Corona’nın illet dünyasına atıldık atılalı ekseriyetle görece daha imtiyazlı kesimlerde dillere pelesenk oldu bu laf;
“Hepimizi Öldürecekler!”
Öyle virüsten falan değil hem de, ‘onların’ elinden olacak ölümümüz.
Kimisini paslı bir bayrak direğinde vuracaklar;
Kimisi dağ yolunda hazin bir kazada;
Kimisinin boğazına basacaklar, nefesi kesilene dek;
ötekini bir linç şöleniyle ama hepimizi öldürecekler;
birden değil, ağır ağır.
Beton şantiyelerde bir serbest düşüş anında kimi zaman;
Kimi zaman üzerimize sürecekler dört teker canavarlarını.
Akdeniz’de
daha karaya ayak basmadan vuracaklar.
Ama korkarım hepimizi öldürecekler; çoluk çocuk hepimizi.
‘dava’ uğruna,
‘vatan’ safsatasıyla;
‘tadımız kaçmasın’ diye.
Koşmasaydı, kaçmasaydı, kaşınmasaydı diyecekler; her seferinde.
Kalan sağlar sus pus olacak hep;
Balkonda bir yaz akşamı vuracaklar bizi.
Ya toplu halde gömecekler, ya teker teker; ama hepimizi öldürecekler…
yüksek çözünürlüklü fiber optik kameralardan izleyecekler ölümümüzü.