Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik başlatılan soruşturma kapsamında aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da bulunduğu çok sayıda CHP’li gözaltına alındı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmak için ön seçime hazırlanıyordu.23 Mart’ta CHP “gel seç tarihe geç” kampanyası kapsamında Cumhurbaşkanı adayını seçecek. Dün akşam saatlerinde üniversite diploması iptal edilen İmamoğlu CHP’nin cumhurbaşkanı adayı idi. Bugün Maltepe Meydanı’nda geniş kapsamlı bir miting düzenlenecekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 100 şüpheli hakkında çeşitli suçlardan gözaltı kararı verildiğini bildirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yapılan operasyona ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, “Suç örgütü lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Ertan Yıldız ve bu şahıslarla bağlantılı 95 şüpheli başta olmak üzere toplam 100 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiştir” denildi.
Ayrıca İBB Kültür Daire Başkanı Mahir Polat ve genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün de gözaltına alınanlar arasında.
İmamoğlu, “örgüt inşa etme çabasındalar” demişti
Ekrem İmamoğlu, hakkında yöneltilen “suç örgütü lideri” suçlaması gözaltına alındı. İmamoğlu 15 Mart’ta Ankara’da yaptığı açıklamada, “Örgüt inşa etme çabasındalar” demişti:
“Bu hazırlıkların, bu davaların, soruşturmaların hepsi temelsiz, kanıtsız, zorlama iddialar. Tüm uyduruk iddiaları bir araya getirecekler, İmamoğlu’nun etrafında toplanmış çıkar amaçlı bir örgüt icat etme çabasındalar. Hepsi tek tek denetlenmiş göz önündeki ihaleleri bahane ederek yapacaklar, etrafımdaki kişileri de kurdukları kirli hesap düzeniyle onları suçlu ilan etmeye çalışacaklar. Bunları, kendilerine maşa olarak tuttukları gazeteciler, troller bunları yazıyorlar. Bu ülkeyi karıştırmaya hazırlanıyorlar. Önce ’23 Mart’ta ön seçim olmadan İmamoğlu’nun işini bitirelim’ derdindeler. ‘Turbun büyüğü’ diyerek heybeden, eskiden yaptıkları gibi, sözümona örgüt çıkarmak. İmamoğlu’nu, hapse atmaktan bile bahsediyorlar. Köşe yazılarında bunlar var. İmamoğlu oyun dışı kalacakmış! Burası muz cumhuriyeti değil, bu topraklarda namertlik sökmez! Siyaseten yenemiyorlar, korkutamıyorlar. Dertleri, vatan değil, kendi koltukları!”
DEM Parti’den İmamoğlu tepkisi: ‘Sivil darbe girişimi, halk iradesine saldırı’
DEM Parti’den yapılan yazılı açıklamada Ekrem İmamoğu’nun gözaltına alınmasına tepki gösterildi: Türkiye açık bir “yargı ve iktidar ortak yapımı” sivil darbe sürecini yaşıyor. Bugünkü operasyon da halk iradesine saldırıdır.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu yazılı bir açıklama yaparak Ekrem İmamoğu’nun gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Açıklamada, “Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi bu uygulamaların tamamı darbe uygulamasıdır. Türkiye gittikçe daha belirgin hale gelen ve bütün siyasal ve toplumsal muhalefeti hedefleyen açık bir “yargı ve iktidar ortak yapımı” sivil darbe sürecini yaşıyor” vurgusu yapıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Bu sabah saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, belediye yöneticileri ve gazetecilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi bu uygulamaların tamamı darbe uygulamasıdır. Türkiye gittikçe daha belirgin hale gelen ve bütün siyasal ve toplumsal muhalefeti hedefleyen açık bir “yargı ve iktidar ortak yapımı” sivil darbe sürecini yaşıyor.
Partimize ve siyasetimize yönelik yıllardır sürdürülen hukuksuz, keyfi ve antidemokratik uygulamalar ne yazık ki gelinen aşamada Türkiye’nin tamamını esir almış durumdadır. Kayyımcı ve darbeci bu zihniyet, Türkiye’nin ve toplumun geleceğine kurulmuş en büyük komplodur.
“Halk İradesine Saldırı”
Gözaltı operasyonunda ileri sürülen gerekçelerin tamamı bu darbeyi ve hukuksuzluğu örtemeyecek bahanelerdir. Kent uzlaşısını, demokratik siyaseti ve siyasi ortaklaşmayı hedef almak yerel seçimlerde alınan yenilginin hazımsızlığı ve intikamıdır. Dünkü kayyım uygulamaları da bugünkü operasyon da halk iradesine saldırıdır. Geleceğe dönük olarak da siyaseten rakibini saf dışı bırakma, iktidarını sürdürme girişimidir.
Bugün yaşananlar Türkiye halklarının barış ve demokrasi umutlarını kırmaya yönelik de bir saldırılardır. Türkiye’den başlayıp Ortadoğu’ya yayılacak değişim girişimini sabote etme çabasıdır. Asla kabul etmiyoruz. Bu uygulamaların ne Türkiye’ye ne de buna onay verenlere asla faydası olmayacaktır. Dün olduğu gibi bugün de toplum vicdanında bu uygulamaların tamamı ters tepecektir.
