Acaba gerçekten de kader diye bir şey var mıdır sorusuna çeşitli cevaplar veririz her birimiz. Bu sorunun cevabını muhtemelen hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz. Sadece her birimiz kendi inançları doğrultusunda cevap verebilir bu soruya. Ben de kendi geçmişim, kim olduğum ve ayni şekilde inançlarım üzerinden verebilirim bu sorunun cevabını.
Bence yaşanacak tek bir yol yoktur. Her gün bir sürü farklı anda verdiğimiz kararlar ve attığımız adımlar doğrultusunda yaratırız gerçekliğimizi. Ancak her birimizin yaşayabileceği en yüksek potansiyelli bir yol var mıdır? Bence evet. Yani her birimizin en yüksek yaratım seçeneği aslında olasılıklar arasında bizi bekler durur. Bu seçimi ve bu gerçekliği dünyada çok az insan gerçekleştirir. O kişiler genelde hayatlarında her türlü muhteşemliği deneyimleyenler olurlar. Hem manevi hem maddi kendi kim olduklarıyla hizada bir hayat sürerler. En yüksek potansiyelinde kimse hasta, fakir, yalnız, mutsuz, amaçsız vb. değildir.
Çünkü insan aslında kendi doğuştan hakkı olan maddi manevi bolluk hakkıyla doğar. Bunlar da tabi benim kendi şahsi görüşlerim. Ancak bu şahsi görüşlerin oluşması tabi ki de bir günde olmadı. Bir çok deneyim, farklı kültürlerden eğitimler, farklı hocaların hayatlarındaki başarı hikayelerini dinleme gözlemleme ve yıllardır hem batı dünyasından öğrendiklerimin hem de doğu dünyasından öğrendiklerimin hayatımın bir parçası olması ve daha bunun gibi bir çok araştırmanın sonucunda bu görüşleri edindim.
Bunu başarabilen insanların olduğunu biliyorum ve bunu başarmanın sırrının tabi ki bir tembelin işi olmadığını da yürüdüğüm bu yolculukta öğrenmekteyim. Bu azim, çalışma, kararlılık, araştırma, okuma, eğitim yoludur. Bu neden mi önemlidir? Çünkü kişi ancak yaşadığı deneyimler, aldığı eğitimler ve kendini tanıma yoluna adadığı niyetin gerçekliğiyle ancak kendi gerçekte kim olduğunu deneyimleme ve bilme şansına erişir. Kendisiyle hizada olmayan bir kişi, hayatının en yüksek potansiyelindeki gerçekliği yaratamaz. Ben de bu yolun yolcusu olmayı seçtim ve her gün seçmeye devam ediyorum. Her gün kendi kim olduğumla hizada olmayı pratik yapıyorum ve halen daha kendi gerçekliğimle hizada olmadan yaşadığım anları da yakalamaya devam ediyorum. Sadece artık daha hızlı yakalıyorum. Bu hayatımın önemli bir parçası. Çünkü en yüksek potansiyelimde kim olduğumu ve nasıl bir hayat yaratabileceğimin merakı beni her gün bu yola adanmış yapıyor.
Doğuştan en doğal hakkımız olan muhteşemliklerle dolu bir hayatı deneyimleme şansı varken daha azına neden razı olalım? Neden kendi gerçekliğimizi keşfetmek varken, her gün amaçsız ve heyecansız bir güne uyanmayı seçelim?