Uluslararası Af Örgütü bugün yaptığı yazılı açıklamada, Taliban’ın iktidardaki üçüncü yılını değerlendirdi.
Açıklamada, yetkililerinin Afganistan halkına, özellikle de kadınlara ve kız çocuklara yönelik insan hakları ihlallerinin ve uluslararası hukuk kapsamındaki suçlarının tamamıyla cezasız kaldığı belirtildi.
“Hiçbir somut tedbir alınmadı”
Af Örgütü temsilcileri, Afganistanlı insan hakları savunucuları, akademi üyeleri, kadın protestocular ve aktivistler, gençler, sivil toplum temsilcileri ve gazeteciler dahil olmak üzere 150’den fazla kişiyle toplantı yaptı: “Toplantıda konuşanlar, Afganistan toplumunun uluslararası toplumun tepkisine ilişkin hayal kırıklıklarını ve geleceğe yönelik korku ve önerilerini ortaya koydular.”
Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Bölge Kampanyacısı Samira Hamidi, “Dünyanın dört bir yanında Afgan toplumunun farklı kesimlerini temsil eden ve büyük bir çoğunlukla uluslararası toplumun Afganistan halkını yüzüstü bıraktığına inanan kişilerle konuştuk. Uluslararası toplum Taliban’ı işlediği suçlardan ve insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmadığı gibi, daha fazla zararı engelleyecek stratejik bir yaklaşım da ortaya koyamadı. Üç yıl geçmesine rağmen Afganistan’daki insan hakları felaketinin ele alınmasına yönelik hiçbir somut tedbirin alınmamış olması dünya için bir utanç kaynağıdır” açıklamasını yaptı.
Kadın ve kız çocukların hakları
Afganistan’ın 21 vilayetinde yaşayan yirmiden fazla insan hakları savunucusu kadın, Uluslararası Af Örgütü’ne, hayatlarının her alanında temsil kabiliyetlerini kaybettiklerini söyledi.
Af Örgütü’nün konuştuğu kadınlar eskiden hukuk, siyaset, gazetecilik, eğitim ve spor gibi çeşitli alanlarda çalışıyordu: “Taliban yönetimi altında geçen üç yılın ardından, hepsi istihdam ve ekonomik ya da kültürel katkıda bulunma fırsatlarının kısıtlı olması nedeniyle ‘hiç kimse’ oldukları hissine kapıldıklarını dile getirdiler.”
Afganistan’ın Kunduz vilayetinde yaşayan insan hakları savunucusu Razia şunları söyledi: “Temsil kabiliyetlerini, işlerini ve ekonomik statülerini kaybeden kadınlara bunu hak ettikleri ve Taliban’ın geri dönüşünün insan hakları ve kadın hakları adına zina vaazları verenleri susturmaya yönelik olumlu bir adım olduğu söyleniyor.”
Afganistan’ın Mezar-ı Şerif vilayetinde öğretmenlik yapan Nazifa, “Bize Taliban’ın değiştiği söylendi. Barış çabalarını bozmamamız söylendi. Dünyanın bizim yanımızda duracağı söylendi. Oysa bugün acılarımızı tek başımıza yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Hukuk
Taliban Yüksek Lideri, Kasım 2022’de Afganistan’da şeriat hukukunun tam olarak uygulanması için zorunlu bir emir yayınlamıştı.
Avrupa’da sürgünde yaşayan eski avukat Ahmad Ahmadi “Taliban, duruşmalar sırasında avukatların katılımına gerek olmadığını bildirdi. Adalet sistemlerine inanmıyorlar, ancak büyük ölçüde medreselerden (İslami okullar) gelen ve resmi hukuk eğitimi almamış din alimlerinin önderlik ettiği Şeriat hukuku yorumlarına güveniyorlar” dedi.
Çeşitli sivil toplum temsilcileri, Afganistan’da kırbaçlama, halka açık infaz, uzuvların kesilmesi, taşlama ve uluslararası hukuku ihlal eden diğer kötü muamele ve işkence biçimleri de dahil olmak üzere fiziksel cezaların geri dönüşü hakkında konuştu.
Uluslararası topluma çağrı
Af Örgütü Güney Asya Bölge Kampanyacısı Hamidi yaptığı açıklamada uluslararası topluma çağrıda bulundu:
“Üç yılın ardından Afgan toplumundaki hayal kırıklığı aşikar. Sayısız açıklama ve toplantıdan sonra, Taliban insan haklarını ihlal etmeye ve kamusal ve özel yaşamın her alanında yirmi yıllık yoğun emeği heba etmeye devam ederken dünya hala ellerini ovuşturuyor.
Afganistan konusunda çalışan tüm aktörlerin koordine olması, uzun vadeli etkili çözümler bulmak üzere güvenli ve yaratıcı tartışma platformları bulması ve tartışmaya katılması gerekiyor. Bu da ancak bunun için gerekli yollara, kaynaklara ve becerilere sahip olduklarında mümkün olabilir.
Uluslararası toplum bu adımları desteklemeyi taahhüt etmeli, toplumdan gelen farklı seslere saygı göstermeli ve Taliban ile ortak çabalara zarar vermekten başka bir işe yaramayacak ilkesiz angajmanlardan kaçınmalı. Eşgüdümlü hareket etmenin zamanı artık geldi.”