British American Tobacco, Philip Morris International ve diğer çokuluslu tütün şirketleri, ölümcül ürünleri için gözlerini ‘büyüyen bir pazar’ olarak gördükleri Afrika’ya dikmiş durumda. Tütün şirketleri Afrika’daki ülkelerin en büyük önlenebilir ölüm sebebi olan tütün kullanımını azaltmaya dönük etkili önlemler almasını engellemek için göz korkutma taktikleri kullanıyorlar.
Kaynak: Guardian | Sarah Boseley
Çeviri: Serap Şen | Dünyadan Çeviri
Guardian gazetesinden bir araştırmacı, British American Tobacco (BAT) ve diğer çokuluslu tütün firmalarının, Batılı ülkelerde milyonlarca insanın yaşamını kurtaran sağlık koruma tedbirlerini iptal etmelerini veya sulandırmalarını isteyerek Afrika’daki en az sekiz ülkede hükümetleri tehdit ettiğini ortaya çıkardı.
Dünyanın lider sigara imalatçılarından biri olan BAT, Kenya ve Uganda hükümetlerinin sigaranın yol açtığı zararları sınırlandırmak için getirmeye çalıştığı düzenlemeleri dava açarak engellemeye çalışıyor. Dev tütün firmaları, hızla büyüyen genç ve giderek daha müreffeh bir nüfusa sahip Afrika’daki pazarlarını güçlendirmeyi umuyorlar.
Kenya’da Guardian’ın ulaştığı gizli bir mahkeme belgesinde, BAT’nin avukatları ülkenin yüksek mahkemesinden, sigara karşıtı yasal düzenleme paketini tümden iptal etmesini talep ediyor ve “abartılı” dediği bir vergi planına karşı çıkıyor. BAT Kenya, yüksek mahkemede kaybettiği davayı temyize götürmüş durumda. Mahkemenin kararını gelecek ay açıklaması bekleniyor.
Bir başka belgede ise Uganda BAT, hükümetin çıkardığı Tütün Denetim Yasası’nın “anayasaya aykırı olduğunu” iddia ediyor.
İngiliz The Guardian gazetesi, üç tanesi BAT tarafından olmak üzere, Uganda, Namibya, Togo, Gabon, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya ve Burkina Faso hükümetlerine yazılmış ve tütün şirketlerinin kullandığı göz korkutma taktiklerini ortaya seren (hükümetleri kendi yasalarını ve uluslararası ticaret anlaşmalarını ihlal etmekle suçlayan ve ekonomiye gelebilecek zararlar konusunda uyaran) mektuplara da ulaştı.
BAT, tütüne yönelik her türlü düzenlemeye karşı olduğunu inkâr ediyor ama düzenlemelerin yasalara uygun olmadığı hallerde mahkemelerden bu duruma müdahale etmesini istemenin hakları olduğunu söylüyor.
BAT’nin, bu ayın sonunda Amerikalı büyük tütün şirketi Reynolds’u 49 milyar dolara satın alarak dünyanın en büyük tütün firması olması bekleniyor ve tütün devlerinin yoksul ülkelerde sağlık bakanlıklarını alt etmesi konusunda korkular var. İki firmadaki hissedarlar, (BAT Londra’da, Reynolds Kuzey Karolina’da) anlaşmayı önümüzdeki Çarşamba (19 Temmuz) aynı anda oylayacaklar.
Kenya’daki Tütün Denetim Kurulu’nun başkanı eski kalp cerrahı Profesör Peter Odhiambo, BAT’nin kendilerini engellemek için elinden geleni yaptığını söylüyor.
Uzmanlar, Afrika ve Güney Asya’nın, demografik özellikler ve artan refah seviyesi nedeniyle sigaraya karşı küresel mücadelenin öncelikli alanları haline geldiğini söylüyorlar. Bazı zengin ülkelerde içilme oranları düşmesine ve denetimler artmasına rağmen Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sigara dünya çapında her yıl yedi milyondan fazla insanı öldürmeye devam ediyor. Tütün devlerinin, sigaranın yol açtığı ölümü ve sağlık zararlarını yoksul ülkelere ihraç edeceğinden korkuluyor.
Afrika’da 77 milyon sigara içicisi var ve bu sayının 2030’da 2010 seviyelerinin %40 üzerine çıkması bekleniyor ki bu dünya genelindeki en büyük artış.
