Hayata doğduğumuz anda ilk yaptığımız şey nefes almak ve ölürken de yaptığımız son şey nefes vermektir. Bizi hayatta tutan her gün ortalama 20 bin kere nefes alıp verme işlemidir ve çoğunlukla bu kendiliğinden gerçekleşen hareketi düşünmeden ve önemsemeden yaşıyoruz.
Her birimiz hayata doğal nefesle geliriz. Ancak zaman içerisinde bazı deneyimlerin bizde yarattığı duygularla birlikte her birimiz nefesimizi değiştirmeye başlarız. Nefesimizi farkında olmadan tutmayı, kesmeyi öğrenir ve yavaş yavaş çoğumuz disfonksiyonel nefes alışkanlıkları geliştirmeye başlarız. Böylelikle vücudumuzun doğal nefes alma verme alışkanlığını farkında olmadan olumsuz yönde manipüle etmiş oluruz.
Bu durum duygularımızın hissedilememesine ve bedenimizde birikmesine yol açmaya başlar. Bununla birlikte düzgün nefes alışkanlıklarımızın olmaması zaman içerisinde davranışlarımıza, düşünme tarzımıza, hayata bakış açılarımıza da yansımakla devam eder. Bu nasıl mı olur? Beden doğal ve açık nefes alışkanlıklarını değiştirip daha kısıtlı ve fonksiyonel olmayan yani aşırı çabalı, bulunduğu konuma göre kendisini adapte edemeyen, oksijen ve karbondioksit dengesinin sağlanamadığı, genelde göğüste gerçekleşen veya ters nefes dediğimiz şekillerde kendisini değiştirir.
Bu durum tabii ki kişinin potansiyelinden uzaklaşmasını, sağlıklı ve etkin bir şekilde düşünememesine, akıl karışıklığına, aşırı düşünceli, zihinde sıkışmış hayatlara ve bunun gibi daha birçok etkiye sebep olur. Bugün bir çoklarımızın durumu bu halde; durmak bilmeyen aşırı yoğun zihinler, kaygı bozuklukları, anksiyete, sağlıksız bakış açıları ve çok fazla nefese bağlı sağlık sorunları, bedenlerimizin hissedilememiş ve bedenimizde biriken duygu yükleriyle mücadelesi ve benzeri gibi durumlar hayatlarımızın kalitesini ciddi şekilde etkilemektedir.
Oysa ki yaşadığımız birçok problemi çözebilmek nefesimizin iyileşmesiyle gerçekleşebilir. Nefesimizin iyileşmesi, özümüzle bizi zaman içerisinde tekrardan buluşturur. Özümüze dönmeye devam ettikçe, kendi potansiyelimize uyanır ve hayatımızı yeni baştan özümüzün arzusu doğrultusunda ve yaşamak istediğimiz hayatı yaratabiliriz.
Tabii ki her şeyde olduğu gibi öze dönüş yolculuğu da emek gerektirir. Kişinin kendi potansiyeline uyanabilmesi ve hayalindeki gibi bir hayat yaşaması için tüm hissedilememiş duygu yüklerini temizlemesi gerekir ve nefes yolculuğu bu temizliğin ve özü hatırlayışın en etkili yöntemlerinden biridir.