Fileleftheros İsviçre’nin Crans Montana kasabasında 28 Haziran 2017’de başlayan ve 7 Temmuz’da herhangi bir anlaşmaya varılamadan sona eren Kıbrıs konferansının 6-7 Temmuz 2017 gecesi düzenlenen “kritik” akşam yemeğinde konuşulanlar, BM not tutucularından Celia Richardson tarafından kaleme alınan “çok gizli belgeyi” ve BM tutanaklarını yayımladı.
Tutanakların fotokopisine de yer veren gazete Richardson’un belgesindeki “(Türk) askerleri konusunda Genel Sekreter (Antonio Guterres) ‘Sıfır asker ve sıfır garantiler Türkiye için kırmızı çizgi iken Türk askerlerin uzun süre kalması da Kıbrıs Rum tarafı açısından kırmızı çizgi olmaya devam ediyor. (BM Genel Sekreteri) bu konuda taraflardan hiçbirinin daha fazla değişebileceğini görmüyor ve bunun, daha üst düzeyde (Türkiye ve Yunanistan başbakanları) yapılması gereken bir görüşme olduğu sonucuna vardı” ifadelerini öne çıkardı.
Gazete şunları aktardı:
“Belgeye göre: ‘Genel Sekreter Türkiye’nin asker varlığını bir daha gözden geçirmeyi düşünüp düşünemeyeceğini sordu, Çavuşoğlu da bunun başbakanlar düzeyinde tartışılmasına itirazı olmadığını söyledi. Genel Sekreter’in kanaati bu konunun, tamamen, başbakanlar düzeyinde görüşülebileceğiydi ancak böyle bir sonucun hiçbir garantisi yoktu.’
BM tutanağında Türk Dışişleri Bakanı bir ara, Türk tezlerinin yazılı sunulmasını isteyen Yunan dengi Nikos Kocias’a hitaben, (bunların tutanaklarda yer almadığını vurgulayalım) ‘sana hiçbir şeyi yazılı vermek zorunda değilim. Sizinle istediğimi paylaşacağım. Başbakanımın ve cumhurbaşkanımın yetki verdiklerini paylaşacağım. Kimse benden yazılı belge isteyemez. Tamam mı? Görüşümü paylaştım, hoşunuza gitse de gitmese de, kabul etseniz de etmeseniz de. Anlaşma hayata geçirilmeden size nasıl müdahale hakkı vereyim? Bunu vermeyeceğim’ dedi..
BM tutanağına göre: ‘Sayın Çavuşoğlu Genel Sekreter’in, Tek Yanlı Müdahale haklarının sürdürülebilir olmadığı açıklamasını iyi not ettiğini söyledi. Genel Sekreter’in askerlerin kalabileceği açıklamasını da not ettiğini söyledi. ‘Sıfır asker sıfır garantilerin Türkiye için bir referans noktası olmadığını tekrarladı. Garanti Antlaşması ve İttifak Antlaşması ile ilgili bir önerinin Genel Sekreter ile paylaşıldığını söyledi. Daha çok esneklik gösterdiğini belirtti ve yeni bir unsur ekleyerek, Tek Yanlı Müdahale haklarının, diğer konularda anlaşmaya varılması şartıyla gözden geçirilebileceğini söyledi.’
Türk Bakan’ın Anastasiadis’e ana konular olan işgal ordularının mevcudiyeti, garanti ve müdahale haklarında hiçbir şey sunmadığı açıktır. Aksine, yukarıdaki konularda esneklik gösterip gösteremeyeceğini görmek için daha önce istediklerini almayı talep etti. Dahası, İzleme ve Uygulama Çerçevesi’nden Garantiler ve tek yanlı müdahale hakkı konusunda herhangi bir ifade yer almadığı da açıktır.
GENEL SEKRETER’İN KIBRIS KONFERANSINDAKİ HEYET BAŞKANLARI İLE AKŞAM YEMEĞİ, CRANS MONTANA, 6 Temmuz, saat 21.15
Genel Sekreter, Heyet Başkanı Sayın Anastasiadis, Sayın Eide, Sayın Mavroyannis, Bn Spehar, Heyet Başkanı Sayın Akıncı, Bn Hett, Sayın Nami, tutanak yazıcı Bn Warne Smith, Heyet Başkanı Sayın Kocias, tutanak yazıcı Bn Richardson, Sayın Paraskevopulos, Heyet Başkanı Sayın Çavuşoğlu, Sayın Özügergin, Heyet Başkanı Sayın Duncan, Heyet Başkanı Bn. Mogherini, Sayın Maartin Verwey.
