Dünya Bilim İnsanları İttifakı olarak bilinen 153 ülkeden 11 binin üzerinde bilim insanının imza attığı araştırma “İklim krizi nedeniyle tarifsiz acıları önlemek için” acil eylem gerektiğini belirtiyor. İnsan faaliyetlerinin son 40 yılda gezegeni nasıl etkilediğini gösteren verilere dayanan çalışma, hükümetlerin krizle mücadelede yetersiz ilerleme kaydettiğini ve bilim insanlarının insanları uyarmada ahlaki bir yükümlülüğü olduğunu kaydediyor.
Krizi önlemede 6 kritik alan
Oregon Eyalet Üniversitesi’ndeki ekolojistler William Ripple ve Christopher Wolftarafından yürütülen araştırmanın bulguları salı günü BioScience dergisinde yayınlandı. Araştırmada hükümetlerin, şirketlerin ve halkın, gezegenin artan nüfusunu ele almak dahil olmak üzere kritik değişiklikler yapabileceği altı kilit alanı tespit ediliyor.
Aile planlaması şart
Araştırmanın en önemli bulgularından bir tanesi iklim krizini önlemede aile planlamasının önemine yapılan vurgu. Yazarlar, yılda yaklaşık 80 milyon artan dünya nüfusu karşısında denge sağlamak için toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden aile planlaması hizmetleri ve diğer sosyal adalet çabalarının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Toronto Üniversitesi Çevre Okulu Direktörü ve çalışmanın imzacılarından biri olan Steve Easterbrook şunları söylüyor: “Birçok bilim insanı nüfustan bahsetmekten kaçınıyor, çünkü bu tartışmalı bir konu. Çalışmanın cinsiyet eşitliği ve aile planlamasını doğum oranını düşürmek için kullanılabilir kılan politika önerileri, iklim değişikliğine cevap olarak yapmamız gereken çalışmalarla tamamen tutarlı. Bunun normalde olduğundan daha fazla öne çıktığını görmekten memnunum.”
Temiz enerjiye geçiş
Çalışma, ülkelerin fosil yakıtları yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirmeleri ve atmosferi karbondioksitten arındırmak için teknolojilere yatırım yapmaları gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda hükümetlere fosil yakıt şirketlerine sübvansiyonlarını sona erdirmesi konusunda uyarıda bulunulan araştırma, daha zengin ülkelerin daha yoksul uluslara temiz enerji kaynaklarına geçişte destek sağlaması gerektiğini belirtiyor.
Klima, soğutucu ve aerosollerdeki kirleticilerde keskin düşüş
Çalışmada ek olarak ulusların; klima, soğutma ve aerosollerde yaygın olarak kullanılan metan, is ve hidroflorokarbonlar gibi güçlü kirleticilerin emisyonlarını keskin bir şekilde azaltması gerektiği ortaya konuluyor. Araştırmacılar, bu kısa ömürlü kirleticilerin azaltılmasının, gezegenin kısa vadeli ısınma eğilimini önümüzdeki birkaç on yılda %50’den fazla yavaşlatacağını söylüyorlar.
Bitki ağırlıklı tüketim
İklim değişikliğinin azaltılması çabaları, doğal şekilde atmosferden karbondioksit emen ve depolayan ormanlar, mercan resifleri, savanalar ve sulak alanlar gibi ekosistemlerin korunmasına ve restore edilmesine odaklanmalı.
Çalışma aynı zamanda insanların sağlığına daha faydalı olacak ve hayvancılıktan kaynaklanan seragazı emisyonlarını azaltacak bitki ağırlıklı yiyecekleri tüketmeleri gerektiğini ve ekonomilerin GSYİH büyümesine ve refah arayışına odaklanmak yerine karbon içermeyen girişimlere ve ekosistemleri sürdürmeye öncelik vermesi gerektiğini kaydediyor.