• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cuma, Mayıs 9, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
22 °c
Nicosia
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG

Sedat Peker’in ilk somut delili, mezar soygunu ve tuğla

Gazedda Gazedda
24 Mayıs 2021
Okuma Süresi: 7 dk
A A
Peker: Uyuşturucu ve kara para aklama Halil Falyalı’dan geçiyor
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Gazete Duvar yazarı Ali Duran Topuz dünkü köşe yazısında Sedat Peker’in Kutlu Adalı ve Halil Falyalı’dan bahsettiği 7’nci videosunu konu aldı. İşte o yazı:


Ömer Lütfü Topal, 28 Temmuz 1996’da Yeniköy’deki evinin yolunda öldürüldü. Otomobilinin yanında Uzi marka silah şarjörü vardı, düşürülmüş müydü bırakılmış mıydı bilemeyiz.

Uzi marka silahlar, “Susurluk çetesi”nin alameti farikası gibiydi, Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ, Sedat Bucak ve Gonca Us’un içinde öldüğü Mercedes’ten Uziler çıkmıştı. Topal cinayetinden sonra çetenin orta boy yöneticilerinden, tetikçilerin başındaki isim İbrahim Şahin, o silahları sadece özel harekatçıların kullandığını söyleyecekti. “Şarjörü bizi olaya karıştırmak için bırakmışlar” diyecekti savunmasında.

21 gün arayla iki cinayet

Gazeteci, yazar, şair Kutlu Adalı 7 Temmuz 1996’da katledildi. Faili meçhul. Uzi ile öldürülmüştü. Kürtlerin 1990’lardaki deyimiyle “faili meşhur”du aslında. Susurluk’ta kamyon altında kalan Abdullah Çatlı ile Adalı’dan 21 gün önce öldürülen Ömer Lütfü Topal, iki ay kadar önce Kıbrıs’taydı. Çatlı, Mehmet Özbay adıyla 26 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Topal’ın otelinde kalmıştı, tabii Mehmet Özbay adıyla. Masraflarını OYAK Turizm karşılamıştı.

Cinayetten sonra KKTC parlamentosu bir araştırma komisyonu kurmuştu, gözler “Mehmet Özbay”a yani Çatlı’ya dönmüştü. Çatlı defalarca kez ve sayısız kişinin fark ettiği şekilde Ada’da bulunmuştu. Polis veya subay giysileriyle insanların sorgularına katılmış, VIP salonlarında karşılanmış ya da birilerini karşılamıştı.

Çatlı, Topal ve Uzi marka silahlar bir araya gelince, Adalı cinayetindeki bulgularla çetenin bagajında çıkan silahların balistik incelemesi yapılıp dosyaya girmiştir değil mi? Hayır, talep eden olduysa da kulak asan olmadı. Çeteyi soyut olarak kabul edip lanetleyenler dahil, kimse somut işlerin ortaya çıkmasını istemiyordu. O kadar ki Susurluk döneminde “süper savcı” diye anılan Kutlu Savaş’ın o dönem çok konuşulan raporundaki, “Çatlı’nın kullandığı 12 ayrı hüviyet, pasaport ve muhtemelen sürücü belgesi vs’nin nasıl elde edildiği ortaya çıkarılmalı” basit önerisi bile dikkate alınmamıştı. Kaldı ki şu öneri kabul edilsin: “Çatlı’nın hangi tarihten itibaren, kimlerin emrinde hangi işlerde bulunduğu tesbit edilmelidir.”

Yeni bilgiler var ama

Çetenin kaçırıp yok ettiği Tarık Ümit de bir ayağı Kıbrıs’ta olan birisiydi, bankası (Fist Merchant Bank) vardı orada. Kıbrıs’ta banka ne işe yarar? Kara para tedavülü ve aklanmasına.

