Bu hayatta beni en çok korkutan insan tarzı, başkasına kolaylıkla laf atabilen, başkası hakkında umarsızca konuşabilen, olayların oluş şeklini saptırmaya ve yeni yorumlar katmaya, manipulatif, baskın, otoriter, başkasını kendi özgüvensizliklerinden dolayı ezebilen insan türüdür. Bu insan türünden her yerde bol bol bulunur. Şu an bu şekilde hissetmekten ve yazıyor olmaktan hoşnut olmasam da, bu durum ile ilgili yazmam gerektiğini düşünüyorum. Neden mi? Çünkü bu korkumun kökenini ararken, bunu sizlerle paylaşarak yapmanın bana da yardımcı olacağını düşünüyorum. Bir de eğer başarabilirsem algımdaki bu ayrışmanın hem benim için hem de hepimiz için bitmesi arzusuyla kendimi de bütünlüğe ve farklı bakış açısına davet etmek istiyorum.
Bu tarz insan gördüğümde ve buna şahitlik ettiğimde, bendeki reaksiyon şöyle oluyor; bedenimde gerilme, korku hissininin artması, zihinsel aktivitenin artışı, bir an önce bu ortamdan uzaklaşma hissi, kaçmak için mazaret arayışı vesaire. Anlayacağınız liste uzun. Şahitlik ettiğim sevgisizlik ve farkındalıksız davranış biçimlerinin bazen bende bu şekilde etkisi oluyor. Bir de öte yandan neye sebep olduklarını bilmeden ve hiç düşünmeden, başkaları hakkında gerçekleri saptırıp, onları küçümsemek, başkasının mutsuzluğundan resmen zevk alarak yaptığı muhabbetlerin, o insan ile ilgili algıda olumsuz bir etki yaratabileceğini fark etmemek ve bu davranışıyla iligili hiç bir rahatsızlık hissetmemesi. Doğrusu şu an hissettiğim duyguyu anlamanız için buraya bir emoji koymak isterdim. Kendi içindeki yüzleşmelerden ve mutsuzluktan kaçınmak için başkalarının hayatlarına vampirlik yapan insan varoluş biçimi.
Maalesef ülkemizde bu durum ciddi derecede yaşanıyor. İnsanın insanı çok konuştuğu bir ülke burası. Genelde insanın insanı desteklemek için yaptığı bir aksiyon da değil bu. Başarısını eleştirmek, özel hayatını bilme arzusu ve ileri geri özel hayatla ilgili yapılan yorumlar, namus bekçileri vesaire.. Kelimelerin hiç bir değeri yokmuş gibi ileri geri ağızdan çıkan, havada dağılmaya çalışan ama ağırlıktan dağılamayan kelimeler…
Buradaki konuyu şimdi daha farklı bir yere bağlamayı deneyeceğim. Muhtemelen şu anda itiraz etmek isteyeceğiniz bir şey söyleyeceğim. Ben de şu an yazacğım şey için en az sizin kadar kendime itiraz etmek istiyorum doğrusu. O da şu; hepimizin içinde böyle bir karakter var.
Ancak farkındalık ve kendimizi keşif yolculuğu işte bu noktada çok önemli. ‘Dışımızda’ dediğimiz ve gördüğümüz her şey hepimizin içinde az da olsa çok da olsa var. Ancak farkındalıklı, sorgusunu yapan ve farkındalıksız, sorgusunu yapmayan insan arasında ciddi bir fark oluşuyor. Çoğunluk, farkındalık, eğitim, kendini keşfetme, insan olmayı anlama yoluna girmiyor. İnsanı anlamak sadece psikologların işi olmamalıydı. En başından beri burada ciddi bir hata yapmışız. Her birimiz insan olduğumuza göre, insan olmanın ne demek olduğunu küçük yaşlardan bu yana anlamaya önem verdiğimiz eğitimlerden geçiyor olmamız gerekiyordu. O zaman daha farkındalıklı, gelişmiş bir toplum olmaz mıydık?
Burada şöyle bir çağrı yapmak istiyorum. Her birimizin önce kendimize sonra da birbirimize karşı sorumluluğu var. Önce kendimizi sevmeyi ve kendimizle barış yapmayı öğrenmeliyiz. Bu davranışı sergileyen insanların ciddi anlamda kendilerini sevmeyen ve kendi içlerindeki savaşı dışarıya yansıtan insanlar olduğu da bir gerçek. Toplum olarak bir an önce daha farkındalıklı, daha gelişmiş, daha bütünlükçü bir toplum olma arzusu duyuyorum. Birbirimize köstek olduğumuz değil, birbirimize destek olduğumuz, birbirimizin gelişimini gerçek anlamda önemsediğimiz bir toplum olmaya davet ediyorum bizleri. Umarım bir an önce yarattığımız bu kötü eğitim sistemlerini değişir ve neye gerçekten önem vermemiz gerektiğini tekrardan sorgularız. Toplum olarak bir bütün olabilmek için önce kendi içimizde bütünlüğü yakalamalıyız. Kendi içimizde bütünlük olmadığı müddetçe, dışımızdaki gerçeklikte de ayrışma yaratıyor olmaya devam edeceğiz. Umarım bir an önce bu durumu fark eder ve önce kendimize karşı sorumluluğumuzu daha sonra da birbirimize karşı daha sevgi dolu, destekçi yaklaşımlarla sorumluluğumuzu yerine getiririz.