “önemli” olduğunu söyledi. Savunucular, fonun iklim finansmanı sağlamadaki bir boşluğu doldurabileceğini söyledi, ancak paranın yerleşik iklim fonları aracılığıyla daha iyi yönlendirilebileceğini ifade edenler de var.
Koronavirüs pandemisinin başlangıcından bu yana, nakit sıkıntısı çeken gelişmekte olan ülkeler ve küçük ada devletleri, turizm ve ticaretten elde edilen gelirlerdeki çöküşü telafi etmek için finansal destek talep ediyor. Düşük kredi notları ise, yeşil bir toparlanmayı finanse etmek için kolayca borç alamayacakları ve çoğu durumda yurttaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları anlamına geliyor.
Böyle bir fonun oluşturulması için IMF’ye lobi yapan V20 kırılgan ülkeler grubundan bakanların finansman danışmanı olan Sara Jane Ahmed, IMF’nin geleneksel olarak finansal şoklara odaklandığını, yani “iklim kaynaklı afetlerin neden olduğu fiziksel şokların yetersiz desteğe sahip olduğunu” söyledi.
Ahmed, “İklim değişikliği, dünyanın iklim açısından en savunmasız ülkeleri için ekonomik ve finansal bozulma ve yıkım anlamına geliyor” dedi. “Yeni fon, savunmasız ulusların iklim esnekliği ile ekonomik stratejiler geliştirmelerini destekleyebilir” diye ekledi.
Boston Üniversitesi’nde Küresel Kalkınma Politikası profesörü Kevin Gallagher, bunun “önemli bir an” olduğunu ve Direnç ve Sürdürülebilir Güven Fonu’nun, 50 milyar dolara kadar “büyük ölçüde iklim finansmanı fonu” oluşturduğunu söyledi.
Gallagher, fonun gelişmekte olan pazarlara ve gelişmekte olan ülkelere iklim felaketlerine yanıt vermelerine yardımcı olarak “iklim finansmanı mimarisindeki bir boşluğu doldurmaya” yardımcı olabileceğini de sözlerine ekledi.
Örneğin, bir kasırganın bir Karayip adasına çarpması otellerini ve yollarını yok eder, turizmi etkiler ve gelirlerini düşürürse, ülke ithalat için ödeme yapamaz veya mevcut uluslararası borcunu ödeyemez hale gelir. Fon, ülkelerin iklimle ilgili belirli destekler için IMF’ye gitmelerine izin verecek.
Diğer IMF fonlarından farklı olarak önerilen fon, en yoksulların yanı sıra savunmasız orta gelirli ülkelere de destek sağlayacak.
Londra merkezli IIED düşünce kuruluşunun baş ekonomisti Paul Steele, fonun “iklime hassas ülkeler için büyük bir atılım” olduğunu söyledi.