Ali Kişmir imzasıyla GazzeddaKıbrıs’ta geçtiğimiz günlerde yayınlanan köşe yazısı aynı yollarda yürüdüğümüz ve bu doğrultuda bugüne kadar maddi/manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen arkadaşlarımız arasında infiale yol açmıştır.
GazeddaKıbrıs’ın yola koyulduğu günden itibaren biricik misyonu “herkesin konuşmasına” olanak sağlamak olarak belirlenmiştir; aldığı ve alacağı tüm destek ve beğeninin bu minvalde olması elzemdir; “biz bize” bir yayın arayışına girilmesi “biz” tanımını yapanların çok ciddi bir güç odağı haline gelmesiyle sonuçlanacaktır. Bu yüzdendir ki GazeddaKıbrıs her şeyden evvel sansür anlayışıyla mücadele etmek için vardır. Belirli grupları veya kişileri hedef alan nefret söylemleri dışında tüm söylemlere yer vermek bu uğurda nihai misyonumuzdur.
Arkadaşlarımızın bir kişinin kendi imzasıyla yazdığı bir yazıya estetik konseptler üzerinden sansürleme talebi ve bu sansür uygulanmadığı için Gazedda’nın ölümünü ilan etmesi bizi derinden üzmüş ve yaralamıştır. GazeddaKıbrıs bahsi geçen nefret söylemleri dışında kalan tüm alanlarda Tanrı rölünü üstlenmeyi reddetmektedir ve bu ret üzerinden var olan bir organizmadır. GazeddaKıbrıs ancak ve ancak sansür kurullarında ifade özgürlüğünü tırpanlamaya başladığı gün ölümü tadacaktır.
GazeddaKıbrıs kolektif olarak her hangi bir yazarın görüşlerini savunma pozisyonunu da ret etmektedir. Herhangi bir yazarın görüşlerinin veya onları dile getirme biçiminin zevksiz, sosyal, siyasi veya estetik açıdan sorunlu bulunması ve bunun tartışmaya açılması konusu hayli faydalı süreçler doğurabilmeye gebedir. Fakat yazarla görüşlerini, dilini veya yazısını tartışmak, GazeddaKıbrıs’ta veya herhangi başka bir mecrada yayınlanmak üzere eleştirel bir yazı kaleme almak yerine GazeddaKıbrıs’ın ölümünün ilanı seçilmiştir; ki bu anlam verebildiğimiz bir olgu değildir.
Tabii ki sosyal olan her şey görecelidir; dolayısıyla her vaka kendi bağlamı dahilinde değerlendirilmelidir. Söz konusu yazı üzerinden konuşmamız gerekirse, GazeddaKıbrıs’ın aleyhine nefret söylemi yayını yaptığı iddia edilen bakanın kalp pili olduğuna referansla bir kelime oyunu yapıldığı gibi bir hurafe mevcuttur. Yazarın niyetini tek taraflı okumak GazeddaKıbrıs’ın haddini aşmasıdır. Fakat bu hususta şunu not etmek doğru bilgi akışı açısından hayatidir; bu gerçeklerden çok uzak bir iddiadır.
İkinci bir iddia Bakan’ın kişilik haklarıyla ilintilidir. Bu hususta çeşitli siyasi gelenekler mevcuttur; nezaket Tanrı’dan gelen değil sosyal ilişkiler içerisinde oluşan bir kavramdır. Siyasi dil, özellikle muhalif siyasi dil, kitlelerin sağlık, ekonomik, sosyal veya siyasi varlığını tehdit eden siyasilere nezaket göstermek durumunda değildir. Söz konusu şahıs devlet erkini avucunda tutanlardan biridir; tek bir sözüyle hepimizi polis aracılığıyla evlere kapatma yetkisine meşru olarak sahiptir. Bu doğrultuda söz konusu erk sahibi kişiler, görevleri ile ilintili tüm kişilik haklarını erke talip olurken kamuya açmış kişilerdir.
Öte yandan, Ali Kişmir’in yazısında “bilgi verme özürlüsü” ifadesini kullanmasıyla ilgili olarak; benzer rahatsızlığın bizde de bulunduğunu belirtmek durumundayız. Bahsi geçen ifadeyi, yazının yayımlanması sürecinde gözden kaçırdığımızdan ötürü; ifadeyle ilgili sorumluluk bize aittir. Yayım öncesinde ifadeyle ilgili editoryal müdahale yapma yetkimiz; yazarı, kullandığı ifadenin savunmasız gruplara yönelik bir saldırı olarak nitelendirilebileceği ve dolayısıyla o ifadenin değiştirilmesi yönünde çağrıda bulunmak olurdu.
Sorumluluğu üzerimize alırken, hata yapmanın kötü bir şey olmadığını da belirtmek durumundayız. Hele de GazeddaKıbrıs gibi alternatif bir alan yaratma gayesi taşıyan alanlarda hatalar olması bizlere göre normal, dahası gerekli olan bir durumdur. Yaşayan bir organizma olan Gazedda’nın hata yapması, bir bireyin hata yapmasından farklı olamaz, olmamalıdır.
Son olarak, geçtiğimiz yıllarda Afrika Gazetesi’nde yayımlanan ve hakkında dava açılan Recep Tayyip Erdoğan’ın başına işeyen bir büstün foto-montajı konusunda; gazeteye aktif destek verilmesi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilirken, ilgili yazarın Gazedda’da yazmaması yönünde editörlerimize telkinlerde bulunulmasını sorunlu bir tavır olarak nitelediğimizi bildirmek isteriz. Bu iki olay; ifade özgürlüğü ile ilintili olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Saygılarımızla
GazeddaKıbrıs Editoryal Kolektifi