Kuzey Kıbrıs ekonomisi için bu dönüşüm sancılı olacak | Mertkan Hamit

Yabancılara mal satışını düzenleyen yasası meclis gündeminde görüşülmeye başlandı. Sadece taşınmaz satışı ile ilgili değil, esasen ekonominin tüm alanlarını etkileyecek yasa çalışması gerçekleştirilirken, uygulanacak kriterlerin ekonomik etki analizi yapılması bence son derece önemli.

Çünkü, kısıtlama bir taraftan mülk fiyatlarının yeniden değerlendirilmesine neden olurken, diğer tarafta toplam talep etkisine bağımlı kuzey Kıbrıs ekonomisinde ciddi dalgalanmalar yaratacak güçte olabilir.

Yasanın esasının ise yenidüzen gazetesinde konuyu dair açıklama yapan Ongun Talat’ın da öngördüğü gibi “Türkiye’nin FAFT (Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu) gri listesinden çıkmasına yönelik bir adım atılması olabileceği” konusu ile doğrudan ilişkili olduğu açıktır.

TC Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in daha önce ifade ettiği gibi Haziran ayında Türkiye gri listeden çıkmak istiyor.

Bu açıdan yasal süreç aslında Türkiye ekonomisinin geleceği ile doğrudan ilişkilidir.

“Nas ekonomisi” ile dövizin kontrolden çıkması ile başlayan sürecin bir sonucu olan kara para hareketlerine göz yumularak döviz ihtiyacının karşılanması döneminin sonuna gelirken, kayıt dışı ekonomik faaliyetleri neredeyse resmi ekonomik rakamları kadar alana sahip Kuzey Kıbrıs ekonomisi için bu dönüşümün sancılı olacağı kaçınılmazdır.

Acı olan tarafı ise, son hızla kayda değer bir ekonomik şok yaratma potansiyeline sahip düzenlemelerin yaratacağı sonuçlara yaklaşan Kıbrıs Türk ekonomisinin iktidardaki, muhalefetteki siyasi aktörlerinin etki değerlendirmesi olmadığı ve doğal olarak sürecin nasıl yönetileceğine dair bir yol haritasına da sahip olmadığıdır.

Oysa ki yıllardır yaşanılan olaylardan almamız gereken temel derslerden biri etki değerlendirmesi ve stratejik bir planı olmayan tüm süreçlerin doğal sonucu, bizleri deniz aşırı çözümleri kabul etmeye zorlamaktadır.

Eğer bu ülkeyi kendi başına yönetme iddiasındakiler yaklaşan riske yönelik çözüm stratejileri üretemezse, deniz aşırı çözümlere boyun eğmek zorunda olması kaçınılmaz olacaktır.