Kenya’da BAT, hukuk sisteminin her seviyesinde savaş açarak, sigara promosyonunu ve satışını kısıtlamaya yönelik düzenlemeleri 15 yıl erteletmeyi başardı. Şubat ayında, çokuluslu şirketin yaptığı ödemelerle bağlantısı bulunan milletvekillerinin karşı çıktığı tütün denetimlerinin yürürlüğe konmasını, muhtemelen ülkenin Ağustos ayındaki genel seçimlerinin sonrasına kadar zaten durdurmuş olan temyiz mahkemesinde bir dava açtı.
Uganda’da BAT, 2015’te çıkarılan Tütün Denetim Yasası’nın anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Kasım ayında hükümete karşı dava açtı. Zengin ülkelerde artık norm haline gelen paketler üzerindeki ve satış noktalarındaki sağlık uyarılarının büyütülmesi gibi kısıtlamalara ticaretini haksız şekilde kısıtladıkları iddiasıyla karşı çıkıyor.
Davaları BAT’nin yereldeki bağlı kuruluşları olan BAT Kenya ve BAT Uganda açıyor ama bu davaların açılması, kârların çoğunu Afrika’dan kazanan çokuluslu şirketin Londra’daki merkezi Globe House’un onayından geçiyor. 2016 yılı raporunda BAT, dünya çapında tütünün denetim altına alınmasına dönük “abartılı yasalara” dikkat çekiyordu. Buna yanıtı “Grup içinde koordineli ve uyumlu bir dava stratejisi izlenmesi” idi.
Afrika gibi yükselen pazarlar hedefte
Mart’taki yıllık toplantısında Başkan Richard Burrows BAT için “başarılı bir yıla” kadeh kaldırdı. Yatırımcılar kendi paylarını aldıktan sonra kârlar %4 artışla 5,2 milyar pounda yükselmişti – kendi payları ise %10 artmıştı. Afrika’da açtıkları davalar sorulduğunda, “tütün sektörünün elbette düzenlenmesi gerektiğini ama yapılan düzenlemelerin sağlık ve bunun ardında yatması gereken insan misyonunu doğru şekilde gözetmesini istediklerini” söyledi.
Bu yüzden, “yerel yönetim kurulunun” yönlendirmesiyle “yeni düzenlemelere karşı zaman zaman yasal yollara başvurmaları gerektiğini” de ekledi.
BAT, “özellikle de gelişmekte olan ülkelerde tütünle ilgili tüm düzenlemelere karşı olduğumuz doğru değil,” diyor. “Sağlık açısından riskler içeren bir ürün olan tütünün uygun şekilde yasal düzenlemelere tabi olması gerekli,” diyor ama “düzenlemelerin yasalara uygun olup olmadığı konusunda farklı yorumlar olduğu zaman, mahkemelerden meseleyi çözmelerini istememizin tamamen makul olduğunu düşünüyoruz.” Yaptıkları açıklamada, Kenya’daki yasal düzenlemelere birkaç noktada karşı çıktıklarını, tümden karşı olmadıklarını söylediler.
Afrika’daki birçok ülke, tütün kontrolü konusunda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) anlaşmasını imzalamasına rağmen, henüz hiçbiri sigara kısıtlamalarını tam olarak hayata geçirmiş değil.
DSÖ, 2025 itibariyle sigara içme oranlarının 30 Afrika ülkesinin 17’sinde 2010’daki seviyelerinden yukarı çıkacağını öngörüyor. Bazı ülkelerde ise çok ciddi bir artış bekleniyor: Kongo’da %13,9’dan nüfusun neredeyse yarısına (%47,1) ve Kamerun’da %13,7’den %42,7’ye. Oran, Sierra Leone’de %41,2 (erkekler arasında %74) ve Lesoto’da ise %36,9 olacak.
Bu verilerin aksine, araştırma geçtiğimiz yıl İngiltere’de yetişkinlerin yalnızca %16,9’unun sigara içtiğini gösterdi ve geçtiğimiz ay açıklanan yeni verilere göre, İngiltere’de kalp rahatsızlıklarından kaynaklı ölümler iç mekanlarda sigara yasağı getirilmesinin ardından %20 düşmüş.
