İki liderin 25 Kasım’da BM Genel Sekreteri ile yaptıkları görüşme sonucunda, neredeyse 2.5 yıllık zaman kaybının ardından 2017 yazında Crans Montana’da olduğumuz noktaya geri dönmüş bulunuyoruz.
Toplantı, her ne kadar BM parametreleri ve geçmiş yakınlaşmalardan sapmalara ve 30 Haziran Guterres çerçevesi ile ilgili tartışmalara nihayet bir nokta koymuş olsa da, müzakerelerin yakında yeniden başlayacağı anlamına gelmemektedir.
Belli ki gayrı-resmî 5li toplantı ve referans kavramlarının sonuçlandırılması için garantörler de dahil tüm tarafların hazır olması beklenecektir. Bu, statükonun bekçilerine ve bölünmüş bir Kıbrıs isteyenlere, süreci yeniden raydan çıkarmak için ihtiyaçları olan zamanı vermektedir.
Müzakerelerin başarılı olması için ortamın hazırlanması gerekmektedir. BM Genel Sekreteri’nden, liderlere, BM Güvenlik Konseyi’nin taraflara yapmış olduğu ‘yakınlaşmalarla ve gelecek süreçle ilgili bilgilendirme yapmaları, daha yapıcı ve uyumlu mesajlar vermeleri, ve sürece zarar veren eylem ve söylemlerden kaçınarak toplumları çözüme hazırlamaları’ çağrısı ile ilgili sorumluluk yüklemesini bekliyoruz.
Genel Sekreterin de dediği gibi, bölünmüşlüğün devamı ve düzenli temasın yokluğu gerginliği artırarak müzakereler için elverişli olmayan bir ortam yaratmaktadır. “Tanınma” ile ilgili endişeler, daha yakın işbirliğine ve ortamın müzakerelere elverişli hale getirilmesine engel olmamalıdır. Zira, BM Güvenlik Konseyi’nin 550 no’lu kararı bu tehlikeyi tamamen olasılık dışı bırakmaktadır.
Genel Sekreter ve Güvenlik Konseyi’nden aynı zamanda, sivil toplumun ve özellikle kadınların barış sürecine tam ve etkin katılımının önemini yeniden vurgulamasını beklemekteyiz.
Eğer Genel Sekreter’in birçok kez tekrarladığı gibi bu sefer gerçekten durum farklı ise, taraflar söyledikleri gibi “iki kesimli, iki toplumlu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitliğe sahip bir federasyona ulaşmak”, “statükonun sürdürülebilir olmadığı” ve “çözümün her iki toplumun esenliği açısından büyük önemi olduğu” konusunda samimi olduklarını göstermelidirler.
Bu sefer durum gerçekten farklı ise, bunu yapmayan taraf sorumlu tutulmalıdır.