Ortaya Konulan Ana Noktalar: Görüşmeler Genel Sekreter ve bütün heyetler arasında tüm gün süren istişareler ve ikili görüşmelerin doruk noktasıydı. Heyetler Garanti Antlaşması’nın geleceği ve yabancı asker varlığı konusuna odaklanmıştı. Sonunda, Genel Sekreter konferansı kapatmasının daha iyi olduğunu düşünerek, çözüm için gerekli unsurların başarılamayacağını söyledi. Genel Sekreter masa etrafındaki olguları dikkate alarak konferansın, anlaşmaya varılmadan kapanmasını izah etmek için basit bir açıklama yayımlanması gerektiğini, daha fazla izahat verilmeyeceğini söyledi.
Sonraki Eylemler: Hiç
Tartışmanın Özeti: Giriş olarak, Genel Sekreter, günün zorluklarına rağmen, sıkı çalışmanın ve Crans Montana’da tarafların birçok konuda anlaşmaya ve anlaşmaya yakın olmaya varmayı başarmaları da dahil bu prosedürde başarılanların tanınması/teslim edilmesi önemliydi. Ancak geriye kalan konular, tarafların açıkça çıkar çatışması belirttikleriydi. Kanaati, altı konuya paket yaklaşımıyla ilerlemeleri zamanının geldiğiydi: Toprak, Yetki Paylaşımı, Mülkiyet, Türk Vatandaşlarının Hakları, Garantiler ve Yabancı Askerler. Her bir konu için durum değerlendirmesi yaptı.
1-Toprak konusunda Genel Sekreter, taraflarca masaya konulan son önerileri şöyle anlattı: Kıbrıslı Rumlar Annan Planı haritasının, Kıbrıslı Türkler ise 11 Ocak’ta Cenevre’de masaya koydukları ve Kıbrıslı Rumlardan ilave unsur olarak bekledikleri haritanın, ama değiştirilerek kullanılmasını önerdi.
2-Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunda tarafların ‘pratikte tam anlaşma olduğunu’ söyledi. ‘Her şeyde anlaşılıncaya kadar hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacak’, 2’ye 1 temelinde bir dönüşümlü başkanlık sistemi olacak ve dönüşümlü başkanlık konusu toprak, güvenlik ve garantilerdeki görüşmelerin sonucuna bağlantılı olacak.
3-Türk vatandaşlarına eşit muamele konusunda, yakınlaşmaların artmasına rağmen, Genel Sekreter, tarımsal ürünler ve kişilere dair kota (tavan) ile ilgili ısrarlı anlaşmazlıklar olduğuna işaret etti. Kişiler konusunda anlaşmazlık, çözümden sonra Türkiye’den gelecek olan yeni gelenlerle ilgiliydi ve Kıbrıslı Rumlar onlar için oranın 4’te 1 olmasını (her 4 Yunan vatandaşına karşılık 1 Türk vatandaşı), Kıbrıslı Türkler ise 1’e 1 oranında (Yunanistan’dan gelen her bir kişiye karşılık 1 Türk) ısrar ediyordu.
4-Mülkiyet konusunda Genel Sekreter, gelecekte Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğinde bugünkü kullanıcılardan yana çözümler ve düzenlemeye tabi bölgelerde, ‘duygusal bağ’ durumlarına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi davalarındaki hükümlere göre değişecek, Kıbrıslı Türklerin kat-i belirlenmiş kriterlerde ısrar ettiği, Kıbrıslı Rumların da genel ifadeyi uygun bulduğu çözümler ile ‘felsefede genel anlaşmaya’ işaret etti. 3’te 1 kuralında, özellikle de, Kıbrıslı Türklerin bugünkü kullanıcılarında kalmasını uygun bulduğu, Kıbrıslı Rumların da yerinden edilmişlerin işine gelen bir mekanizma önerdiği küçük araziler konusunda bazı anlaşmazlıklar kaldı.
5-Güvenlik ve Garantiler konusuna geçildiğinde Genel Sekreter önce Garantiler konusunda konuştu. Önceki haftaki önerisini, yani Garanti Anlaşmasının ve içerdiği Tek Yanlı Müdahale Hakkı’nın kalmasının zor olacağı hatırlatarak Türkiye’nin, Garantiler Anlaşması’nın idame ettirilmesi gerektiği tezini dikkate aldı. Genel Sekreter ilaveten, Türkiye’nin kendisine Garanti Anlaşması’nın Uygulama Anlaşması ile değiştirilmesini önerdiği gayrı resmî bir belge verdiğini söyledi.