Şimdi Sedat Peker, Adalı cinayeti konusunda yeni bilgiler veriyor, yedi video içinde belki de en somut bilgi bu son videodakiler. Tabii ilginç olan, Peker’in verdiği bilgilerin hem (Kutlu Savaş’ınki dahil) Susurluk raporları ve hem de Mehmet Eymür’ün (hani şu Mehmet Ağar’ın su katılmamış düşmanı) ikinci MİT raporundaki bilgilerle paralel olması. Esasen, TBMM Susurluk Komisyonu ve andığım raporların (Cemil Çiçek’in ifadesiyle) binde biri bire doğru kabul edilse birçok şeyin aydınlatılmış olma ihtimali vardı. Çünkü bütün o raporlarda ve bugünlerde Sedat Peker’in ifşaatında ortaya çıkan ortak bir manzara var:

Devletin “meşru” saymadığı bir takım iş insanları ile bizzat aynı devletin görevlileri arasında yoğun ilişkiler var; bu ilişkiler hem ortaklık-iş birliği ve hem de düşmanlık biçimlerine bürünebiliyor. İşte bugün Mansimov’u konuşuyoruz ya, Susurluk döneminde ortaya çıkan isimlerde de ilişki tarzı aynı; Nesim Malki, Tarık Ümit, Nurettin Güven… “Devlet görevlileri” denilen kişiler, ya doğrudan bu kişilerin ya da bu kişiler aracılığıyla yine devletin makbul saymadığı kişilerin (daha açık konuşalım, Kürt iş insanlarının) tehdit edilmesi, şantaja tabi tutulması ya da doğrudan öldürülmesi. Eymür’ün raporunda bu ilişki tarzının doğrudan sorumlusu ve suçlusu olarak Mehmet Ağar ve yönetimindeki kişi ve gruplar gösteriliyordu; diğer raporlar Eymür kadar cesur olmasa da benzer kuşkuları kuvvetle dile getiriyordu.

Somut örnek, soyut mantık

Şimdi Sedat Peker, bu meşhur ama aydınlatılmamış ilişkileri hem hatırlatıyor hem de bugüne uyarlanmış hallerini anlatıyor, ilişki tarzı benzer olsa bile yeni isimlerin eklenmesiyle güncellenmiş halini anlatıyor elbette. Soylu, Ağar ve etrafındakilere ek olarak bugün ilk defa Binali Yıldırım’ın oğlunu da heyete kattı. Peker’in Adalı ile ilgili anlattıklarında “tuğla”yı çekmeye yarayacak somut bilgiler mevcut, bizzat (hasta olduğunu da açıkladığı) kardeşini fail ve tanık olarak ortaya sürüyor.

Peker’in anlatımındaki soyut öğe ise diğer cinayetlerdeki mantığı anlamaya yarayacak kadar önemli: Kutlu Adalı niye hedef? Çünkü “Kıbrıs davasını düşmana satma”ya yönelmiş biri. “İyi adam ama çıkarımızı bozuyor” diyecek değiller ya, “Düşünceleri bize uymuyor” diyecek değiller ya. Elbette, Kutlu Adalı dosyasında hedef olmasına yol açan somut olay da yer alıyor zaten: St. Barnabas Manastırı’na silahlı baskın; 14 Mart’ı (1996) 15 Mart’a bağlayan gece, maskeli ve silahlı kişiler üç nöbetçiyi bir odaya kilitler. Trilyonlarca liralık ikonaların korunduğu müzeyi soyarlar. Müze binasının yanındaki Aziz Barnabas’ın mezarını da kazarlar. İşleri dört saat sürer. Dört araçla gelmişlerdir. 12 ya da 15 kişidirler. Baskın polise ertesi sabah bildirilir. Başbakan, beş gün sonra işin bir “askerî operasyon” olduğunu söyler. Adalı, başbakanın açıklaması üzerine 23 Mart’ta ayrıntılı bir yazıyla hem durumu anlatır, hem protesto ve üzüntüsünü dile getirir hem de sorular sorar.

Adalı işin peşine düşecektir. Katledilmesi açık ki bu müze ve mezar soygunuyla ilgilidir; çünkü ünlü yazısında soygun sırasında kullanılan toroslardan (“beyaz” Toros, bildiniz siz onu!) birinin Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın KKTC şubesi olan Sivil Savunma Teşkilatı’na ait olup olmadığını da sormuştur.

