Artık bize ihanet edenlere ettiğimiz lanetin bir anlamı kalmadığından değil.
Tarih denilen nehirde sadece su değil çamurun akmasından da değil.
İmajların veya tanıkların ifadelerinin tekrarlanmasının artık bu topraklarda olanları “hazmedecek” zamanı bulamayan midemizi düğümlemediğinden de değil.
Kaynak: YENİ ‘VATANSEVERLİK”
Görsel: PENNA
Mesele, o dönemin “suçluları ve suç ortakları, masumları ve ortaklarının, daha sonra bir araya gelerek “vatanseverliğin” yeni versiyonunu oluşturmaları. [Çevirmenin notu: EDEK lideri Vasos Lissaridis’in Ağustos 15, 1974 yılında siyasi yelpazenin her kesiminden oluşan parti liderleriyle yaptığı toplantıda “ulusal felakete çare” bulunması için yaptığı konuşmaya atıfta bulunulmaktadır. Konuşmasında Lissaridis, parti liderlerine Türkiye Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in Kıbrıs’ta 6 Türk kantonu oluşturulması önerisini kabul etmeme çağrısında bulunmuştu]
Sanki, hepsi birlikte Siloam’un Havuzunda yıkandıktan sonra saf ve arınmış bir şekilde yeni “ulusal dava” hakkında ders vermeye çalıştılar.
Çünkü bizler hiçbir zaman aşırıcılığın, fanatikliğin, mutlak doğruların ve Tarihi tek yönlü okumanın felaketlere yol açtığını anlayamadık.
Biz bu felaketi [sunduğu fırsatı] gerçekten hak etmedik zira azıcık daha akıllanmayı başaramadık.
Üzerinden yarım asıra yakın zaman geçti ve aynı durumu yaşıyoruz. Tek fark yüzleri ve Tarihleri akıllarımızı karıştırmış durumda. Her şey “yurtseverlik” ve “ulusal dava” adına yapıldı. Ve attığımız o kadar slogan arasında, doğruları ve perspektifimizi yitirdiğimizin farkına varamadık.