Türkiye’nin, muteber bir izleme mekanizması ile değiştirilirse, Garanti Anlaşması’nın derhal kaldırılmasını kabul edip edemeyeceğini sordu, Sayın Çavuşoğlu Genel Sekreter’e Türkiye’nin bu konuda diyaloğa açık olduğu ancak bu esnekliğinin diğer 4 iç konuda kaydedilecek ilerlemeye bağlı olacağı cevabını verdi.
6-Genel Sekreter Kıbrıslı Rumların masaya, çözümün uygulamanmasını izleme mekanizması önerisi koyduğunu söyledi. BM’nin ve şahsen kendisinin önemli rol alabileceği bir uygulamayı izleme mekanizmasını anlattığı ve katılımcılara dağıttığı (ilişikte) gayriresmî belge hazırladığını söyledi.
7-Askerler konusunda Genel Sekreter, ‘sıfır asker sıfır garantilerin Türkiye için, Türk askerinin uzun süre kalmasının da Kıbrıs Rum tarafı için kırmızı çizgi olduğunu vurguladı. Bu konuda tarafların hiçbirinde daha fazla değişim perspektifi görmediğini ve bunun, daha üst düzeyde (Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının katılımıyla) yapılması gereken bir görüşme olduğu sonucuna vardı.
Genel Sekreter Türkiye’nin, asker varlığını yeniden gözden geçirmeyi düşünüp düşünemeyeceğini sordu, Çavuşoğlu da bunun başbakanlar düzeyinde görüşülmesine itirazı olmadığı cevabını verdi.
Genel Sekreter’in kanaati, bu konunun, tamamen, başbakanlar düzeyinde görüşülebileceği ancak böyle bir sonucun hiçbir garantisi olmadığı şeklindeydi.
Taraflara iki olasılık sundu: a) başbakanları önümüzdeki günlerde New York’a davet edebilirdi, b) başbakanlar, çıkmazı aşmaya çalışmak üzere önümüzdeki birkaç gün içerisinde Crans Montana’ya gelebilirdi. Her iki seçeneğin de masada olduğunu yineledi. Birleşmiş Milletler’in ajandası yoktu, tek hedefi hizmet etmeleri ve iki lideri takip etmeleriydi.
8-Genel Sekreter değerlendirmelerine dair yorumlar için sözü verdi.
9-Sayın Anastasiadis Genel Sekreter’in dağıttığı gayriresmî belgenin Garanti Antlaşması ve Müdahale Hakkı’nın yerine geçmesi önerisini de dikkate alıp almadığını sordu.
Genel Sekreter ‘hayır, iki konu farklıdır’ cevabını verdi. Kanaati, bağımsız (Garanti Anlaşması ve Müdahale Hakkı) olduğu, BM’ye büyük oranda sorumluluk verecek bir Uygulama ve İzleme Mekanizması gereği olduğuydu.
10-Sayın Kocias sözü alarak, çok çalışma yapılmış olmasına rağmen, ön hazırlığın sorunun çekirdeğinin tartışılması için yeterli olmadığını söyledi. Bir taraf uluslararası hukuka dayalı tezler sunuyor ve masaya Uygulama ve Yeni Düzen ile ilgili bir Sözleşme olacağını düşünerek İzleme Mekanizması ile ilgili öneriler koyuyor. Yunanistan başka Sözleşme (Türkiye tarafından önerilen Uygulama Sözleşmesi) olmasından yana değildi. Uygulama ve İzleme Anlaşması’nı ancak Garantiler Anlaşmasına ek olmayı değil, yerine geçmeyi hedeflemesi halinde görüşmeye hazır olacaktı.
11-Kocias Genel Sekreter’in gayriresmî belgesiyle ilgili bazı yorumlar yaptı. Önerilen mekanizmanın birçok düzeyde aşırı karmaşık, her bir düzeyin ne yapacağı konusunda netlik içermediğini söyledi. Özellikle ‘taraflar Komitesi’ ile ilgili ikinci düzeyde daha çok açıklık gerekiyordu. Bu Komite’nin rolü ne olacak ve birinci düzeyden (toprağa dair operasyonel izleme ve referans) farkı ne olacaktı. (Mevcut) garantilerin tam rolü netleştirilmeliydi. Kendisi, gözlemden başka herhangi bir rol düşünemezdi ve tarafların kendi kendilerini kontrol edemeyeceği görüşünü yineledi. Kocias üçüncü düzeyi, Önemli Şahsiyetler Grubu düzeyini de gereksiz gördü. Son olarak Mekanizma’da Genel Sekreter’e (dördüncü düzey) ve Güvenlik Konseyi’ne (beşinci düzey) öngörülmekte olan rol ve Avrupa Müktesebatı’nın uygulanmasını izleme rolü olacak AB’nin de dikkate alınmasını selamladı.