Adalı, 2 Nisan’dan itibaren tehdit edildiğini söylemeye başlar. En nihayet katledilir; tekrar edelim ki katlinden önce Çatlı yine adaya bir uğramıştır!

Öldüreceksek ciddiyetle öldürelim!

Sedat Peker’in lafları dosyanın yeniden güçlü biçimde ele alınmasına yol açar mı? Peker’in hedef gösterdiği kişiler mevcut iktidar tarafından sevilmiyor olsa bile, iktidar bunların iş yapmasını istemiyor olsa bile (ki böyle bir alamet de yok) bu pek mümkün görünmüyor. Çünkü aslında hem Sedat Peker’in kendisi, hem daha önceki raporlar ve onları hazırlayanlar, hep aynı biçimde düşünüyor ve hareket ediyor: İdeolojik bakışları suçladıkları kişilerle aynı, aynı kişilerle birçok somut ve “pis” iş yapmışlar ya da yapılan pis işlerden aslında o kadar da şikayetçi değiller, sadece onların yapmasını sorun etmişler. Örneğin Kutlu Savaş ünlü ve sanki çeteleri açıklıyormuş gibi görünen raporunda, Kürt iş insanlarının öldürülmesini “rahatsız edici” bulmuyordu esasen, devletlerin böyle şeyleri yapmaları gerektiğini söylüyor, sadece yapılış biçimlerini (laçka, laubali) ve yapan kişileri beğenmiyordu.

“Behçet Cantürk’ün öldürülmesinin doğruluğu, yanlışlığı veya gerekli olup olmadığı tartışmasına girilmemiştir, ancak zaruri bazı sualleri sormak gerekir. Cantürk’ün öldürülmesini emrini kim vermiştir? Bu yetki kim tarafından kullanılabilir? Ve hangi ahvalde kullanılabilir? Kim kime karşı sorumludur? “Hukuk devletinde bu suallerin yeri olmaz” itirazı da kanaatimizce geçerli değildir ve realiteye uygun düşmez. Bu uygulama tüm dünya ülkelerinde olduğuna göre bizde de olacaktır. Ama (cümle Sayın Başbakan’a ters gelse de) Hukuk Devleti kuralları içinde bu tip kararlar alınacak ve Devlet ciddiyeti içinde uygulanacaktır.”

Sözü edilen devlet ciddiyeti ile Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu cinayeti vesilesiyle söylediği laftaki ettiği “tuğla” aynı şey: “Bir tuğla çekerek duvar yıkılır.” Çünkü sözü edilen laçkalık ve laubalilik de o devlet “ciddiyeti”nin bir parçası.

Devam edeceğim, araya yedinci video girdi, altıncı videodaki Kuşçubaşı Eşref ve Bahattin Şakir’in anıştırdıkları ile.

Notlar

1
Musab Turan vakası, Peker videolarının etkilerinden biri. İktidar meseleyi “operasyon” tezine çekmeye çalışsa bile, kardeşinin cezaevinde oluşundan hareketle “FETÖ” ithamı öne çıkarılmak istense bile, gazetecinin üslubu ve sorularını kurgulama biçimi meslek kurallarına pek uymasa bile, işin içine kattığı duygusal kısımlar tamamen saçma olsa bile, soru sorması ve soruların somut içeriği gayet meşru. Gerçekten de Bakanlar Kurulu bu meseleleri konuşuyor mu? Konuşuyorsa nasıl konuşuyor? Yoksa bir Bakanlar Kurulu filan yok mu? Cevap beklemek kamuoyunun hakkı, kamuoyu diye bir şey yok kabul edilmiyorsa tabii.

