Bu makale ilk kez 13 Ekim 2020 tarihinde Haravgi Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Tasos Perdios – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
Hukuki düzeyde dava açıklığa kavuşturuldu. Altın Şafak’ın mercimek kadar bir beyin taşıyan insanın bile anlayacağı şey olduğu mahkeme kararıyla da doğrulandı; Siyasi perdeyi cinayet de dahil olmak üzere suç işlemek için kullanan bir suçlular ve katiller çetesi. Ama toplumun bu hastalar güruhundan siyasi düzeyde de arınması büyük ve ciddi önem taşıdığı için, bu katiller çetesinin yan örgütü ELAM’ı bizim Meclisimize sokmaktan sorumlu olanların aynaları çıkarıp kendilerine bir bakması gerekiyor. Meclise gönderdiğiniz bu kişiler caddelerde ihtiyarcıkları karşıdan karşıya geçiren masum insanlardan oluşan bir parti değil. Katil bir çetenin yan kuruluşudur.
Ancak siyasi yönüyle ilgili olarak bu işin en kötü yanı başka ve biz bunu bu köşede onlarca kez yazdık.
2010 Aralık’ında, Larnaka’nın Finikoudes sahilinde ELAM tarafından iki ırkçı yürüyüş düzenlendi. Ömrümüz yettiğince yazmaya devam edeceğiz. O yürüyüşlerde DİSİ, DİKO ve EDEK milletvekilleri ve belediye meclis üyeleri de hazır bulundu. Bugünkü verilere bakarsak onlar bir cinayet örgütünün yan şubesine siyasi meşruiyet sağlayan kişiler oldu. ELAM’lılara koltuk değnekliği yapan bu kişiler, toplumun demokratik yapısının neo-Nazilerden siyasi açıdan arınması için Altın Şafak’ın gerçekte ne olduğu hiç kuşkusuz kanıtlamış olan günümüzde özür dileyebilecek durumdalar mıdır? Kıbrıs toplumunda onların normalmiş gibi görünmeleri ve Meclis koltuklarına ulaşmaları için kimlere yardım ettiklerini şimdi anlıyorlar mı acaba? Ne yazık ki cevap hayır. Anlayacak olurlarsa partilerinin aşırı sağ, EOKA B özlemiyle yanıp tutuşan bu faşist çetenin suçlarından tasfiyesi derhal başlayacaktır. Ama öyle olmayacak. Cumhurbaşkanı, adi ceza hukuku katilleri örgütü Altın Şafak’ın buradaki şubesi ile aynı değerleri paylaştığını kamuoyuna açıkça ifade eden bir adamı bakan atayacak kadar ileri gitti. Dolayısıyla, neo-Nazilerin Kıbrıs toplumundan siyasi olarak yok edilmesinden çok uzağız.
Çok uzağız; çünkü medyanın çoğu, utanç verici kara insan aklama çamaşırhanesi rolünü oynadı ve oynamaya devam ediyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü, Yunanistan’da Altın Şafak’ın mahkeme tarafından suç örgütü olarak adlandırılması haberi basınımızda manşetten yer aldı. Ama aynı yayın organları suç örgütünün Kıbrıs’taki şubesine sık sık ve seve seve söz hakkı veriyor. Böylelikle bir neo-Nazi örgütünün kendini farklı bir şeymiş gibi göstermesine ve toplumu milliyetçilik, faşizm ve hoşgörüsüzlükle zehirlemesine olanak sağlıyor. Bu medya kuruluşları asla arşiv dosyalarına bakmayacak ve özür dilemeyeceklerdir.
Dolayısıyla yük Sol ile rasyonel ve demokratik düşünen insanların omuzlarına düşüyor. Suç ideolojisi, yalnızca kriminal politikalar ve uygulamalar üretebilir. Onların yeri tarihin zaman dolabıdır, siyaset ve toplumsal sahnede değil …