12-Kocias askerler konusuna değinirken, 1974’te gelenler ile İttifak Anlaşması’nda öngörülen 650 kişi arasında ayrım olmasını önerdi. İlk kategorinin, ‘görev tamamlandı’ başlığı altında derhal gitmesi beklenecekti. İkinci kategorideki askerlerin de hemen değil ama farklı çekilme ‘metodolojisi’ ile gitmesi gerekirdi. Kocias, başbakanlar düzeyinde yapılması gerekmesine rağmen bu askerler konusunda bir gözden geçirme prosedürünü tartışmaya hazır olduğunu söyledi. Her heyetin nihai kararın ön hazırlığını ve teknik çalışmasını yapmak üzere başkentine dönmesini, bu arada da Uygulama ve İzleme Mekanizması’nın kesinleştirilmesine devam edilmesini önerdi.
13-Duncan Kocias’a cevaben, Yunan Dışişleri Bakanı tarafların fırsat kaçırmaması gerektiğine işaret ederken (Kocias) tam da bunu yapıyor dedi. Herkesin kendi seçim bölgesi güdümünde olduğunu tanıdığını/teslim ettiğini ancak bir noktada tarafların ‘risk alması gerektiğinde’ ısrar etti. Bu sorun çok uzamıştı. ‘Hareket olabileceği’ hissiyatındaydı. Genel Sekreter tek yanlı müdahale haklarının gitmesi gerektiğini söylemişti. Taraflar bu hareketi görmezden gelirse, tarihi bir fırsatı kaçırmayacaklar mıydı? Duncan taraflara ‘kapitalize’ etmek üzere sağlanan ilerlemeye odaklanmalarını, detayları sonraya bırakmalarını önerdi.
14-Sayın Çavuşoğlu Genel Sekreter’in Tek Yanlı Müdahale Hakkı’nın ‘sürdürülebilir’ görünmediği açıklamasını not ettiğini söyledi. Genel Sekreter’in, askerlerin kalabileceği açıklamasını da not ettiğini söyledi. Sıfır asker sıfır garantilerin Türkiye açısından referans noktası olmadığını tekrarladı. Garanti Anlaşması ve İttifak anlaşması ile ilgili önerinin Genel Sekreter ile paylaşıldığını söyledi. Yeni bir unsur ekleyip Tek Yanlı Müdahale Hakkı’nın başka konularda anlaşma ön şartıyla gözden geçirilebileceğini önererek daha çok esneklik gösterini söyledi. Önce kapsamlı çözüme odaklanılması, uygulanmasının izlenmesi önemliydi sonra belirli konular görüşülebilirdi. Sayın Çavuşoğlu daha esnek olabilmek için en iyisini yapma taahhüdüne rağmen, önerisinin gizli kalacağına güvenmediğini söyledi. Türkiye’nin önerilerini sızdıran Kıbrıslı Rumlar kendisini temkinli yapmıştı. Garantiler konusunda esneklik göstermesine rağmen askerin tamamen çekilmesi Türkiye açısından kırmızı çizgiydi, Yunanistan ve Kıbrıs hala bunda ısrara devam ediyordu. Sayın Akıncı çözümün hemen ardından önemli sayıda asker azaltma önerisi olduğunu doğruladı.
15-Sayın Çavuşoğlu Kıbrıs ile ilgili konferansın yalnızca Güvenlik ve Garantiler için olduğunu hatırlatarak beş başlıkta halen bazı açık konular bulunduğunu vurgulayarak liderlere, çözebileceklerini düşünüp düşünmediklerini sordu. Bunun ‘son konferans’ olacağını hatırlatarak Genel Sekreter’e birkaç günde başbakanları Crans Montana’ya getirme perspektifi olup olmadığını sordu. Eğer öyle ise, şahsen kendisi kalabilirdi. Uzlaşılabilecek şey, heyetlerin karar almak için ayrılmasıydı.