2
İlk somut delil derken, Peker’in diğer söylediklerinin delil olmadığı ya da delil değeri taşımadığını söylemek istemiyorum. Sadece Adalı cinayetine ilişkin söylediklerinin delil değerinin diğer anlatımlarına göre daha güçlü, net ve somut olduğunu söylüyorum. Eksik kalmış bir girişimi, failiyle beraber anlatıyor. Diğer söyledikleri konusunda Cemil Çiçek haklı, “binde biri doğru olsa” bile araştırılması gerekir.

Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri
Umut Bozkurt

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri

Umut Bozkurt
23 Mart 2025

"AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

Devamı içinDetails
Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor
Konuk Yazar

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor

Konuk Yazar
22 Mart 2025

"“Protesto etmesi gerekirken sessiz kalarak günah işlemek, insanı bir korkağa dönüştürür” demişti yazar ve şair Ella Wheeler Wilcox ‘Başkaldırı’ isimli şiirinde."

Devamı içinDetails
Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar
Engin Kara

Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar

Engin Kara
22 Mart 2025

"Demokrasi söz konusu olduğunda, susmak da konuşmak kadar bir tercihtir. Ama her tercih, kendi ahlaki ve toplumsal sonucunu doğurur."

Devamı içinDetails
Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?
Mustafa Onurer

Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?

Mustafa Onurer
21 Mart 2025

"Kendine has, veya Rumca’dan veya İnilizce’den devşirdiği bir dizi kelime ve  dilbilgisi kuralları ile, yeni bir dilin doğum sancılarını yaşamaktaydı Kıbrıs Türkçesi. Ama, malesef bu süreç tamamlanabilmiş bir süreç olma...

Devamı içinDetails
Türban, Özgürlük ve Çocuk Hakları
Nuri Sılay

Türban, Özgürlük ve Çocuk Hakları

Nuri Sılay
20 Mart 2025

"Türkiye’de 90’lı yıllarda ve özellikle 1999’da TBMM’de yaşanan krizle doruğa ulaşan türban cepheleşmesi ile buradaki tartışmayı benzeştirmek bana kalırsa sıkıntılıdır. Kemalist anlayışın tepkileriyle türban sorununa yaklaşmak da elbette sorunludur"

Devamı içinDetails

YAZARLAR

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…
Mertkan Hamit

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…

Mertkan Hamit
18 Mart 2025
Vreçça ve Anılarım (2)
Konuk Yazar

Vreçça ve Anılarım (2)

Konuk Yazar
18 Mart 2025
Mesele Özgürlük Değil; Çocuk Yaşta Bir Dayatmayı Meşrulaştırmak
Engin Kara

Mesele Özgürlük Değil; Çocuk Yaşta Bir Dayatmayı Meşrulaştırmak

Engin Kara
17 Mart 2025
Çalıyor

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

KIBRIS
Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

DÜNYA
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

SANAT
Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

DÜNYA
“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

KIBRIS

İzel Seylani: Birlikte hayal etmeyi başardığımızda… | Video

SANAT
İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

DÜNYA
Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

DÜNYA
Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

DÜNYA

Instagram

Takip et

  • Bekir Paşa Lisesi öğretmenleri Eğitim Bakanlığı
  • Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu paylaşımında TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!” dedi.

https://gazeddakibris.com/imamoglu-demokrasi-meydanlarinda-sesinizi-yukseltin/
  • Tel Aviv’de toplanan onbinlerce kişi, Netanyahu
  • Güney Kore, Japonya ve Çin dışişleri bakanları, Kore Yarımadası
  • 21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Gün nedeniyle Kıbrıs
  • "AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

https://gazeddakibris.com/ortaokullarda-basortusu-yasaginin-kaldirilmasinin-dusundurdukleri/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social
  • Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, CHP
  • Gençlik Federasyonu açıklamasında 22 Mart Cumartesi akşamı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kampüsünde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan olayların demokratik değerler ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

https://gazeddakibris.com/genclik-federasyonundan-polise-daudeki-garabet-tutumdan-donun/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

2 ay önce
KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

2 ay önce
İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

2 ay önce
Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

2 ay önce
Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

2 ay önce

Gazedda Facebook

Gazedda Facebook
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.