Kıbrıslırum lider Nikos Hristodulidis Cumartesi akşamı televizyonda yayınlanan ülkeye sesleniş konuşmasında Kıbrıs sorununa iki bölgeli, iki toplumlu, federal bir çözümün “tek seçenek” olduğunu söyledi.
Hristodulidis “Uluslararası toplumun pozisyonunun, Kıbrıs sorununun çözümü için tek temelin, [Birleşmiş Milletler] Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında tanımlandığı gibi, siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon olduğu yönünde olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.
Böyle bir çözümün “tek egemenliğe ve uluslararası kişiliğe ve tek vatandaşlığa sahip, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü garanti altına alınmış” bir Kıbrıs’ı gerektireceğini ve bunun tek seçenek olduğunu da sözlerine ekledi.
Hristodulidis’in ülkeye sesleniş konuşması, Pazartesi ve Salı günleri gerçekleşecek olan Kıbrıs sorununa ilişkin genişletilmiş toplantıya katılmak üzere İsviçre’nin Cenevre kentine gitmek üzere adadan ayrılmasından bir gün önce yapıldı.
Hristodulidis Cumartesi günü yaptığı açıklamada, genişletilmiş toplantının geçtiğimiz Ekim ayında New York’ta Tatar ve Guterres ile katıldığı gayrı resmi akşam yemeğinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve “Kıbrıs konusunda gözlemlenen dinamiklerin bir parçası, hem kendi koordineli eylemlerimizin hem de net siyasi irademizin bir ürünü” olduğunu söyledi.
“Harekete geçme inisiyatifini biz aldık ve herkes tarafından kabul edilen gerçek bir siyasi irade ortaya koyduk” diyen Hristodulidis, henişletilmiş toplantıya “mutlak bir ciddiyetle ve Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelerin yeniden başlamasının yolunu açacak özlü bir tartışma yürütmek amacıyla” gideceğini söyledi.
Hristodulidis müzakerelerin “2017 yazında Crans Montana’da kesintiye uğradığı yerden” yeniden başlatılması gerektiğinin altını çizdi.
“Şu ana kadar müzakerelerde elde edilen kazanımların rehberliğinde bu noktaya ulaşmak için yapıcı olmaya ve aynı zamanda süreci canlı tutacak bir sonuç üretmeye hazırız.” diyen Nikos Hristodulidis, ayrıca küresel ölçekteki zorluklara da atıfta bulunarak, mevcut küresel jeopolitik bağlam ışığında uluslararası hukukun önemini vurguladı.
Hristodulidis “Bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile uluslararası barış ve güvenliğe yönelik ciddi zorluklar ışığında… uluslararası hukuka, BM tüzüğüne, güvenlik konseyi kararlarına ve Avrupa Birliği’nin ilke ve değerlerine saygı gösterme ve bunları savunma taahhüdü daha da zorunlu hale gelmektedir” dedi.