Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı işlenen çifte suç, Yunan Junta ve EOKA B’nin faşist darbesi ve ardından gelen Türkiye’nin yasadışı işgalinden bu yana 45 yıl geçti. 45 yıl sonra Kıbrıs, ne yazık ki halâ bölünmüş bir ülkedir ve Türkiye, devletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğü gibi uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlâl ederek, Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının %37’sini yasadışı bir şekilde işgal etmeye devam etmektedir. Sonuç olarak, Kıbrıs halkı insan haklarının bariz bir şekilde ihlal edilmesinin acısını çekmeye devam ediyor.
Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler, aradan geçen bunca zaman içerisinde vatanlarının yeniden birleşmesi için mücadele etmeye devam ettiler. Avrupa Birleşik Sol-Nordik Yeşil Sol (GUE/NGL), adanın özgürlüğü ve yeniden birleşmesi için verdiği mücadelede Kıbrıs Halkı ile; Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ile dayanışma içerisindedir. Bu özgürlük mücadelesi ancak Türkiye’nin askeri işgalinin sona ermesi, anakroniktik garanti sisteminin, müdahale hakkının kaldırılması ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtildiği gibi, siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyona dönüşmesi ile başarılı bir sonuca ulaşabilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Cumhuriyeti Özel Ekonomik Bölgesi’ndeki yasadışı sondajları nedeniyle bir kez daha gerginlik yaşanması, Kıbrıs sorununun kapsamlı bir antlaşma çerçevesinde çözümünün bir zorunluluk olduğunu göstermektedir.
AB yalnızca söylemde değil, aynı zamanda Ankara’yı sorumluluğuyla yüzleşmeye zorlayacak inisiyatiflerle de Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs halkıyla gerçekten dayanışma içinde olmalıdır.
Türkiye’ye yasadışı eylemlerine son vermesi için gerçek baskı yapılmalıdır. Bu Kıbrıs’ta her iki tarafı da Kıbrıs sorununun çözümü için müzakere etmeye teşvik edecektir. Kıbrıs sorununun çözümü ile tüm karasuları ve doğal kaynaklar federal düzeyde, iki toplumun kendi aralarındaki anlaşmalarına dayalı olarak paylaşılacağından, doğal kaynaklar ve deniz hukuku ile ilgili diğer meselelere de kalıcı çözüm getirilecektir. Böylelikle Türkiye ile ortaya çıkabilecek sonraki anlaşmazlıklar diyalog yoluyla BM Denizler Kanunu uyarınca çözülecektir.
BM Genel Sekreteri tarafından sunulan raporlardan ortaya çıktığı üzere, Kıbrıs sorunu ile ilgili müzakereler iki yıl önce çok ileri bir aşamaya ulaşmıştı. Müzakereler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ortaya koyduğu çerçevede, çözümün uygulanmasına ilişkin gayrı resmî belge temelinde ve kaydedilen yakınlaşmalar dikkate alınarak Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmelidir.
Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, Kıbrıs’ta her iki toplumda şovenizme ve bölünmeye karşı çıkan, iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon mücadelesi verenlerin yanındadır. Kıbrıslıların barışa, AB’nin de bir başarı hikâyesine ihtiyacı vardır.