İnsan, diğerini her ötekileştirdiği an, algısındaki ayrılık bilincini desteklemiş olur. Bu ayrılık bilinci üzerine kurduğumuz dünyayı, birlik bilincine doğru değiştirme zamanımız geldi. Her birimiz kendi bilincimizdeki illüzyonik algıları, bize daha fazla hizmet etmeyen algıları dönüştürmekle yükümlüdür. Bu dönüşümü her birimiz başardığımız takdirde, dünyadaki acıyı yavaş yavaş sonlandırmak mümkün olacaktır. Dünyada acının sonlanması için önce bireysel acımızı dönüştürmeliyiz.
Dışarıdaki olaylara ve durumlara bakarak, sadece bunları konuşup bunları anlattığımızda hem negatif olanı besliyoruz, hem kendi ayrılık illüzyonumuzu desktekliyoruz. Bir de bunun üstüne boş yere vakit de kaybediyoruz. Olayların farkında olalım, gerektiğinde tartışalım. Ancak bugün maalesef çoğumuz bu durumu zevk veren bir hobi haline dönüştürdü. Bunun farkında olmalıyız. Biz bunlarla vakit kaybedip, kendimizi de ayrılık bilinciyle beslemeye devam ederken, kendi hayatımız gözümüzün önünde harcanıp gidiyor.
Zaman değişim zamanıdır. Dışarıyı ancak içeriden değiştirebiliriz. Her birimizin katkısı, biz değiştikçe etkinleşecektir. Eğer dışarıya baktığımızda mutlu değilsek ve durmadan her şeyin ne kadar da kötü olduğuyla ilgili konuşuyorsak, kendimizi kurban bilincine hapsetmişiz demektir. Bu da insanın kendi kendine söylediği en büyük yalandır.
Bizler kendi karanlığımızdan değil, kendi ışığımızdan korktuğumuz için hayatlarımızı küçük yaşamayı veya kendimizi kandırmayı seçiyoruz. Kendi gücümüzden ve yapabileceklerimizden korkuyoruz. Kendi potansiyelimizden korkuyoruz.
Konforlu alanlarımızdan çıkıp kendi gücümüzü elimize alma zamanıdır. Her birimiz kendi kim olduğuna uyanmak, kendini bilmek ve bu dünyaya kendi katkısını koyabilmek için buradadır. Eğer kurban bilincine kendimizi hapsedersek ve kendimize yalanlar söylemeye devam edersek, dışarıya baktığımızda beğenmediğimiz şeylerin hiç birini değiştirmek mümkün olmayacaktır. Dışarıda beğenmediğimiz her şey bizlerin bir yansımasıdır. Ya bu gerçekle yüzleşir ve her şeyi değiştirebileceğimiz gerçeğine uyanırız ya da komforlu alanlarımızda, kendimize acımaya veya kurban bilincinde hapsolmaya devam edeceğiz.