Bugün gazeteci ve Kıbrıs’ta barış mücadelesinin önemli öznelerinden Kutlu Adalı’nın katledilişinin yıldönümü. 6 Temmuz 1996’da evinin önünde vurularak öldürülen Kutlu Adalı, hala “faili meçhul” bir cinayet olarak biliniyor…
Uğradığı silahlı saldırı sonucu 6 Temmuz 1996’da hayatını kaybeden Yenidüzen gazetesi yazarı Kutlu Adalı, 24’nci ölüm yıldönümü dolayısıyla bugün anılıyor.
1996 yılı Mart ayında St. Barnabas Kilisesi’nden tarihi ikonların çalınması üzerine, 23 Mart 1996 tarihinde “Başbakan’a Düşen” başlıklı bir köşe yazısı yazan Adalı, olayın üstüne gitmiş ve devlet yetkililerin bu olaylardaki sorumluluğuna dikkat çekmişti.
Kutlu Adalı, baskından 9 gün sonra yazdığı yazısında St. Barnabas baskınında Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nın araçlarının kullanıldığını açıklamıştır.
Konu üzerine yaşanan yoğun tartışmalar üzerine, dönemin Başbakanı Hakkı Atun olayın “askeri operasyon” olduğunu açıklamış ama hiçbir detay vermemiştir. Basın ve kamuoyu tatmin olmuş değildi.
Nitekim, Kutlu Adalı olayı sorgulamaya devam etmiş ancak, 2 Nisan 1996 tarihinde “Demokrasi Herkese Lazım” başlıklı bir makale kaleme almış ve tehdit edildiğini açıklamıştır.
Kutlu Adalı bahsi geçen makalesinde şu ifadelere de yer vermekteydi:
“Evimin telefonu en uygunsuz saatlerde çalıyor, boğuk boğuk sesli, peçeli yüzlü bir takım kişiler, telefonu evde kim açarsa sorusuz sualsiz tehdit edici sözler söyleyerek kapatıyor. Kimi bela veriyor, kimi aşağılıyor, kimi elimizi ayağımızı kırmaktan söz ediyor…
Böyle ısrarla, aşağılayıcı bela veren, tehdit eden, elimi ayağımı kıran, kimliğini gizleyen, telefon numarasını vermeyen, peçe altına saklanmış telefonlar almadım. St. Barnabas baskınının önemi ve özelliği nedir ki, böyle hışımla üzerime varıyorlar? Yazılanların doğruluğundan mı tedirgin oluyorlar? Sivil toplum olmamızdan mı korkuyorlar? Demokrasi ve barış, niçin bir takım kişileri korkutuyor?”
Ses getiren makalenin ardından hemen ardından ölüm tehditleri almaya başlayan Adalı, 6 Temmuz gecesi evinin önünde vurularak öldürüldü. Adalı’nın katilleri ise olayın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen halen bulunamadı.
kktc yetkililerinin hem ikonların çalınması hem de Adalı’nın katledilişinin araştırılmasıyla ilgili yeterli bir soruşturmaya girişmemesi üzerine Kutlu Adalı’nın eşi İlkay Adalı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine dava açmıştı. 31 Mart 2005’te AİHM, Türkiye’yi cinayetle ilgili yeterli ve inandırıcı araştırma yapmadığı için mahkum etmişti.