Haber Merkezi
Küçük Aziz Sergios ve Bacchus Kilisesi Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin çalışmalarıyla yıkıntılarından yeniden doğdu.
Kilise, Neta köyünün güneydoğusunda Karpaz Yarımadası’nda yer alıyor. Yakın zamanda Kültürel Miras Teknik Komitesinin çalışmaları sayesinde harabe hâlinden kurtuldu.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından uygulanan projenin tanıtım etkinliği 6 Mart Çarşamba günü Neta’da gerçekleşti.
Aziz Sergios ve Bacchus Kilisesi, Bizans yerleşimi kalıntılarıyla dolu bir alanda yer alıyor. Neta’nın yaklaşık üç kilometre güneydoğusunda ve Karpaz Yarımadası sahilinin yanında yer alıyor. Kilisenin tarihi olası olarak 12. yüzyıla kadar uzanıyor.
Kültürel Miras Teknik Komitesi Eş Başkanı Dr. Sotos Ktoris, proje tamamlandığında, 12. yüzyıldan kalan tamamen yıkılmış bir kilisenin kurtarıldığını belirtti.
Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin proje çerçevesindeki ortaklığına değinen Ktoris, “bu çabada ‘bizim’ ve ‘diğerlerinin’ anıtları yoktur. Kıbrıslı Türk meslektaşlarımızla bu toprakların tarihî mirasından kaynaklanan tüm anıtlar için aynı endişeyi paylaşıyoruz. Her bir anıtın korunduğunu gördüğümüzde aynı sevinci paylaşıyoruz.” diye ekledi.
“Komisyon’un çalışmalarının, anlayış ve karşılıklı saygı kültürünün güçlenmesine yardımcı olmasını umut ediyoruz. Böylelikle harabelerin karanlığının altından daha barışçıl bir Kıbrıs ortaya çıkabilir.”
Projenin konservatörü Michalis Mastris, Kıbrıs Haber Ajansına (KHA) yaptığı açıklamada, kilisenin çok kötü bir durumda olduğunu ve duvarlarının çöktüğünü belirtti. Ayrıca fresklerin söküldüğünü ve eldeki bilgilere göre büyük olasılıkla antika hırsızları tarafından çalındığını ifade etti.
“Şu anda sadece kilisenin girişinde sağda ve solda bazı fresk izleri görebiliyoruz, ancak sadece küçük parçalara ulaşabildik.”
“Kilise genelinde çeşitli restorasyon çalışmaları gerçekleştirildi. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Agia Trapeza’yı (Kutsal Masa) koruma altına alındı. Büyük olasılıkla Salamis kaynaklı. Bir heykele ait olduğunu düşünüyoruz. Temizlik başladığında sunağın altında, ortasında bir haç bulunan bir daire olduğunu fark ettik. Bize bunun Agia Trapeza’nın tabanı olabileceği söylendi”.
Sunum, kilisenin onarımı için yapılan çalışmalara odaklandı. Çalışmalar Eylül 2023’te başladı ve ocak ayında tamamlandı. Duvar ve tonoz düzenlemeleri, çatıdaki uygun olmayan harcın kaldırılması, çatlak onarımları, derin derz dolguları ve çatıya yeni kireç sıva ve nem izolasyonu uygulaması dâhil olmak üzere anıtın yapısal restorasyonuna odaklanıldı.
Yapıyı tamamlamak için, günümüze ulaşan taş işçiliğinin geometrik özelliklerinin ve anıtın yapım tekniğinin metodik bir şekilde incelenmesinin ardından, yalnızca bölgede hayatta kalan ve anıtın kendisinden gelen orijinal yapı malzemeleri kullanıldı.
Restorasyon çerçevesinde iç kısımda, çok yıpranmış sıvalar kaldırıldı, duvarlar ve tonozlar derz dolgusu ile onarıldı, günümüze ulaşan orijinal sıvalar ve bazı sınırlı duvar resmi kalıntıları korundu ve taş işçiliği kullanıldı.
Ayrıca, döşemenin günümüze ulaşan bazı izleri de korundu. Diğer zemin yüzeylerine, alana erişimi kolaylaştırmak ve nemin zeminden dağılmasını sağlamak için bir çakıl tabakası uygulandı.
Son olarak, alanda bulunan ve projenin kapsamında restore edilen yapı malzemeleri arasında, tabanı kumaş kıvrımları kabartmalı taş bir heykelin bir bölümünden oluşan ve muhtemelen yakındaki arkeolojik sit alanından veya Salamis’ten ikinci bir yapısal kullanımda kullanılmış olan Agia Trapeza’ya da ulaşıldı.
Kilisenin doğusundaki yamaç çıkıntılarında, kutsal alan olarak kullanıldığına inanılan bir pınar mağarası bulunuyor.