Seattle’daki Washington Üniversitesi Sağlık Ölçme ve Değerlendirme Enstitüsü’nden Dr. Emmanuela Gakidou ve meslektaşları, dünya çapında sigara içme yaygınlığı konusunda Nisan ayında Lancet’te yayınlanan makalelerinde “Tütün endüstrisi, zayıf tütün denetimi yasalarını istismar etme amacıyla artık Sahra-altı Afrika gibi yükselen pazarlara odaklanıyor,” diyorlar.
Afrika’nın büyüyen çocuk ve genç nüfusu ve artan refahı, tütün endüstrisi için gelecekte muazzam bir pazar teşkil ediyor. Şirketler çocukları hedeflediklerini inkâr ediyorlar ve 10’luktan daha az paketler satamıyorlar ama ABD’deki Johns Hopkins halk sağlığı okulu ve Kenya merkezli bir Tüketici Bilgilendirme Ağının Nairobi’de yaptığı yeni çalışma, satıcıların ilkokula giden çocukların geçtiği yollarda sigara sattığını ortaya çıkardı.
Dunhill, Embassy, Safari ve diğer BAT marka sigaralar tezgahlarda şekerlemeler, bisküviler ve gazlı içeceklerin yanında tek tek satılıyor (her biri yaklaşık 5 sente). Satıcılar BAT’nin 20’lik paketlerini açarak satıyorlar. Tüketici Bilgilendirme Ağı yöneticisi Samuel Ochieng, bununla çocukları hedeflediklerini söylüyor: “Sigaraları şekerleme ile yan yana koyuyorlar ve okul güzergahlarında satıyorlar.”
BAT, ürünlerinin yalnızca yetişkinlere yönelik olduğunu ve satıcıların tek sigara yerine paketleri bütün halde satmasını tercih ettiklerini söylüyor.
“Ürünlerimizin okul çevrelerinde satılmamasına ilişkin katı kurallarımız var. BAT Kenya, bu bağımsız satıcıların birçoğuna, şirketi anımsatmayan renklere boyanmış ve gençlerin sigara kullanımını engelleyici ve sağlık uyarısı ibareleri taşıyan tezgahlar sağlamak gibi destekler veriyor. Ayrıca satıcıları okul civarında tütün ürünü satmamaları yönünde eğitiyoruz.”
Politikacılarla bağlantılar
Kenya’daki davanın 8 Ağustos seçimlerinden sonra görülmesi bekleniyor ve bu dava tüm kıta açısından önemli. Hükümet kaybederse diğer ülkelerde güçlü tütün endüstrisine karşı uzun ve pahalı mücadeleler verme isteği azalacak.
BAT, Kenya pazarının %70’ini kontrol ediyor; Kenyalı rakibi Mastermind da hükümete karşı açılan davaya müdahil oldu.
Politikacılar ile tütün şirketleri arasındaki bağlantılar kaygılara neden oluyor. “Bazılarının geçmişte rüşvet aldıklarına dair iddialar var,” diyor Joel Gitali. Kendisi Kenya Tütün Denetim İttifakı’nın yöneticisi.
Afrika’da BAT için 13 yıl çalışan Paul Hopkins, bir İngiliz gazetesine şirket adına Kenya Gelir İdaresine BAT’nin Kenyalı rakibi Mastermind’a karşı kullanabileceği bilgilere erişim için rüşvet verdiğini söyledi. Hopkins, muhalefetteki bazı önemli Kenyalı politikacılar ile iki tütün şirketi (BAT Kenya ve Mastermind) arasında bağlantılar olduğunu; BAT Kenya’nın tütün denetim yasalarının altını oymak için Burundi, Ruanda ve Komoros Adalarındaki devlet görevlilerine rüşvet verdiğini de iddia etti. Gitali, seçim sonucunun etkisi konusunda endişeli: “Muhalefet iktidara gelirse tütün şirketlerinin eline düşeceğiz.”