16-Anastasiadis kendisinin, önerilerini yazılı sunmaktan korkmadığını vurgulayarak, Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin önerilerini neden bilmediğini sordu. Çavuşoğlu ‘esneklik’ derken ne kastettiğini ve garantör güçlerin İzleme Mekanizması’ndaki rolünün ne olacağını bilmek isterdi. Türkiye tarafından masaya konulan önerinin başka bir isim altındaki Garanti Anlaşması olmadığından nasıl emin olacaktı? Genel Sekreter’in İzleme Mekanizması önerisinin herhangi bir şekilde tek yanlı müdahale hakkı veya garantilere son verilmesine ilintili olduğunu o ana kadar işitmediğini tekrarladı. Türkiye’nin Kıbrıslı Rumların endişeleriyle karşılaşma konusundaki hareketsizliğini onaylamadığını söyledi ve açıklık istediğinde ısrar etti.
17-Sayın Çavuşoğlu tarafların, birbirlerinin tezlerini açıklamama konusunda anlaşmaya varmasına rağmen Türk belgesinin sızdırıldığı cevabını verdi. Basına sızdırılan kendi belgesine Kıbrıs Rum tarafının ‘dönüşümlü başkanlık algısının reddedildiği’ ifadesini eklediğini, Sayın Anastasiadis’e güvenemeyeceğini söyledi. Anastasiadis, bir ülkeyi anlamanın en iyi yolunun ‘barışçıl yol’ olduğunu belirterek netlik yoksa esnekliğin hiçbir anlamı olmadığını söyledi.
18-Sayın Akıncı iki tarafın (çözüm için) aynı aciliyet düzeyinde olmadığını vurguladı. Bazı heyetler, sorunu çözme zamanı olduğunu ve tarafların bir fırsatı kaçırma riski ile karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Çözüm ellerinden kayıyor ve hepsi genç nesillere karşı sorumlu olacak. Tarafların Genel Sekreter tarafından belirlenen 6 maddeye dair bir paket üzerinde uzlaşabileceğini ve referandumlar için tarih konulabileceği kanaatinde olduğunu söyledi. Sonra hazırlıkları yapmak üzere Kıbrıs’a dönebilirlerdi. Sayın Anastasiadis’i ‘son çabaya’ çağırdı, bunu yapmayı başaramazlarsa halklarına karşı sorumlu olacaklarını söyledi. Yeniden birleşme için son fırsat önlerindeydi. Sayın Anastasiadis, böyle bir şeyi nasıl imzalayabileceğini sordu. Sayın Çavuşoğlu, (Anastasiadis’in) garantilerin 15 yılda gözden geçirilebileceğini duyduğu cevabını verdi.
19-Sayın Kocias tarafların ortak referans noktasına girmesi, ortak çıkarları teslim etmeleri, bir pozitif ajanda oluşturmaları gerektiğini söyledi. Tarafları, kendisinin izleme mekanizmasında yaptığı gibi tartışmaya ve ortak nokta aramaya ve çıkarları paylaşmaya çağırdı.
20-Genel Sekreter Sayın Kocias’ın yorumlarına cevaben herhangi tek yanlı müdahale hakkı olamayacağının çok net olduğunu söyledi. Gayriresmî belgedeki Uygulamanın İzlenmesi Mekanizması önerisinin Garanti Anlaşmalarının üstün olmaması gerektiği fikrine dayalıydı. Fikir bu. O günkü görüşmeden edindiği hissiyat, Türkiye’nin garantilere son vermeyi inceleyebileceği idi. (yemek öncesindeki bütün görüşme ve tutanaklar temelinde Genel Sekreter 15 yılda yeniden gözden geçirme Türk önerisine atıf yaptı) Sayın Akıncı Sayın Anastasiadis’e Genel Sekreter’in kendisine Güvenlik ve Garantiler konusunda ‘bardağın boş olmadığını’ söylediğini ancak onun işitmediğini söyledi. Sayın Anastasiadis ‘görmediğini’ doğruladı.
21-Mogherini sözü aldı ve tarafların, anlaşma konusunda atılan çok önemli adımları yakalama yolu bulup bulamayacağını sordu. Tarafları, fırsatı kaçırmamaya çağırdı, aksi halde bir yıl daha kendilerini suçlayacaklarını söyledi.
22-Sayın Çavuşoğlubu prosedürün altı ay veya bir yıl daha gidemeyeceğini, tarafların zaman kaybettiğini, karar zamanının şimdi olduğunu söyledi.
