Akademisyen Abdullah Korkmazhan, Pınar Barut’un Özgür Gazete Web TV’de sunduğu programa konuk oldu. Müdahale Raporu ile ilgili konuşan Korkmazhan, özellikle İskele-Karpaz bölgesinde çok ciddi müdahaleler yaşandığını iddia ederek, Tatar’a oy verilmesi için masaya tabancaların konulduğunu kaydetti.
Serdar Denktaş’ın belirttiği, YDÜ konusunun çok önemli olduğunu ifade eden Korkmazhan, seçimde taraf olan bir kurumun, oyların birleştirilmesi ve YSK’ya bildirilmesi noktasında önemli bir role sahip olmasının dikkat edilmesi gereken bir olgu olduğunu ifade etti.
Rapora girmesi gereken pek çok şey olduğunu da ifade eden Korkmazhan, “benim birebir yaşadıklarım vardı İskele-Karpaz bölgesinde. O bölgede yaşayan insanlarla görüştük. Neler yaşadıklarını biliyoruz. Masalara silah konulduğunu biliyoruz. Ancak bunu isim vererek rapora koyamıyoruz. Bu insanlarımız korkuyor” dedi.
Korkmazhan açıklamasında şunları kaydetti:
“İskele-Karpaz bölgesinde evlere mafya girdi”
İkinci tur, özellikle İskele-Karpaz bölgesi evlere girildi, mafyalar tarafından Akıncı’ya oy vereceği açık ve net olan aileler; 50-100 kişilik ailelere yönelik son iki gece “yarın Tatar lehine oy kullanacaksınız” denilerek masanın üzerine para konuluyor. Parayı reddeden ailelerin masasına da belden çıkartılan tabanca konuluyor ve soruluyor; “Tatar’a oy veriyor muyuz?”.
Bu insanların bir çoğu bana ulaştı. Ben de o bölgede Akıncı için çalışıyordum. “Mecburuz Tatar’a verelim, çünkü sandıkta belli olur” denildi bana…
Büyükelçilik aracılığıyla tehdit
Kendilerini TC Büyükelçiliği mensubu olarak tanıtan insanlar, TC kökenli insanlarımıza; “yarın elçiliğe çağırırım sizi, vatandaşlığınızı iptal eder, gemiye koyarak Türkiye’ye gönderirim” dediler. Bu insanlar 74 sonrası Kıbrıs’a gelmiş, Türkiye ile bağlarını koparmış, Kıbrıs’ta çocukları torunları olmuş insanlardır. Bu insanlara bu şekilde bir şey söylerseniz, bu ciddi bir baskı oluşturur.
Mafyanın Tatar’a çalışmasının anlamı
Raporda da belirtildiği üzere, işin içinde MİT var, mafya var, milletvekilleri, casino patronları var, sermaye çevreleri var. Bugün Sedat Peker’in ifade çerçevesinde tartıştığımız mafya-siyaset ilişkisi durumu var ya; o arkadaşlar İskele-Karpaz bölgesini merkez haline çevirdiler.
O insanlar Kıbrıs’ta çözüm istemiyor ki, Interpol buraya gelemesin, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve kirli işleri Kuzey Kıbrıs üzerinden yapmaya devam edebilelim. Mafya ve kara para aklayan insanların tamamının Tatar lehine çalışmasının anlamı budur. İnsanların tehdit edilmemesi ve seçimi Akıncı’ya kaybettirmenin altında yatan esas neden budur.
Toplumsal irade Tatar lehine oy kullansaydı buna itirazımız olmazdı. Ama böyle bir şey olmadı. İnsanlar silahlarla tehdit edildi. İşi ve aşıyla tehdit edildi. Bu ziyaretleri yapanların pek çoğu TC devleti adına Kıbrıs’ta olduklarını belirtmiş insanlara.