‘Onlardan biri olma hayali ile büyüyoruz’
Çerçeve Sözleşme İttifakı’nın (DSÖ anlaşmasını destekleyen STÖ’ler) Afrika koordinatörü Tih Ntiabang, tütün şirketlerinin daha da cüretkâr hale geldiğini söyledi. “Geçmişte bunu el altından yapıyorlardı ama bugün o kadar utanmazca bir hal aldı ki neredeyse göze sokarak yapılıyor ve Kenya’daki davada olduğu gibi, halk sağlığı anlaşmalarına açıktan karşı çıkıyor ve bu konudaki yasaları hiç çekinmeden dava ediyorlar. Ekonominin büyümesi her hükümet için çok önemli ve tütün şirketleri bu gücü ellerinde tuttuklarını biliyorlar. BAT gibi tütün şirketlerinin bütçesi Afrika bölgesinin tamamının bütçesi kadar olabiliyor.”
“Sağlık politikalarını belirleyenler, tütün denetimi konusunda harekete geçmemenin sağlık açısından nelere mal olabileceğini çok net göremiyorlar çünkü sağlık sistemimiz çok iyi değil. Bu durum tütün endüstrisini halk sağlığı karşısında avantajlı duruma getiriyor.”
Afrika’da tekli sigara satışı ciddi bir sorun çünkü çocukların sigara satın alabilmesini sağlıyor. “Pakete nazaran çok daha ekonomik. Ergenler bu şekilde sigara alabiliyor.”
“BAT, Afrika’da düzenli bir iş ve iyi maaş veren bir şirket,” diyor Kamerun’da faaliyet yürüten Ntiabang: “Daha 10 yaşındayken sürekli BAT’de çalışmayı hayal ediyordum. Kendilerini hep çalışmak isteyeceğiniz türden, sorumluluk sahibi bir firma gibi gösteriyorlardı. Çalışanların hepsi iyi maaş alıyordu. Gençler ‘BAT’de çalışacağım’ diyordu. Bir sürü etkinliğe sponsor oluyorlar ve gençlerin sürekli firmanın adını görmesini sağlıyorlardı. Hep onlardan biri olacağımızı hayal ederek büyüdük.”
2014’te Uganda’da, BAT genel müdürü Jonathan D’Souza, hükümetin sağlık komitesi başkanına, meclisin onayına sunulacak tütün kontrol yasasına saldıran 13 sayfalık ayrıntılı bir belge gönderdi.
Mektupta BAT’nin 2013’te 18.000 çiftçiye 16,8 milyon kilo tütün için 61 milyar Uganda şilini ödediği belirtiliyordu. Ekonominin, BAT’nin Uganda yatırımlarından “ciddi yarar gördüğünü” söylüyordu. “Bu yoksulluğu azaltmaya ve kentsel ve kırsal alanlarda refahı yükseltmeye yardımcı oldu,” diyor.
BAT Uganda (BATU), tütünün düzenlemeye tabi olması gerektiğini kabul ediyor ama yetişkinlerin sigara içme konusundaki bilinçli tercihlerine ve yasal bir sektörün hukuki haklarına da saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Ama tütünün bakkallarda sergilenmesini yasaklamayı haklı gösteren kanıt olmadığını, paketlerin üzerindeki büyük resimli sağlık uyarılarının işe yaramadığını, halka açık yerlerde sigara yasağı önerilerinin fazla geniş olduğunu ve 18 yaşındakiler yetişkin sayıldığından ve kendi kararlarını verebileceklerinden 21 yaş altı için sigara yasağının makul olmadığını iddia ederek 11 noktada endişelerini sıralıyor.
Bath Üniversitesi tarafından kamuoyuna açıklanan belgeler BATU’nun başka endişeleri de olduğunu gösteriyor: mesela ucuz tekli sigara satışının yasaklanması. Yetişkinler “parasını ödeyebilecekleri şeyi satın almakta özgür olmalı” deniyor sızan iç belgelerde. BATU aynı zamanda yasayı destekleyen milletvekiline de dava açtı. Şirket, bu vekile seçim bölgesindeki 709 tütün üreticisi ile çalışmaya son vereceği konusunda mektup gönderdi. Seçim bölgesinde tütün üreticileri olan başka vekillerle de lobi faaliyeti yaptığına dair kanıtlar var.
Tütün Denetim Yasası 2015’te çıktı ve BAT geçtiğimiz yıl Kasım ayında yasayı mahkemeye taşıdı. Mahkemeye sunulan yazılı beyanda, birçok insanın sigara içmeyi tercih ettiği ve yasal düzenlemeler yüzünden kaçak tütün ürünlerinin vergisiz ve hiçbir kısıtlama olmadan pazarlanması riski olduğu belirtiliyor. BATU’nun yasal ürününün Uganda ekonomisine pek çok açıdan katkı sağladığı da vurgulanıyor.
