Memlekette sadece Hekimle hastanın arası bozulmamıştır. Halkın uzunca bir süreden beri kamu kurumlarının hemen hepsiyle arası bozuktur.
İnsanca yaşamın sistematik bir şekilde dinamitlendiği bu ada yarısında, her seçimden öbür ekonomik pakete, Kıbrıstürk toplumu birbirine kırdırılmış ve kırdırılmaya devam edilmektedir.
İktidar olma hesaplarıyla gerçekleştirilen liyakatsiz atamalar/işe alımlar, kurumlara gerekli yatırımların yapılmaması, orantısız nüfus taşınması, vatandaşlık dağıtılması ve bazı kasıtlı uygulamaların bir neticesi olarak Kamu kurumları ile halk birbiriyle kutuplaştırılıyor.
Bu konuda zihinler bayağı bir bulanık dostlarım.
Yıllardır süren ve Kamu kurumları içerisindeki erozyona neden olan Türkiye-Düzen Partilerinin dayatmalarını sorgulamak yerine kurumları topyekün itham ediyoruz.
Bu böyle illa söverek sayarak olmasına gerek yok…
Devletin sağlamakla yükümlü olduğu hizmetlerin denetçisi olmak ve kurumlardaki bozuklukların hesabını hükümet eden siyasi partilerden sormak yerine özel sektörden satın aldığınız her hizmet aynı ithamın içine girer.
Burjuvazi madunluğumuz, hak mücadelemizdeki biçarelikte gizlidir!
İlgili Kamu kurumlarının savunulacak bir yanı kalmamıştır. Yapısal erozyon, hizmet kalitesinin düşüklüğü, yılgın ve yorgun memur hepimizin malumu.
Lakin unutmamalıyız ki bu kurumlarda emek veren çok kıymetli insanlarımız yapısal reform için, liyakatli kadrolar için, vatandaşa doğru düzgün hizmet için onurlu mücadelelerine devam etmektedir.
Her kurumun içerisine ekilmiş liyakatsiz oy tohumu vardır elbet düzen partilerinin… fakat Kamu hizmetleri çok daha gelişmiş bir erdemi ve gayreti gerektirmektedir.
Kamu kurumları işsizlikle sınanan siyasi fanatiklere yem ve mesken edilmemelidir.
Vatandaşlık da Halk olmak da siyasi bir mertebedir.
Memlekete sahip çıkmayı, düzenin denetçisi ve takipçisi olmayı gerektirir.
Memuru ve Memur üzerinden bir kurumu topyekün dövmek kolaydır. Halk yaşanılan bu yapısal bozuklukların tahlilini kendisi yapmalıdır.
Herkes her şeyin farkında ve hiçbir şey yanlışlıkla olmadı!
Toplum olarak Burjuvaziliğimiz önce ganimet kültürü ile tetiklendi… süreci başka dinamikler sürükledi ve şimdi ise memlekete inen gara para ile besleniyor!
Bu bozuk yapıyı düzeltmek yerine bu yapıdan fayda sağlayan çok fazla insan var.
Suni zenginlik ile gelen yozlaşmayla yüzleşmeden paçalarını temizleyemeyecek olan kuşaklar, yine suni zenginlikle bu topraklarda yaşam filizlendirmeye çalışıyor.
Fakat erdemsiz bir cahile hayat pahalıdır dostlarım. Bu onu sistemin kulu kölesi yapar…
Devletinden alamadığı her hizmeti parasıyla satın almaya kalkar.
Namusuyla işinin başındaki memuru da, düzenin denetçisi vatandaşı da tenzih ederim. Herkes ne yaptığını ve kim olduğunu biliyor zaten.
Benim sözüm daha düne kadar KKTC’ci bugünlerde KTD’cilerin gara propagandası ve onun ilüzyonuna düşmüş sıradan vatandaşlaradır.
Senden benden bizden bir şey olmaz demek golay… kurumları topyekün itham etmek golay…
Var mısın bir da değil birkaç bilene sormaya?
Var mısın hakça yaşam için örgütlenmeye?
Var mısın edilgen mızmızlanmayı bırakıp söz sahibi olmaya?