Yenidüzen Gazetesi eski editörü Çağıl Günalp, Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı’nın geçtiğimiz gün kaleme aldığı, “Bir Karanlık Kuyu” adlı köşe yazısıyla ilgili açıklama yaparak, yazının detaylarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Günalp’ın yazısı şöyle:
Cenk Mutluyakalı, 11 yıl beraber çalıştığım, iyi tanıdığıma inandığım, gazetecilik anlayışını benim nazarımda genelde demagojiye ve duygusal pornografiye dayandıran, kimileri için deneyimli bir gazetecidir…
Mahallenin su probleminden, Kıbrıs konusuna, siyasetten futbola hemen hemen her alanda Can Dündar edasıyla naif biçimli, derinliği olmayan, popülist söylemler yapması nedeniyle gazetecilik anlayışı bana pek hitap etmez.
Yukarıda yazdıklarım bir yere kadar bünyenin kabul edebileceği “hasletler” olsa da geçtiğimiz gün kaleme aldığı yazısı belki birçok insanın gözünden kaçan, medyadaki çürümenin beden bulmuş halinden çok daha ötesidir…
Cenk, “Bir karanlık kuyu” başlıklı köşe yazısında, Falyalı’nın başbakan ve bakanlarla yaptığı görüşmelerin ses kaydını kendisine gönderdiğini öne sürerek bir takım iddialarda bulundu.
Hayatta olmadığı için kendini savunamayan, söz hakkı olmayan biriyle ilgili bu tür iddiaları, hayatta değil de ölükten sonra ortaya atmak; ucuz kahramanlık bile değildir! Öncelikle bunun altını çizelim…
Makalesinin bazı kısımlarında Falyalı’yla ilgili “olumlu” bir imaj yaratan Cenk, diğer kısımlarında Falyalı’nın “diğer yüzünü” gösterme amacıyla ispati mümkün olmayan iddialar ortaya atmakta, kişisel hatıralarıyla betimlemeye çalıştığı “Falyalı” figürünü merkeze koyduğu yazısında softa şaşırtması yapmaktadır.
Mütemadiyen temiz toplum, temiz siyaset söylemleriyle memlekete demokrasi, hukuk dersi veren Cenk Mutluyakalı şu sorulara demagoji yapmadan cevap vermelidir?
– Rıza olmadan birinin ses kaydını almak suç mudur?
– Birileri böylesi bir eylemde bulunmuşsa ve bunları seninle paylaşmışsa; neden olay yaşandığında değil de öldükten sonra bunu açıklıyorsun?
Bu konuda polise herhangi bir şikâyette bulundun mu? Bulunduysan neden bunu paylaşmıyorsun?
Falyalı bu ses kayıtlarını alarak suçlu ise sen de susarak bir şekilde bu suça ortaklık etmedin mi?
Seninle bu denli içli dışlı olmasından Yenidüzen’in sahiplerinin haberi var mı?
Hayatta olmadığı için sana cevap veremeyecek biriyle ilgili bu türden iddialarda bulunmak; o şahsın ailesine ve sevenlerine nasıl bir duygusal tahribat yaratır?
Cenk bu sorulara cevap verir mi emin değilim ama vicdani hür herkes bu sorular üzerinde düşünebilir…
Birilerine söz hakkı tanımamak, yargısız infaz diye tanımlanır… Burada Cenk’in yaptığı üzgünüm ki bir nevi (yargısız) infazdır. Esas “mafyatik” olan bu anlayıştır…