Partimiz, her şart ve koşulda demokratik siyaset alanının genişletilmesi için mücadelesini büyüterek sürdürecektir. Kimden gelirse gelsin hukuksuzluğun, darbenin ve keyfiliğin karşısında yer alacaktır. Kent uzlaşısını, ortak mücadeleyi, demokrasiyi, barışı ve özgürlüğü her zamankinden daha büyük bir kararlılıkla savunacaktır.
İktidara açık çağrı yapıyoruz: Bu uygulamalardan derhal vazgeçin. Yargıyı araçsallaştırmaya son verin. Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bugün gözaltına alınanları derhal serbest bırakın.”
Özgür Çelik: Bu bir darbedir
Sabah gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde yaptığı konuşmada yaşananlara tepki gösterdi: Bu bir darbedir, halkımız bu darbeye yanıt verecektir.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Vatan Emniyet Müdürlüğü önünde yaptığı konuşmada yaşananları ‘darbe’ olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
“Bu bir darbedir, halkımız bu darbeye yanıt verecektir. Sayın İmamoğlu Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde. Pazar günü sandığı kuracağız, 23 martta adayı belirleyeceğiz. O sandıktan o kadar korkuyorlar ki bu uygulamaları yapıyorlar. Besledikleri havuz medyası ile algı yönetimi yaratıp, terör diyecekler, yolsuzluk diyecekler, bir sürü yalan söyleyecekler. Tükenmiş iktidarlarının ömrünü tüketmeye çalışıyorlar. Dün diploma bugün gözaltı, bu bir darbedir. Hukukun üstünlüğüne, millet iradesine yapılmış bir darbedir. Genel başkanınız da yolda, o da geliyor. Bu darbeye karşı milletimiz güçlü bir şekilde sesini yükseltecektir”
GÜNAYDIN: ADLİ TASARRUF OLARAK DEĞİL, SİYASİ DARBE
CHP Grup başkanvekili Gökhan Günaydın da burada yaptığı konuşmada yaşananları ‘Darbe olarak nitelendirdi ve şöyle konuştu:
“Bunlara yönelik en büyük cevabı 23 Mart’ta sandıkta bunlara demokrasi dersi vererek yaşayacağız. CHP bir adım geri atarsa devlet çöker. Bu darbeyi hep beraber savuşturacağız. Elbette 2016’da çıkarılan yasalarla maalesef anti demokratik kayyım uygulaması söz konusu olabilir. Ancak hiçbirini olasılık dahilinde görmüyoruz. İBB’yi aldığımız zaman aşağı yukarı bir ay mazbata veremediler. Sonra mazbatayı iptal ettiler. Ali Yerlikaya’yı kayyım atadılar. İstanbul valisinin yaptığı ilk iş Atatürk’ün portresini duvardan indirip depoya göndermekti. Sonra ilk seçimde o portre geri geldi, vali ait olduğu yere gitti. Anti demokratik darbe girişimi asla tarafımızdan fayda göremez, savaşırız. 97 kişi mali suçlardan, 7 kişi terörle ilgili suçlardan gözaltında. Bu kadar büyük bir soruşturmanın 23 Mart’tan hemen öncesine gelmesini bazı partilerin genel başkanları gibi adli tasarruf olarak değil, siyasi darbe olarak tanımlamak istiyorum”
Özgür Özel: ‘Geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrasında CHP Genel başkanı Özgür Özel “Ekrem Başkan’ı İstanbul Büyükşehir’in başına millet oturttu, Tayyip Erdoğan indirmeye çalışıyor. Buna teslim olunamaz” diye konuştu.
İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, büyük oğlu Selim İmamoğlu ve kızı Beren İmamoğlu ile bir araya gelen Özel, “Dün akşam itibariyle, diploma iptal oldu deyip, resmen anayasayı askıya aldılar. Hiç kimsenin bir güvencesi yok. Yani elinde diploman varsa da tapun varsa da banka cüzdanın varsa da hiçbirinin bir geçerliliği yok artık. Bugün de doğrudan darbe girişimi yani. Eskiden ilk önce darbeler çok klasik yapılıyordu. Sonra yok muhtırayla, yok post-modern darbe… Şimdi, geleceğe doğru önleyici darbe yapıyorlar. Bu iktidarı halkın belirlememesi için, geleceğin cumhurbaşkanına darbe yapıyorlar. Ne zamandan beri erken seçim, ön seçim kararı alındı; biz hızlandıkça onlar hızlanıyor, biz hızlandıkça onlar hızlanıyor” şeklinde konuştu.
