BRT’de yayınlanan “Artı Sanat” programının yapımcısı, 22 yılı aşkın süredir “Sanat Güncesi” adlı programı hazırlayıp sunan yazar Hakan Çakmak sabah saatlerinde geçirdiği ani rahatsızlık sonucu hayata veda ettti.
Hakan Çakmak’a yapılan otopside ölüm sebebinin “kalp yetmezliği” sonucu olduğu tespit edildi.
Hakan Çakmak, yarın öğle saatlerinde Mineraliköy’de toprağa verilecek. Hakan Çakmak için BRT’de ise saat 11:00’de tören düzenlenecek…
Oyuncu, yönetmen ve yazar Yaşar Ersoy, Hakan Çakmak için kişisel sosyal hesabından bir veda yazısı yayınladı.
Gazeddakıbrıs olarak Hakan Çakmak’ı uğurlarken sanatçı Yaşar Ersoy’un kaleme aldığı veda yazısını aynen paylaşıyoruz:
İşte üç kelimeden oluşan, tek cümlelik, açık seçik, yalın, keskin, iç acıtan, yakan, kahreden ve isyan ettiren bir haber:
“Hakan Çakmak öldü.”
Bu üç sözcükle geldi haber…
Kıbrıs Türk kültür sanatının aydınlık yüzü, sesi olan, her etkinliği duyuran, tanıtan, sanatın izleyicisi ile buluşmasında büyük payı olan ve kültür sanatımızın belleğini oluşturan sevgili Hakan da “o iyi insanlar gibi, o güzel atlara binip çekip gitti”.
Çok iş yaptık be Hakan seninle…
Daha da yapacaktık…
Hakan, hep sözünde dururdun sen…
Ama bu sefer kalleş ölüm seni engelledi…
Evlatların Ödül ve Öykü, eşin İlknur seni bekliyor…
Sevdiklerin seni bekliyor…
Sanat ve sanatçılar kameranla seni bekliyor…
Sen hep sözünde dururdun… ama kalleş ölüm sana engel oldu…
Ben de bekliyorum Hakan…
Bugün randevumuz vardı. Bir yıldan beri çalıştığımız 520 sayfalık kitabı bitirdik. Ben anlattım, sen yazdın be Hakan… ve düzeltmelerini yapması için sevgili Feriha Altıok’a teslim ettik.
Hakan bugün randevumuz vardı…
Unuttun mu?
Sen, ben ve Feriha buluşacaktık.
Bu kitabı tamamlamış olmandan dolayı sevinçli ve gururluydun…
“Hocam nihayet sonuna geldik, Eylül’e çıkacak” diyordun…
Ama sen bugün randevuna gelmedin be Hakan… kalleş ölüm engel oldu sana…
Sen de o güzel atlara binip gittin…
Ve biz daha da, hem de çok daha azaldık, yalnızlaştık. Şairin dediği gibi Haziranda ölmek zor be Hakan…
Dost hem de dostdoğru dost ölümleriyle yüz yüze geldiğimde, teselliyi Nazım Usta’nın şiirinde bulurum…
“Dünya bu
Doğrusu zaten
Hayatı seven, akıllı
iyi yürekli ölüler
Ne kırk günlük yas ister
Ne ‘benden sonra tufan’ der
Faydalı birşeyler
Bir söz
Bir ağaç
Bir gülümseme
bırakarak çekip gider.
Ve dirilerden hiçbir şey
istemedikleri için
Ölmemiş gibi olurlar…”