Hayat, sana genişleme fırsatı sunduğunda çok uzun zamandır hayalini kurduğun bir durumla karşı karşıya olduğunu fark edersin. Ancak genişleme veya büyüme vakti geldiğinde, bir kez daha konforlu alanından çıkmanın da arifesine gelmiş olursun. Bu konfor alanından çıkma arifesinde, alman ve vermen gereken kararlarla karşı karşıya kalırsın. Alacağın her karar, hayatında çok önemli bir rol oynamaya hazırlanır. Tüm hatalı seçim yapma ile ilgili korkuların ve bu korkuların tetiklediği diğer korkularınla baş başa kalırsın. Ancak işte tam bu noktadadır ki değişim, genişleme başlamıştır bile. Çünkü sen, seni korkutan şeyler ile ilgili yüzleşmeni derinleştirmeye baslamış olursun. Özellikle de alman gereken kararlarla birlikte gelen hata yapma korkusu. Hayat tabi ki de sana bu süreçte tüm ihtiyacın olan düşünceyi, bilgiyi sunmaya ve seni yolcuğunda destekleyecek tüm durumları sunmaya devam eder. Yeter ki algın bunları algılamaya açık olsun. Yanındaki bir ses aniden sana “hatalı bir karar alsan bile, sırf hatadan kaçınmak için konforlu alanına sığınıp hayatı yaşarmış gibi mi yapmak yoksa hatalı bir seçim bile yapsan hayatı her türlü deneyimlemeyi ve yaşamayı mı seçmek daha iyi?” diye bir soruyla senin tüm dağınık düşüncelerini anın içerisinde toplamayı başarır. Cevabını çok iyi bildiğin bir soruyu önüne sunarak aslında çok da karmaşık gibi görünen durumunun o kadar da karmaşık olmadığını hatırlatır sana.
O vakit bilirsin ki aslında yanlış bir karar alsan bile, o “yanlış” kararlar yine seni kendi doğruna götürecektir. İşte tüm bu süreç, özgürlüğe doğru daha da derinleşme süreçleridir. Çünkü önemli karalar arifesi seni, tüm limitleyici bakış açılarınının sebep olduğu korkularla yüzleştirir. Seni küçülten, hayatını limitli bir şekilde yaşamana sebep olan, sık sık seni karanlığa sokan limitli bakış açılarına baktıkça ve onlarla yüzleştikçe dışarıda ne olursa olsun, sen, içeride çok önemli farkındalıklarla, özgürlüğe doğru genişlemeye devam edersin. Günün sonunda, özgürlük kendi içinde hissedilen bir olma halidir. Dış dünyadan bağımsız hareket eder içindeki özgürlük hali. İçindeki bakış açısının özgürleşmesiyle dışında gördüklerin senin üzerinde etkisini kaybeder ve gerçek özgürlük korkularına bakıp onları görmek, hissetmek ve senin onlara devrettiğin gücü geri almak demektir.
Böylelikle, tüm sancılanma süreçleri doğru değerlendirilebildiği takdirde, muhteşem fırsatlardırlar. Ya korkuna rağmen, ileriye doğru adım atmayı seçersin ya da gerçek gibi görünen ama algının yarattığı illüzyonlara gücünü devredip, potansiyelinin yarısını bile gerçekleştiremediğin bir hayata kendini hapsedersin. Her şey sadece seçimlerden ibaret. Sen neyi seçiyorsun? Kendi kim olduğunun muhteşemliğini deneyimlemeyi mi yoksa kendini korumak için yarattığın sana bir zamanlar hizmet etmiş olan ama artık daha fazla sana hizmet etmeyen geçmişini mi?