Bütün hikayenin kökeninde herşeyin Kaynağına olan varoluşsal isyan yatıyordu. En derinlerinde farkında olsa da olmasa da varolmanın dayanılmaz garipliğini taşıyordu. Garipti var olmak. Var olmak ne demekti? Olmak ne demekti? Neden varoluş vardı? Tüm varoluşsal gariplik de onun bedeninde can bulmuştu.
Her şeyin kaynağına dönüş yolculuğuna çıkmıştı. Ama o herşeyin kaynağı onun gözüne korkunç ve güvenilmez geliyordu. Kızgındı içten içe. Kızgınlığı yıllar içinde öfkeye dönmüştü. Bu geri dönüş yolculuğunda öyle bir evreye gelmişti ki, her şeyin başlamasına sebep olan Kaynağa duyduğu öfkeyle yüzleşiyordu. Ona duyduğu güvensizlik, öfke ve isyan. Nasıl izin vermişti varoluşa? Varoluşun dayanılmaz garipliğine ve unutmuşluğa. Hayal kırıklığına uğramıştı içten içe. Güvenini kaybetmişti var olana. Ve saklandı. Görünmez oldu. Kendini korumayı öğrendi. Küçüldü, göze batmaz hale geldi. Göze batmayan haliyle daha da garip olmuştu. Daha da göze batar hale gelmişti. Kendi gözüne batıyordu görünmez olma çabası. Garipliği yüzüne de yansımıştı az da olsa. Ama onu da saklamayı öğrenmişti. Sessizleşti yıllar içinde. Sessiz olmak güvenliydi. Memnun etmek güvenliydi. Karşı gelmemek güvenliydi. Ama bedeli ağırdı. Garipliği daha da garipleşmişti.
Güvenmiyordu ama işte. Hayal kırıklığına uğramıştı varoluşsal hallerden. Varoluşsal haller canını yakmıştı. Görünmezliği belli olmuştu. Görünmez olma çabası onu görünür kılmıştı nerdeyse. Nasıl çıkacaktı bu gariplikten? Çok normal olmalıydı, yoksa daha fazla göze çarpacaktı. Güvenmiyordu görünür olacak kadar. Güvenmek tekrardan çok zordu.
Anlayamamaya teslim oldu. Bıraktı. Gözlerini açtı ve bir an ‘bakıyorum’ dedi. Bakmayı ve görülmeyi ayni anda seçti. Nefesini tuttu ama bırakmamak için mücadele etti. Bırakırsa hissedecekti. Varoluşsal hallerin acısını hissedecekti bir kez daha. Ama bu kez acıya duyarlı olmayacaktı. O biliyordu. Çok iyi biliyordu. Olana baktı ve düşüşncelerden daha hızlı bir şekilde nefesini bıraktı. Bıraktığında içi hayat doldu. Gözlerindeki ışık ortalığı aydınlattı ve o var olmanın dayanılmaz garipliğinde tüm görkemiyle bu kez dimdik ayakta durdu. Evren onu selamladı. Yükseldi ve hep yüksekte kalmayı seçti. Bu seçim varolmanın dayanılmaz garipliğine ani ve seri bir şekilde son verdi.