“Biz, bütün arkadaşlarla birlikte, bir aydır bir yandan ön seçime hazırlanıyoruz Ekrem Başkan’la beraber, bir yandan da en kötüsünü hazırlanıyoruz” diyen Özel, “Ben, 10 gün önce Ekrem Başkan’a -yine böyle bir kötü güne uyandık- ben ona bir ‘günaydın’ mesajı attım. O da bana mesaj attı. Dedi ki, ‘Başkanım, 23’ünde ben nerede olursam olayım, o sandık mutlaka kurulsun’ dedi. Yani 23’ünde nerede olacağının bir garantisi olmadığını hissettiği halde, bu meseleye duyduğu inancı ifade etti. Hem Cumhuriyet Halk Partilileri hem herkesi, Pazar günü, Ekrem Başkan’a sahip çıkmaya, oy verme merkezlerine davet edeceğiz. Bütün partililerimiz hem oy vermeye hem Cumhuriyet Halk Partisi’yle ve Ekrem Başkan’la, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun emanet ettiği partiye ve Cumhuriyete birlikte sahip çıkmaya, Ekrem Başkan’a sahip çıkmaya, cumhurbaşkanlığına sahip çıkmaya davet edeceğiz. Bütün üyelerimiz, oy verme yerlerine gelmek isteyen herkese önderlik edecek, yoldaşlık edecek. Kol kola Ekrem Başkan’a sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.
‘MİLLETİN SAHİP ÇIKMASINDAN BAŞKA BİR GÜVENCİMİZ YOK’
“Bu milletin sahip çıkmasından başka bir güvencimiz yok” diyen Özel, şöyle konuştu:
“Çünkü Ekrem Başkan’a devletin savcısı, hakimi, polisi, valisi sahip çıkmıyor. Devlet, el değiştirmiş. Devlet şu anda bu insanları, milleti davet ettiğinde askere gidiyor, vergisini veriyor, oğlunu, evladını şehit veriyor, eşini şehit veriyor, ama bir şeye teslim olmuyor; sandığını kimseye vermiyor. Devlet, milletin karşısına çıkarsa, millet kazanır. Aslında 31 Mart’ta valiler, kaymakamlar, bütün devlet, bütün bakanlar, herkes karşımızdaydı; Ekrem Başkan kazandı bunu. Şimdi yeniden milletle devleti yarıştıracaklarsa, belki biraz daha da zor olacak ama en sonunda millet kazanacak, milletin dediği olacak. Kenan Evren’in dediği olmadı sonuçta. 15 Temmuz’da Fethullah Gülen’in dediği olmadı. 15 Temmuz’da ben de Ekrem Başkan da demokrasinin tarafındaydık. Varıp da bu darbeden medet ummadık yani. ‘Aman bunlar gitsin, biz gelelim’ demedik. ‘Millet getirirse getirir’ dedik. Millet, cumhurbaşkanına sahip çıkacak.”
“Tayyip Bey açısından da şu açıdan üzgünüm” diyen Özel, “O İBB başkanlığından indirildi. O zaman onu da doğru bulmadık. ‘Bir şiir okumayla olmaz’ dedik. Sonra Cumhuriyet Halk Partisi, o zaman anayasa değişikliğiyle ona siyaset yolu açtı. Yani başbakanlığın yolunu açtı. Partisinin genel başkanıydı. Sonra geldiği yerlere seçimle geldi, hep ‘milli irade’ diyordu. Demek ki bu milli irade kendisine oy verildiğinde baş tacı, Ekrem Başkan olunca alaşağı. Şu anda milli iradeyi tanıyan yok. Ekrem Başkan’ı İstanbul Büyükşehir’in başına millet oturttu, Tayyip Erdoğan indirmeye çalışıyor. Buna teslim olunamaz. Eninde sonunda, ümit ediyorum, bu milletin bu tepkisini görüp, bir geri adım atacaklardır. Ama eninde sonunda, yine milletin dediği olacak” şeklinde konuştu.
DİLEK İMAMOĞLU: MİLLETLE BERABER EKREM’İN MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ
Özel’in ardından söz alan Dilek Kaya İmamoğlu ise şu ifadeleri kullandı:
“Genel Başkanım; güçlü duracağız, arkasında duracağız. Çünkü biz biliyoruz ki, bu kişisel bir mesele değil. Bu, artık ülkeye, topluma mal olmuş bir mesele. Siz de biliyorsunuz, kim haksızlığa uğradıysa, herkesin arkasında Ekrem mücadelesini verdi. Şimdi, milletle beraber Ekrem’in mücadelesini vereceğiz. Yılmayacağız, tabii ki pes etmeyeceğiz. Operasyon ne kadar büyük olursa olsun, bu bizi durdurmayacak. Ve yaşanan bu büyük operasyonun, siyasi amacından başka bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz. Yoksa bu böyle olmazdı. Dün diploma iptali, bu sabah böyle bir operasyon… Belli ki bir siyasi operasyon. Geleceğin cumhurbaşkanını, bu ülkeyi yönetecek olan cumhurbaşkanını eleme, saf dışı, siyaset dışı bırakma, bitirme operasyonu. Bu, ülkeye yapılmış büyük bir darbe. Mücadele edeceğiz. Mücadele etmek zorundayız. Çünkü, hiçbirimizin can ve mal güvenliği artık bu ülkede olmayacak. Yani bu işin seni, beni yok. Hepimizi ilgilendiren bir mesele.”