Politis köşe yazarlarından aşırı cesaretiyle tanınan Kostas Konstandinu’nun ilgili yazısını birkaç alıntıyla özet şeklinde sizlerle paylaşıyoruz.
Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
*
…Birisi sosyal medyada yazmıştı. Adını hatırlamıyorum. Kıbrıs’ın Örovizyon şarkısının yarattığı şokla ve şarkıya tepkilerle uğraşmak yerine bu insanların onca yıldır okullarda çocuklarımızın kafasına neler soktuğuyla uğraşın, diyordu. Ben olayı bir adım daha ileri götürüp Kilise LTD Şirketinde olup bitenlere biraz kafa yorun derim. Bugüne kadar kilisenin çevirdiği dolaplara ilişkin bir yazı kaleme aldı mı şimdi tepki gösteren bu ilahiyatçılar? Ya da en azından cinsel tacizlere adı karışan kilise tekelerine ilişkin haberler konusunda bir tek satır bile yazdılar mı?
…Bence ortada tek bir gerçek var: Papazla teologun yok aslında birbirinden bir farkı. Tek fark birinin cüppe giyiyor olması. Cüppeli ya da cüppesiz olsun, bu insanların çoğunluğu, kendini asırlar öncesinde kalmış bir masalın içine hapsediyor. Ve bu kötü yazılmış, realiteye uymayan masalı yetişkinlerin ve sonra da onların çocuklarının da kafasına sokmayı kendilerine görev edinmişler. Aksi takdirde Masalın kahramanı onları cehenneme gönderecek.
…Aynı kişiler bir çocuğun ölümünü Masal kahramanının aileyi sınaması olarak dayatır. Buna inanmadıkları takdirde onlar da cehenneme gideceklerdir. Çünkü inanılmamak Masal kahramanının hoşuna gitmez.
…Maymundan azıcık gelişmiş bir tür olan insanoğlunun, ölümün yarattığı korku ve panik karşısında düşündüğü en paranoyakça fikir! Çünkü sorun orda. Kimse ölmek istemez. Herkes ölümden sonra bir şeylerin olduğuna inanmak ister.
Birtakım akıllılar da bu gelişmiş maymun türünün pek zeki olmayanlarının beyinleriyle oynayarak para kazanmanın peşinde. Ve bu paralarla ve özellikle de cehennemde yanma korkusunu kullanarak toplumun üzerinde kontrol mekanizması kurmuşlar. İnananlara mutluluk ve huzur vaat ediyorlar. Mustarip olduklarını sandıkları hastalıklara “ilaç”.
…İşin gerçeği şu ki kurbanlar yani toplumlar kendilerini mutlu zannederek sürekli korku ve kaygıyla yaşıyor. Kutsal emanetler ve kemiklere, kutsal terliklere tapınma kuyruklarında gülümseyen insan gördünüz mü siz hiç? Hepsi korku içinde. Daima. Yaşamaya alıştıkları korkudan çok daha küçük sebeplerden dolayı ya da sebepsiz yere. …Cüppeli ya da cüppesiz bu kesimin, onu daha mutlu yapacağı vaadiyle topluma sattığı, uyuşturucudan başka bir şey değil.
Her şey para için yapılıyor. Ve insanların beyinlerini kontrol altında tutmak için. Bu yoldan geçip de çıkmayı başaranlar bilir; Kurtuluş masallarda değil, masallara olan bağımlılıktan kurtulmadan geçiyor.
Cüppelisi de cüppesizi de aynı soya ait. Birisi işini kilise vasıtasıyla görür, ötekisi ise okullarda çocuklara bu masalı anlatarak. Hatta masala bilim görüntüsü vererek. Zira senaryo insanın korkularını suistimal eden kurnaz din sanayiinin bir ürünü…
…Bilimse günümüzde insana, cüppeli ya da cüppesiz olsun uyuşturucu tacirlerinin, aklıyla oynadığı oyunlar temelinde değil, gerçekler temelinde ilerleme olanağı sağlıyor.