23-Genel Sekreter bir ‘Guterres Planı’ sunabileceğini ancak bunun felaket olacağını söyledi. Bunu yapmayacaktı. Tarafların emrine amadeydi ve başbakanları davet etmeye hazırdı. Şahsen kendisinin ertesi gün (Cuma) ayrılması gerekmesine rağmen pazartesi günü Crans Montana’ya dönebilirdi. Asker konusunda nihai kararın başbakanlar tarafından başarılıp başarılamayacağını bilmediği görüşünü de paylaştı. Ancak Türkiye’nin Garanti Antlaşmasının bir çözüm çerçevesine uyumlandırılmasında esneklik göstermesinin önemli bir adım olduğunda, her şey olmasa da bunun tanınmamasının yanlış olacağında ısrar etti. Hissiyatı, doğrudan demokratik yetkiye sahip olanların (başbakanların) anlaşma başarılıp başarılamayacağını görmek için hazırlanmasının faydalı olacağı yönündeydi. Hissiyatı, dört iç konuda bir al-ver’in mümkün olduğu şeklindeydi.
24-Sayın Kocias Sayın Çavuşoğlu’ndan bir kez daha tezini netleştirmesini istedi, Sayın Çavuşoğlu halen Yunanistan’dan ve Kıbrıs’tan ‘sıfır asker sıfır garantiler’ işittiğini, bunun Türkiye için bir referans noktası olmadığını, her ikisinin de Türkiye’nin tezini birçok kez işittiğini söyledi.
25-Genel Sekreter araya girerek, Türkiye’nin, bir çözüm çerçevesi içerisinde, bütün gerekli unsurlar yerli yerinde olduğunda, müdahale hakkına son vermeyi (yani üç seçim döngüsünden sonra, 15 yıl, yeniden gözden geçirme hükmü var) kabul edebileceğini kendisinin sunduğunu söyledi. Sayın Çavuşoğlu Genel Sekreter’in şimdi söylediğini ancak maalesef Sayın Kocias’ın ve Sayın Anastasiadis’in ona inanmadığını söyledi.
26-Genel Sekreter, gayriresmî önerisine dönerek heyetlerin dikkatini şu üç unsura çekti: (i)Genel Sekreterliğe verilen ana rol, (ii) mekanizmanın kapsamlı içeriği, (iii) Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallığın herhangi bir yürütme yetkisi olmadığı. Bu zeminle önerilen mekanizmanın adı dışında her şeyiyle Garanti Antlaşması olarak algılanabileceğini zannetmiyor. Sayın Anastasiadis önerinin ‘belirsiz’ olduğunu söyledi, Genel Sekreter ise ‘belirsiz değildi. Reddedilebilir ama belirsiz değildi’ cevabını verdi.
27-Genel Sekreter’in Özel Danışmanı Espen Barth Eide ilk kez söz alarak, güvenlik ve garantilerde önemli değişiklik olabileceği, yönetim ve yetki paylaşımındaki çıkmazın da kırılması perspektifi bulunduğu kanaatinde olduğunu söyledi. Sayın Akıncı toprakta hareket ettiğini, mülkiyetin biraz daha karmaşık olduğunu ancak çalışma ile taraflar orada da anlaşmaya varabileceğini, dolayısıyla anlaşmanın ellerinden kayma nedenini anlayamadığını söyledi. Eide heyetlere insanlarının Ledra Caddesi’nde miting yaptığını ve ‘bütün dünyanın’ bu prosedürü desteklemeye hazır olduğunu, AB tarafının da her şeyi kolaylaştırmaya hazır olduğunu söylediğini hatırlattı. Eide bu yemek neden üzücü durumdu? Liderlerin cevap verecek çok şeyi olacak da dedi.
28-Sayın Anastasiadis sinirli bir şekilde, Genel Sekreter’in Özel Danışmanı halkın referandumda oy vermeyeceğini anlamayı reddediyor diyerek cevap verdi. Eide bu yoruma cevaben, liderlerin çabaları sayesinde Annan planından daha iyi bir anlaşma başardı dedi. Kıbrıslı Rumların Yönetim ve güç paylaşımı konusunda bazı önemli adımlar attığını doğruladı. Sayın Anastasaidis yeni durumun işleyip işlemeyeceğinden emin olmadığını söyledi. Sayın Mavroyannis her kararda bir olumlu oy talebi ile çözümün mümkün olup olmadığını sordu.
