Şehir Plancılar Odası Başkanı Merter Refikoğlu, İmar Planı’nda gelinen son noktayı gazedda için yazdı…
Ülkemiz için çok önemli bir konuda yine Rant kazandı ve maalesef ki çocuklarımız, geleceğimiz için verdiğimiz mücadeleyi bizler kaybettik. Ancak mücadele etmeyi bırakmamamız gerekir. Bugün en verimli tarım arazilerimizi peşkeş çekenlerin yarın Karpaz’da Milli Park’ı, Lefke’de portkal bahçelerini peşkeş çekmeye çalışacağından eminiz.
Uzun zamandır gündemi meşgul eden Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı sonuçlandı. 2020 yılına yaklaştığımız ve dünya bu konularla ilgili çok farklı şeyler konuşurken bizler maalesef ki bir imar planı yapmayı beceremedik.
Plansızlık yüzünden her yıl onlarca insanını trafiğe kurban eden, adada yaşayıp deniz kirliliğinden denize girmekte zorlanan, salgın hastalıklar ile ölümler yaşamaya başlayan, kirli suyunu arıtamadan denize akıtan, yürüyecek kaldırımı olmayan, kent parkları olmayan, iklim değişikliği ile mücadeleden bir haber, içme suyu yetersiz, elektik enerjisi yetersiz KKTC’nin bir bölgesinin bu ve buna benzer sorunlarını çözmek için 3 yıl önce yola çıkılan Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı büyük bir hüsranla sonuçlandı.
Beceriksizlik ve Rant Çevrelerinin Baskısından Dolayı Emirname Üç Hafta Geciktirildi
Yaklaşık üç yıl önce başlayan sürece ilk darbeyi yanlış emirname vurdu. Açgözlü rant çevresi bölgeyi ablukaya almaya başlayınca, zamanın hükümeti kendinden beklenmeyecek bir refleks ile emirname yayınlamaya çalıştı. 2018 sonuna doğru hazırlanmaya çalışılan emirname, beceriksizlik ve rant çevrelerinin baskısından dolayı 3 hafta gecikti. Bu süreçte açıkgöz müteahhitler ‘hak’ kazanmak için, dosyalarını hazırlayıp sıraya girdi,. Yaklaşık 500 adet dosya, binlerce konutluk projeler, daha plan çalışılmaya başlamışken açgözlü rant çevreleri tarafından parsellendi. Hatta onunla da kalınmayıp, geride kalmış 1-2 dosyanın daha hak kazanması için emirname değiştirilmeye çalışıldı. Yani yapılan emirname başlı başına yanlışlıklar ve yasadışılıklarla doluydu.
Ranttan ve Siyasi Baskıdan Uzak Uzmanların Hazırlayacağı Plandan Şüphemiz Olmazdı
Emirnameden darbeyi yiyen Plan yavaş yavaş hatalı şekilde oluşmaya başladı. Rant çevreleri bakanlık, daire etrafında dolaşmaya başladı. Rant çevreleri sürekli toplantılara katılıyor, ancak bizler bu toplantılardan hep uzak tutuluyorduk. Plan ile ilgili görüşlerimizi, verebildiğimiz her yerde verdik ve tartışmalara katıldık. Ranttan uzak Şehir Planlama Dairesi ve Belediyelerin en iyi planı yapacaklarından şüphemiz yoktu. Ancak beklenen son gelmeye başlamıştı. Büyük baskılarla üzerinde oynanmaya başlanan plan, son günlerine yaklaştıkça tanınmaz hale geldi. Bunların arasında en dikkat çekenleri, nüfusun kat ve kat üstünde alanın inşaat için bırakılması, dağınık ve altyapısız bir şekilde büyüyen bölgeyi daha da karmaşık hale getirecekti. Şu anda birçok altyapı ve sosyal donatı eksiği olan bölgenin, bu sorunlarını çözmek yerine, bu sorunlar katlanarak büyüyecekti. Belki de KKTC tarihinde bir ilk yaşandı ve İçişleri Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı el ele vererek, ülkenin en verimli birinci sınıf tarım arazileri, orman arazileri, sahiller ve taşkın riski taşıyan alanları imara açtı.
Yani bunun Türkçesi, bölge rant çevrelerine parsel parsel peşkeş çekildi. Düşünün ki bir bölgeyi emirname ile imara kapatıp imar sınırı çiziyorsunuz, imar planı taslağında imar sınırı yine sizin arazinizi kapsamıyor, bu sırada rant çevreleri imar sınırı dışındaki yerlerinizi ucuza satın alıyor. Daha sonra planda radikal değişiklikler yapıp bu alanları imara açıp yeni mal sahiplerine milyonlar kazandırıyorsunuz. Hem de birinci tarım arazileri üzerinde.
