Çiğse Dedeoğlu
Damla Dabis’in sunduğu Gazedda’nın Gündemi programının dün akşamki konuğu Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman idi. Adıyaman Türkiye’deki PCR testlerinin duyarlılığı ve şüpheli vaka sayıları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Adıyaman, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kodlama sisteminin doğru kullanılmadığını, semptom göstermeyen hastalara test yapılmadığını, kontrolsüz bir açılım sürecinin gerçekleştiğini ve Türkiye’nin pandemiyle mücadele yönteminin yanlış olduğunu söyledi.
Türkiye’de PCR testleri bozuk iddiası
“Sağlık bakanlığı 92.301 test yapıldığına dair veriler paylaştı. 92bin test, 92 bin kişiyi taradık anlamına gelmiyor. Sağlık bakanlığının verilerine göre hesaplanan aktif vaka 12-13 bin. Toplamda PCR testi alanların 9 katı kadar aktif vaka var. Sadece İzmir’de 1 gün önce 250 bir gün sonra 200 vaka ama diğer illerin hepsinde toplam 50 vaka çıktı. Dünya Sağlık Örgütü bir kodlama sistemi getirdi. PCR testinde negatif çıkan ama aslında covid-19 pozitif olan, hastaneye yatırılan hastalar da var. Bunlar hiçbir şekilde DSÖ’nün önerdiği gibi kodlama sistemine girmiyor. Kaç tane PCR testi negatif olup Covid-19 tanısı konmuş olan ve hayatını kaybeden hasta olduğunu bilmiyoruz. Sonuç itibari ile geldiğimiz noktada kontrolsüz bir şekilde yayılıyor. 1 hazirandaki yeni açılma ve bütün tedbirlerin kademesiz kaldırılması ile vakalar arttı.
Öncelikle sağlık bakanlığında üst düzey ayrılma, görevden alma ve istifalar gerçekleşti. Bakanlık bir açıklama yaptı, testlerin %90’ın üzerinde duyarlılığı var dendi. Bunun doğru olması imkansız. Dünyada diğer ülkelerde bile en fazla 60. Türkiye’deki PCR testleri bozuk iddiası var sosyal medyada. Çıkıp da doğru değil demekle olmuyor. Bilimsel şekilde göstermek lazım. Türkiye’de negatif çıkıp Almanya’ya gidince pozitif çıkan 1000’in üzerinde vaka var. Bunların ciddiye alınıp bilimsel olarak incelenmesi lazım.”
Bütün alınan tedirler kademesiz olarak kaldırıldı.
“Haziran başına kadar sağlık çalışanları sayesinde vakalar 600’lere kadar inmişti. Arkasından 1 Haziran’da bütün alınan tedbirler kademesiz olarak kaldırıldı. Ekonomik gerekçelerle açıldık. Toplum sağlığını gözetmeden tamamen siyasi kararlarla. Biliyoruz ki uzun süre eskisi gibi normal olmayacak. Bu yeni açılmada düğün sınav toplu taşıma ibadet gibi fiziksel mesafeyi ortadan kaldıran etkinlikler normal kılındı. Çok enteresan bir şey var, İzmir’de vakalar yükseliyor. Valilik İzmir’de bilardo salonlarını açıyor. Türkiye’de test yapma kriterleri değişti. DSÖ’nün belirlediği kriterlerden en önemlisi şu, temaslının her an belirlenip izole edilmesi. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta da bu konuda soru işaretleri var. DSÖ diyor ki test yapmazsanız, saptayamazsınız ve ayırt edemezsiniz. Yayılmayı durduramazsınız.”
Mücadele kamusal ve bireysel olmalı
“Toplam test sayısı 92,301. 1 hafta içinde 2 katına çıktı. Umarım testlerin duyarlılığı dünya standartlarındadır. Şeffaflık diyoruz ama Türkiye’de hangi şehirde kaç hasta var, cinsiyetleri, yaşları nedir, bu konularda en ufak bir fikrimiz yok. Bir tek veriler sağlık bakanlığında toplanıyor. Halka şu deniyor, sağlık bakanlığı ne derse ona inanmak zorundasınız.
Vakalarda çok fazla artış var. Yeterince bilgilendirilmeyen hastalar da durumu ciddiye almıyorlar. Burunların altında, çenenin altında maskeler. Bu tip bir maske takımı yoktur. Pandemi ile mücadele 2 şekilde olur. Kamusal ve bireysel.”
Türkiye’nin pandemiyle mücadele yöntemi yanlış
“Türkiye’de biz tedbirlere bakarken çevremizi de kontrol ediyorduk. Kıbrıs ilk başta giriş çıkışları yasaklayarak ve toplumsal hareketliliği kısıtlayarak büyük bir başarı elde etti. Şu an duyduklarımla aynı durumda olduğumuz ortaya çıktı. Türkiye’de sağlık çalışanları tükenmiş durumda. Türkiye’nin pandemiyle mücadele yönteminin yanlış olduğu ortaya çıktı. Pandemiyle mücadele hastanede olmaz. Sahada olur. Bununla iyi mücadele ederseniz hastaneye gelen vaka da az olur. Türkiye’de sağlık çalışanları emekçileri çığlık atıyorlar resmen. Bir yandan mücadele ediyorlar bir yandan da görüyorlar ki tamamen siyasi çıkarlar uğruna tedbirler kaldırılıyor. Hastanelerde sedyelerde entübe hasta yatıyor. Örneğin Diyarbakır’da normal klinikte pozitif hasta yatıyor. Hastanede de, pandemi merkezinde de yer yok. Yönetimde bir sakatlık var.”
“Yoğun ve riskli bir dönemde geçiyoruz. Bedeli ne olursa olsun bizlerin kamusal görevi ve etik sorumluluğudur. 28 hekim 56 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Bunlar bizim tespit edebildiklerimiz. 4 aydır bir veri yayınlanmadı sağlık çalışanları ile ilgili. Türkiye’de şeffaf ve gerçekçi veriler sunulmuyor. Hala bölgesel bir takım ortalamalar veriliyor. Önümüzdeki günler kimin doğruyu söylediğini kimin sakladığını gösterecektir. Ankara’da sadece Çankaya’da 400 testten 200’ü pozitif gelmiş. Türkiye’de aynı gün toplam 1200 vaka.
Türkiye’de hala temaslılara semptom yoksa test yapılmıyor. Hasta olduklarını bilmeyen ve dışarda toplu yerlerde dolaşmaya devam eden insanlar var. Hükümet toplumsal hareketliliği azaltmadı aksine hızlandırdı.”
Adıyaman 21 Eylül’de okulların hangi ölçütlere göre açılacağının bilinmediğini, bir takım kurallar getirilmesi gerektiğini belirtti. Sözlerine son verirken öneri ve taleplerin dikkate alınmasını umduğunu söyleyerek, Kıbrıs’a sevgi ve saygılarını iletti.