29-Sayın Akıncı Federal kurumlara etkin katılımın neredeyse orda olduğunu ve Kıbrıslı Türklerin harekette bulunduğunu bütün kurumlarda bir olumlu oy talep etmediklerini, mülkiyet meselesinin Genel Sekreter’in ortaya koyduğu ilkelere göre kesinleştirilmesi gerektiğini söyledi, Anastasiadis’e anlaşma ile elindeki fiili durumu kıyaslamasını istedi. Kıbrıslı Rumların, müdahale hakkı ve asker konusunda çoğunlukla memnun olacakları bir anlaşmayı tercih edip etmeyeceğini sordu. Sayın Nami, Sayın Anastasiadis (anlaşma olmadan) Kıbrıs’a geri döndüğünde halkına ne söyleyeceğini düşünmeli diye ekledi. Garantileri ve askeri isteyenin Türkiye değil Kıbrıslı Türkler olduğunu belirtti. Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerle diyalog ile kendisi için değil ama Kıbrıslı Türkler için bu haklarını feda edebileceğini, Türkiye’nin daha ileri hareketlerde bulunmaya hazırlık yapabileceğinin işaretini verdiğini anlattı.
30-Sayın Anastasiadis nasıl ilerleyeceğini görmek ve uygulama çerçevesi hakkında daha netleşmek için Türkiye’nin yazılı önerisini görmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Sayın Kocias Kıbrıslı Rum liderin mesajını devam ettirerek başbakanının, Türkiye’nin Garanti Antlaşması’nı ve Müdahale Hakkı’nı terk etmeye hazır olduğunu söyleyen ve Uygulamayı İzleme Mekanizması hakkında daha çok şeffaf olacağı yazılı metnini görmek isteyeceğini söyledi. Yine asker konusunda daha çok yönelim talep ederdi. Kocias Türkiye nasıl ‘tarihi fırsata’ işaret edebilir ve yazılı bir şey sunmadan Yunanistan’ın herhangi bir şeye imza atmasını bekleyebilir? dedi.
31-Genel Sekreter çıkmazı kırmak için, tarafların onayını alacağını düşünerek; günün görüşmelerinden edindiği anlayışı açıklıkla kazacağı küçük bir belge hazırlamayı önerdi, yani:
Türkiye hükümeti Kıbrıslı Türklerin etkin katılım ve mülkiyet ile ilgili geriye kalan bazı endişelerine tatmin edici çözümler getirecek bir çözüm çerçevesinde Garanti Anlaşması’nı (dolayısıyla müdahale hakkını) terk etmeye hazırdı. Bütün tarafların arzusu, asker konusunun garantör güçlerin başbakanlarının huzurunda görüşülmesidir denilerek başka bir öneri eklenebilir.
32-Sayın Çavuşoğlu birincil hukuk ve üç dönem dönüşümlü başkanlık gibi çözümün tatmin edici şekilde uygulanması da dahil Kıbrıslı Türklerin bütün endişe konularında netliğe ihtiyaç olduğunda ısrar etti. (yani, Türkiye garantileri ve müdahale hakkını yeniden gözden geçirmek için 15 yıl –üç dönem dönüşümlü başkanlık seçimini şart koştu. Saat 01.00’de Genel Sekreter ile görüşmesindeki yazılı önerisidir) Bazı tarafların sıfır garanti sıfır askerden kımıldamamasını tasvip etmedi. Bir uzlaşı düzeyinde asker azaltmaya tam yetkili olduğunu söyledi. Anastasiadis Birincil Hukuk konusunun Türkiye’ye göre yeni bir ön şart mı olduğunu sordu, Genel Sekreter, önemli olmasına rağmen bu konunun paketin parçası olmadığını söyledi.
33-Genel Sekreter, önerisinin, Yunan başbakanı konferansa getirme hedefiyle önerisini yazılı olduğunu yineledi. Sayın Kocias Başbakan Çipras’ın istediğinin, Türkiye tarafından, Garanti Antlaşması’na son verme ve çözümün uygulamaya başlamasına dair yazılı bir taahhüt olduğunu söyledi. Sayın Çavuşoğlu herhangi yazılı bir şey sunmayacağında ısrar etti. Genel Sekreter algısının, Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerin yüzde 100 tatmin edilmesi durumunda garanti anlaşmasını ve müdahale hakkını yeniden gözden geçirmek isteyeceği şeklinde olduğunu söyledi. Sayın Çavuşoğlu ilk Garanti Anlaşması ve İttifak Anlaşması önerisinin orantılı olarak (mutatis mutandis) geçerli olacağını söyledi. Ardından, bunların –belki 15 yılda- Kıbrıslı Türklerin talepleri yerine getirildiğinde ve uygulama mekanizması yerinde olduğunda gözden geçirilebileceğini söyledi. çözümün tatmin edici şekilde uygulandığını görmeden Türkiye’nin haklarından vazgeçmesi beklenebilir mi? diye sordu.
