“Kıbrıs’ın kuzeyinde kısa, orta ve uzun vadede eğitimde yapılması gerekenler nelerdir?” diye sorsam bugün görüşülecek olan değişiklik önerileri “uzun” vadede dahi yapılması gerekenlere giremez bence!
Çünkü;
KKTC kurulalı beri, bir tane bile eğitimde stratejik plan hazırlanmamıştır.
Okullara bütçe ayrılmamıştır.
1974’ten beri bir tek çivi çakılmayan, yıkılmaya yüz tutan ve hatta yıkılan okullar vardır.
Kendimize ait lise müfredatımız olmamıştır.
Öğretmenler Yasası 1985’te yazıldığı gibi kalmıştır.
Özel Eğitim Yasası yoktur.
Milli Eğitimin merkeziyetçi yapısında “Eğitim Teknolojileri”, “Ar-Ge” ve “Ölçme-Değerlendirme” gibi temel birimler yoktur.
Milli Eğitimin kapıları akademisyenlere kapalıdır; deneyim esastır, uzmanlaşma gereksizdir.
Bu sorunları biliyoruz, artırmaya gerek yok sanırım.
Daha da önemli sorunlar var ne yazık ki ve aşağıda yazdıklarım Eğitim Fakültelerinde yayımladığımız makale ve tezlerde yer almaktadır:
1. Kuzey Kıbrıs’ta öğrenciler gerek temel kademede gerekse orta eğitimde mutlu değildir! Okula gitmek isteyen ya da okulun faydalı olduğunu düşünen öğrenci sayısı gün geçtikçe azalmaktadır.
2. 40-50 yıl öncesinin eğitim anlayışı ile şimdinin çocuklarını yetiştirmeye çalışıyoruz. Okul ile günlük yaşam arasındaki bağ kopmuştur.
3. Eğitimin çıktıları bir başka deyişle mezun ettiğimiz öğrencilerin bilgi ve beceri açısından yeterlikleri oldukça moral bozucudur. Koleji bitiren öğrenciler İngilizce konuşamamakta, mesleki teknik liseleri bitirenler gerekli teknik becerilere sahip olamamakta, güzel sanatları bitirenler istenilen özellikleri taşımamaktadır vb.
Bu iç karartıcı tablo ortadayken, öğretmen haklarını gündeme almak daha doğrusu öğretmen haklarına saldırmak ve kronik sorunları görmezden gelmek elbette ki kitlesel öğretmen eylemlerini beraberinde getirecektir.
Unutmamak gerekir ki öğretmene rağmen eğitimde tek bir adım atılamaz…