Aralarında Almanya’daki Max Planck Enstitüsü ve Mainz Üniversitesi’nden araştırmacıların da bulunduğu Avrupa Kardiyoloji Topluluğu tarafından yürütülen araştırmanın sonuçları, dünyanın bir “hava kirliliği salgınıyla” karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Çalışma, kötü hava kalitesinin özellikle yaşlıları etkilediğini ve genel olarak, hava kirliliğinden kaynaklanan erken ölümlerin yaklaşık üçte ikisinin, esas olarak fosil yakıtların kullanılması nedeniyle üretilen kaynaklardan kaynaklandığını belirtiyor.
ZM Science‘in aktardığına göre, araştırmacılar, çeşitli hava kirliliği kaynaklarının ölüm oranları üzerindeki etkilerini modellemek için yeni bir yöntem kullanarak, küresel hava kirliliğinin 2015 yılında 8,8 milyon ek erken ölüme neden olduğunu tahmin etti.
Ayrıca emisyon çeşitliliğinden dolayı büyük bölgesel farklılıklara da dikkat çekildi. Buna göre, Doğu Asya‘da ortalama yaşam süresindeki azalma yaklaşık 3,9 yıl, Afrika‘da 3.1, Avrupa‘da 2.2, Kuzey Amerika’da 1.4 ve Güney Amerika‘da, yaklaşık 1 yıl.
Savaşlardan bile daha daha fazla ölüm
Sonuçlara göre, tütün kullanımı ortalama yaşam süresini yaklaşık 2,2 yıl (7,2 milyon ölüm), HIV/AIDS 0,7 yıl (1 milyon ölüm), parazit veya böceklerin bulaştırdığı sıtma gibi hastalıklar 0,6 yıl (600,000 ölüm) kısaltıyor. Bu etkenler, savaşlardaki ölümler de dahil edilse bile ortalama yaşam süresini yaklaşık 0.3 yıl (530.000 ölüm) azaltıyor.
Kardiyovasküler Araştırma dergisinde yayımlanan söz konusu çalışmada görev alan araştırmacılar, hava kirliliğinin altı hastalık kategorisi üzerindeki etkisini analiz etti: Alt solunum yolu enfeksiyonu, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akciğer kanseri, kalp hastalığı, felce yol açan inme ile hipertansiyon ve diyabet gibi patolojiler dahil olmak üzere diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar.
Analizin sonucunda, hava kirliliği yüzünden kısalan yaşamların en büyük sorumlusu kardiyovasküler hastalıklar olarak belirlendi: Dünya çapında yaşam beklentisi kaybının % 43’ü. Bunun nedeni ise, hava kirliliğinin kan damarlarına zarar vermesi, böylece tansiyon, diyabet, felç, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi hastalalıklarda artışa neden olması.
Kötü hava kalitesi, yaşlıların yaşam beklentilerini azaltmada büyük etkiye sahip. Hava kirliliğine bağlı ölümlerin % 75’inin 60 yaşın üzerindeki kişilerde görüldüğü tahmin ediliyor. Bunun tek istisnası, Afrika ve Güneydoğu Asya’daki düşük gelirli ülkelerde, beş yaşın altındaki çocukların ölümü.
Fosil yakıtlar en büyük etken
Mainz Üniversitesi’nden araştırmaya katılan uzmanlardan biri olan Thomas Münzel, şunları söyledi: “Erken ölümlerin yaklaşık üçte ikisi, yüksek gelirli ülkelerde % 80’e kadar ulaşan bir rakam olan, fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan ve insan eliyle yaratılan hava kirliliğine bağlanabilir. Dünyada yılda beş buçuk milyon ölüm, potansiyel olarak önlenebilir. ”
Dünya Hava Kalitesi Raporu‘na göre, on kişiden dokuzu şu anda kirli havayı soluyor ve kirli havayla en fazla boğuşan kentler Hindistan ve Çin’de. Bangladeş, gezegendeki en ağır hava kirliliğine sahip ülke olurken, OECD içinde Güney Kore ve Avrupa’da da Bosna-Hersek havası en kirli ülkeler.