İlk taslakta yaptığımız uyarılar hiç dikkate alınmadan plan daha da kötüye götürüldü. Çevre örgütleri ve bölgedeki diğer örgütlerin görüşleri hiç dikkate alınmadı. Ancak rant çevrelerinin istekleri her ne pahasına olursa olsun kabul edildi. Bu konuda birçok soruya maruz kalan İçişleri Bakanı planın geldiği durumun, siyasi bir karar olduğunu belirtti. Yani bunun Türkçesi, bölge rant çevrelerine parsel parsel peşkeş çekildi. Düşünün ki bir bölgeyi emirname ile imara kapatıp imar sınırı çiziyorsunuz, imar planı taslağında imar sınırı yine sizin arazinizi kapsamıyor, bu sırada rant çevreleri imar sınırı dışındaki yerlerinizi ucuza satın alıyor. Daha sonra planda radikal değişiklikler yapıp bu alanları imara açıp yeni mal sahiplerine milyonlar kazandırıyorsunuz. Hem de birinci tarım arazileri üzerinde.
İmar Planını Yayınlamayız, fasıl 96’ya Geri Döneriz
2020 yılına yaklaştığımız bu günlerde imar planı yapmak bir lütufmuş gibi, ‘itiraz etmeyin yoksa imar planını yayınlamayız, fasıl 96’ya geri döneriz’ tehditleri savrulmaya başlanıyor. 2020 yılında bir ülkenin bakanı, başbakanı bir ülkenin planlarının olmamasını savunuyor. Ne kadar acı değil mi?
Muhalefet Partilerimiz Üç Yıllık Konu ile Son Bir Aya Kadar Nerdeyse Hiç İlgilenmedi
Biraz da muhalefetten bahsetmek gerekebilir. Bölgedeki örgütler ve bölge halkı konuyu biraz uzaktan takip etmeyi tercih etti. Bölgedeki bazı çevre örgütleri ses vermeye çalışsa da bu çok cılız kaldı. Muhalefet partilerimiz üç yıllık konu ile son bir aya kadar nerdeyse hiç ilgilenmedi. Son bir ayda yaptıkları açıklamalarda da ya konunun çok uzağında yer aldılar ya da tribünlere oynadılar. Çünkü bizim ülke olarak birinci gündemimiz seçilmektir. Bu arada solun biraz daha solunda yer alan partilerin de bu konuda sessiz kaldığını görüyoruz. Bir an önce bu konular üzerinde geniş okumalar, tartışmalar yapmalıyız, rantı, oyu bir kenara bırakıp geleceğimiz için. Yoksa geciktikçe durum daha da kötüye gidecektir.
Üç Belediye’ye de bir parantez açmak gerekir. Planın içinde olan üç belediye rant çevrelerine boyun eğmeyip, bilimi dinleyip güzel bir plan çıkması için çabalayabilirlerdi. Planı belediyeler de beğenmedi ancak son güne kadar verimli tarım arazilerinin imara açılması için kulis yapmaktan vazgeçmedi. Belediyeler reformundan bahsedildiği, belediyelerin daha fazla yetki verilmesi tartışmaları arasında bunu da dikkatle incelemek gerekir.
Cumhurbaşkanı’nın Hiçbir Önerisi Dikkate Alınmadı
İşin en önemli ayrıntılarından bir tanesi de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın daveti ile ilgili taraflarla geçtiğimiz günlerde bir araya getirildik. Yaklaşık 2 saatlik bir verimli toplantı yaptığımızı düşünürken ve karşılıklı olarak birbirimizi anladığımızı düşünürken, Cumhurbaşkanlığı’ndan çıkarken, planda nerdeyse hiçbir önerimiz dikkate alınmadan, bir daha reddetme hakkı olmayan belediyelere plan acele bir şekilde ikinci ve son defa gönderildi. Plan yasal olarak şu aşamadan sonra değiştirilme şansı yok. Bir ülkenin en başında yer alan Cumhurbaşkanı konuyu gündem yapıyor, zaman ayırıp tarafları bir araya getiriyor ve 2 saat tartıştırıyor. Ancak Cumhurbaşkanı’nın da söylediği hiçbir öneri dikkate alınmıyor.
Hükümet ortakları ve ekonomik örgütler dışında plandan memnun olan kimse yoktur. Üç beklediye, planı çalışan teknik elemanlar, Cumhurbaşkanı, meslek odaları, plan için hizmet alınan uzmanlar vb. planın geldiği bu halden memnun değildir. En küçük bir yağmurda tanınmaz hale gelen bölge bu planla beraber daha da kötü hale gelecektir. Bizler uyarılarımızı şimdiden yapıyoruz. Umarız ki planı bu hale getirenler de ilerde hesap verebileceklerdir.
Ülkemiz için çok önemli bir konuda yine Rant kazandı ve maalesef ki çocuklarımız, geleceğimiz için verdiğimiz mücadeleyi bizler kaybettik. Ancak mücadele etmeyi bırakmamamız gerekir. Bugün en verimli tarım arazilerimizi peşkeş çekenlerin yarın Karpaz’da milli parkı, Lefke’de portkal bahçelerini peşkeş çekmeye çalışacağından eminiz.
Merter Refikoğlu