34-Sayın Kocias Türkiye’nin (garantilere dair) tezlerini değiştireceği algısının yanlış olduğunu belirterek hiçbir değişiklik olmadığı kanaatini dile getirdi. Dolayısıyla başbakanına, Crans Montana’ya gelmesini veya Genel Sekreter’le görüşmek için New York’a gitmesini öneremezdi.
35-Sayın Akıncı Genel Sekreter’in o gün içerisinde söylediği, tek yanlı müdahale hakkının sürdürülebilir olmadığı sözünü hatırlattı. Sürdürülebilirlik uzun vadeli bir kavramdır. Mevcut sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerekirse , yerine neyin geçeceğinin netleştirilmesi gerekir. Genel Sekreter’in ne algıladığını yazılı sunmasının faydalı olacağını, aksi halde son olacağını söyledi. Sayın Anastasiadis Genel Sekreter’in 4 Haziran açıklamasını hatırlatarak, güvenlik ve garantiler konusunda çözüm olmadan çözüm olamayacağını yineledi. Türkiye müdahale hakkını 10-15 yılda gözden geçireceğini söylerken elimizde gerçekten çözüm olduğunu söyleyebilir miyiz? Diye sordu..
36-Genel Sekreter, kendisi tarafından yanlış anlaşılma olduğunu söyledi. Kanaati, bir anlaşma için gerçekçi fırsat olmadığı ve çözümün gerekli unsurları başarılamadı diyerek konferansı kapatmasının daha iyi olabileceği şeklindeydi. Tarafların söyledikleri temelinde, başbakanları davet etmesi için bile şartlar olduğunu düşünmüyordu. Masadaki görüşleri dikkate alarak, Konferansın, anlaşmaya varılamadan tamamlandığına dair küçük bir açıklama yapması gerektiğini dikkate aldı. İlahe hiçbir yorum olmayacaktı.
37-Sayın Anastasiadis Genel Sekreter’in yorumunu cevaplarken, önerilerinin ‘geçersiz’ (null and void) olduğunu söyledi. Sayın Akıncı hayal kırıklığı içerisinde, sonucun büyük bir hayal kırıklığı olduğunu ve hissiyatının, iki tarafın anlaşma yörüngesine girdiği şeklinde olduğunu söyledi. Sayın Nami Kıbrıs Türk önerilerinin de haritasının da masada olmadığını söyledi. Sayın Akıncı vicdanının rahat olduğunu ancak sorununun acilen çözülmesi gereğinden farklı hissiyat olmadığını söyledi.
38-Sayın Kocias da çabalamaya devam edebileceğini belirtti. Garantilerin prosedürün sonunda görüşülebileceği şeklinde benimsenen metodolojinin başarısız olduğunu söyledi. prosedüre yeterli ön hazırlık yapılmadığını, bu zor meselelerin 10 gün içerisinde çözülmesinin beklenmesinin gerçekçi olmadığını söyledi.
39- Sayın Mogherini diğer heyetlerin aksine, AB’nin önerilerinin masada olmaya devam ettiğini söyledi. AB’nin mümkün olan her şekilde kolaylaştırmak ve desteklemek için hazır ve hazırlıklı beklediğini ekledi.
40-Sayın Çavuşoğlu bunun neden ‘on beş yıl’ çözülemediğini şimdi gördüğünü söyledi. Türkiye’nin ilk kez güvenlik ve garantilerde mutatis mutandis öneri sundu. Bunu söyledikten sonra, taraflar düşman değil, ‘dost’ olarak hareket edecekler, Türk askeri Kıbrıslı Rumlara tehdit olmayacak, Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkilerine olumsuz etki etmeyecek, Birleşmiş Milletler’in iyiniyet misyonunu bu şartlar altında yerine getirilmesi mümkün değil. Birleşik Krallığa, İzleme Mekanizması ile ilgili yeni fikirler sunduğu ve çözüm çerçevesinde toprak vermeye hazır olduğu için teşekkür etti. Konferans sırasında kendisini hoş şekilde şaşırtan Avrupa Birliği’ne de teşekkür etti.
41-BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Eide, birkaç saat önce çözüme kendilerinin bile fark edemediği kadar yaklaşıldığını söyledi. Ders orada ancak olguları çok uzağa itersek bir şeyleri kaybederiz dedi.
42-Genel Sekreter heyetlere teşekkür etti ve yemek sona erdi.”