Makhir İsmailov
13 yaşında bir çocuktu.
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında askerin ihmal ve sorumsuzluğundan dolayı hayatını kaybetti.
Boş tarlada, satıp ailesine yardımcı olabilmek için hurda ve demir arıyordu.
Canlı bir askeri mühimmata denk geldi. Hayatını kaybetti.
*
5 işçi…
Geçtiğimiz yıl Hamitköy’deki atış alanında yol çalışmaları sırasında ‘unutulan’ bir el bombası nedeniyle ağır yaralandı.
İçlerinden birinin eli koptu…
Hayatları değişti…
*
Ve aradan daha 1 yıl geçmeden bugün Çatalköy’de, bir askeri mühimmat deposu patladı.
TSK askerine ait bir depo!
*
Yazılacak çok şey var mı?
Aslında çok şey var…
Ama biz kısa keselim…
Bu ülkede güvenliğimizi garanti edenler tarafından yaşamlarımız tehdit ediliyor…
Her yanımızda askeri birlikler, bomba ve silah depoları…
Böyle bir coğrafyada huzurlu yaşamak mümkün mü?
Ne zaman neyin patlayacağını bilmiyorsunuz?
Veya sürekli olarak kendi içinizden bir şeylerin hayatınıza yönelmiş bir tehdit olduğu huzursuzluğuyla yaşıyorsunuz…
*
Şimdi birileri, tedbir almak lazım, ders çıkartmak lazım diyor…
13 yaşında bir çocuk öldüğü zaman akılınıza gelmeyen tedbirler, 5 işçi yaralandığı zaman çıkartmanız gereken dersler; 5 yıldızlı bir otelin dibinde mühimmat deposu patlayınca mı yoksa villalarla dolu bölgeler boşaltılınca mı aklınıza geldi?
*
Diğer yandan internet haber siteleri tek bir ağızdan başlık atıyorlar…
“Acapulco’da hayat normale döndü”
Tüm çaba Acapulco otelinin itibarını zedelememe yönünde…
İşin ucunda para ve güç olunca “Acapulco’da hayat normale döndü” şeklinde haberler görebilirsiniz…
Fakat “Makhir İsmailov’un annesinin, babasının hayatı normale döndü”, diye bir haber başlığı göremezsiniz…
Çünkü çocuğunu kaybeden bir aile için hayat artık normale dönmez, dönemez…
Veya hiç sormayı düşündünüz mü, Hamitköy’de elini askeri bomba nedeniyle kaybeden işçinin hayatı normale döndü mü diye?
Veya kaç siyasetçi bu insanların evlerine ziyarete gitti…
Kimin umrunda…
Hayvanlar, kuşlar ölmüş…
Kimin umrunda…
Bakın siyasiler Acapulco’yı ziyaret etmeye başladılar bile…
Çünkü orası beş yıldızlı.
Diğerlerinin beş yıldızlı hayatı yoktu…
Ama Acapulco’da hayat normale döndü işte…
Beş yıldızlı bir haber başlığı… Işıl ışıl parlıyor, patlayan bombalar, kararan hayatlar arasında…
*
Hiçbir şey normale dönmedi halbuki…
Her şeyi normalleştirdiğimiz için bugünlerdeyiz…
Ateşkesi normalleştirdik…
On binlerce askerin varlığını normalleştirdik…
Barikatları normalleştirdik…
Ölümleri, kayıp giden hayatları, göçleri;
Parsel parsel paylaşılan ganimeti,
Askerin sınır çekip militarize ettiği toprakları,
Otellerin sınır çekip sermayeleştirdiği denizleri normalleştirdik…
Ne kadar ironik değil mi?
Ada’yı işgal eden askerin mühimmatı ile denizi işgal eden otelin camları kırılıyor…
Bir fotoğraf karesi gecenini karanlığında…
Casino yazıyor, arka planda bombalar patlarken…
Tam kktc özeti…
Ama biz nerede kalmıştık,
Normalleştirdik değil mi?
Ve artık nefes almakta zorlanıyoruz…
*
Bu yüzden hiçbir şey normale dönmemeli…
Varsın 5 yıldızlı oteller normale döndük desin…
Varsın askeri birlikler normale döndük desin…
Biz normalleştirmeyelim…
Bu kazalar kaza değil…
Bu ölümler ölüm değil…
Tüm bu yaşananalar buradaki sistemin ve ilişkilerin doğal sonucu…
Çünkü bu ülke bir ülke değil…