Durmadan sorular soruyor ve cevaplarını merak ediyordu. Gündelik hali genelde bu şekilde geçiyordu. Anlamak istiyordu, burada olup biten herşeyi. Belki de mümkün olmayanı istiyordu ama yine de devam ediyordu bildiği doğrultuda. Özellikle derinden merak ettiği bir soru vardı. O da kişiliğinin ötesinde kimdi? Kişilikler olmadığında geriye ne kalıyordu?
Muhtemelen kelimelerin, düşüncenin, zihnin cevaplayabileceği bir soru değildi, bunun farkındaydı. Ama ‘belki de hissedilebilir’ ümidiyle kendisini meditasyona adamıştı. Çok zahmetli bir yolculuk olduğunu düşünmesine rağmen, merakları bu gücü ona bahşediyordu. Her gün meditasyonun, yemek yemek kadar gerekli ve önemli bir ihtiyaç olduğunu farkedebilmesi uzun zamanını almıştı. Ama bir müddetden sonra bu kadar zamandır meditasyon olmadan geçirdiği hayatını garipseyecek duruma da gelmişti. El ile tutulur somut hiçbir durum katmamıştı meditasyon hayatına. Ama içsel olarak merak ettiklerinin cevabını ancak sessizliğin içinde ‘hissedileceğini’ idrak etmişti.
Aslında yolculuk onun pek de düşündüğü gibi olmamıştı. Kişiliğin ötesindeki algılayabilmek için kişiliği ile önce tamamen barış yapması gerektiğini fısıldadı ona meditasyon. Herhangi bir ‘ötesini’ merak ediyorsa, önce var olan ile tamamen barış içerisinde olmayı öğrenmeliydi. Bunu ona meditasyon öğretmişti. Ama kişiliği ile tamamen barış yapma haline gelmesi ve kendisini herşeyiyle kabule etmesi de çok zaman alıyordu. Meditasyonun, farkındalık kelimesi ile neredeyse ayni anlama geldiğini düşünmeye başlamıştı. Meditasyon yaptıkça, farkındalığı da genişliyordu. Farkındalığı geliştikçe, hayatındaki anlam artıyordu. Kendi hikayesini anlamayı öğreniyor ve kendi hikayesini anlamayı öğrendikçe, hikayesini ‘bırakma’ vaktine de yaklaşıyordu. Yine meditasyon ona ‘ötesi’ için burada var olanı ile barış yaptıktan sonra, olanı bırakması gerekeceğini fısıldamıştı. Heyecanla karışık, korkuyu da hissetmişti. “ ‘Bırakmak’ mı? Burada olanı ve kendi tutunduğum hikayemi bırakırsam, geriye kim kalır ki?” .
Meditasyon ona, ‘ötesi’ ile ilgili merağının hem yollarını, hem pratiklerini hem de cevaplarını sunmuştu. Şimdi de korkusuna rağmen, ‘ötesi’ne izin verme zamanıydı. Ama ‘bırakma’ sürecinin bu kadar korkutucu olabileceğini hiç önceden düşünememişti. Ama korkuya rağmen, bilinmeyeni bilinen kılma umudunun onda yarattığı heycan ağır basıyordu.