Guardian gazetesi, en az altı başka Afrika hükümetinin daha sigara içmeyi denetleme girişimlerinde çokuluslu tütün şirketleri karşısında sıkıntı yaşadığını gösteren mektuplara ulaştı.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti: Nisan 2017’de Kongo ticaret odası tarafından tütün endüstrisi adına Başkan’a gönderilen mektup, meclise sunulması planlanan ve anayasayı, uluslararası anlaşmaları ve iç hukuku ihlal ettiğini iddia ettikleri tütün kontrol düzenlemelerine ilişkin, endişe konusu 29 meseleyi sıralıyor.
Burkina Faso: Ocak 2016’da Imperial Tobacco tarafından sağlık bakanına gönderilen mektupta sigara paketleri konusundaki düzenlemelerin ülke açısından ekonomik ve sosyal zararlarından dem vuruluyor. ABD Ticaret Odaları tarafından Aralık 2013’te başbakana gönderilen daha önceki mektupta ise, üzerinde büyük uyarılar olan düz paketlerin Burkino Faso’nun Dünya Ticaret Örgütü’ne karşı yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelebileceği uyarısı yapılıyordu.
Etiyopya: Şubat 2015’te Philip Morris International tarafından sağlık, bilim ve teknoloji bakanlarına gönderilen mektupta, hükümetin sigaraların marka gösterir şekilde ve mentollü vb. gibi türlerde satılmasını yasaklayan tütün direktifinin, mevcut yasaları ihlal ettiği ve tüm perakendecileri cezalandıracağı iddia ediliyordu.
Togo: Haziran 2012’de Philip Morris International tarafından ticaret bakanına gönderilen mektupta düz paket ambalajına karşı çıkıyor ve bunun “Togo ekonomisi ve iş dünyası için olumsuz sonuçlara neden olacağı” uyarısı yapılıyordu.
Gabon: BAT’nin mektubunda, 2011 tarihli Deloitte raporuna atıfta bulunularak, düz paket ambalajının sigara içmeyi engellediğine dair kanıt olmadığı iddia ediliyor ve Gabon’un ticaret anlaşmalarını ihlal eder pozisyona düşeceği ve ayrıca kaçak tütünün artacağı iddia ediliyordu.
Namibya: BAT’nin sağlık bakanına gönderdiği mektupta, planlanan tütün kontrollerinin “genel olarak Namibya ekonomisi üzerinde çok büyük olumsuz etkileri olacağı” uyarısında bulunuluyor.
Çocukları sigaranın zararlarından koruma amaçlı bir kampanyanın Afrika direktörlüğünü yürüten Bintou Camara şunları söyledi: “British American Tobacco, Philip Morris International ve diğer çokuluslu tütün şirketleri, ölümcül ürünleri için gözlerini ‘büyüyen bir pazar’ olarak gördükleri Afrika’ya dikmiş durumdalar. Tütün şirketleri Afrika’daki ülkelerin en büyük önlenebilir ölüm sebebi olan tütün kullanımını azaltmaya dönük etkili önlemler almasını engellemek için göz korkutma taktikleri kullanıyorlar.”
“Afrika’daki hükümetler, tütün kullanımını önleme ve azaltma amaçlı önlemler alabileceklerini ve almaları gerektiğini, bunu halk sağlığını korumak için güçlü önlemler almış olan, dünyanın dört bir yanındaki birçok hükümetin ve liderin desteği ile yapabileceklerini bilmeliler.”
Corporate Accountability International’ın uluslararası organizatörü olan Cloe Franko şunları söyledi: “Kenya’da tıpkı dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi, sektör, yaşam kurtaran politikaları bozmak, engellemek ve ertelemek için anlamsız davalar açma, agresif müdahalelerde bulunma yoluna gitti. BAT’nin girişimleri, ümitsiz bir şekilde gücünü korumaya çalışan sektörün ölümcül ürününü satabilmek için neler yapabileceğinin göstergesi.”
https://www.theguardian.com/world/2017/jul/12/big-tobacco-dirty-war-africa-market