Taşları ve yumurtaları aynı sepetin içine koyabilir misin?
Bir taşla bir yumurtayı birbirine çarpabilir misin?
Taş yumurtayı kırmaz mı?
Onun kırılması onun yok olması değil mi?
Yumurta kırılınca taşa bir şey olur mu?
Üzerine biraz yumurta sıçramış olur sadece…
Yumurta ile taş yan yana gelir mi?
* * *
İnsan kiminle fotoğrafı olsun ister?
İnsan neden fotoğraf çektirir?
Bir politikacı kamuya mal olmuş biriyle fotoğraf çektiğinde…
Bu fotoğraf basına ve sosyal medyaya servis edildiğinde…
Bu bir mesaj içermiyor mu?
Bu mesaj kime veriliyor?
Siz vermek istemeseniz de birileri bu fotoğraftan bir mesaj alıyor değil mi?
* * *
Bir tecavüzcüyle fotoğrafınızın olmasını ister miydiniz?
Bir katille fotoğrafımın olmasını istemezdim ben…
Ya da bir cinayeti azmettirenle…
Yanlışlıkla olabilir…
Ama bile bile de poz verilmez ki?
Göbek atmak ne demek…
Olur mu öyle şey…
Özker Hoca’nın yerinde olmak istemezdim mesela…
Ben Yahya’nın, Önder’in, Kavazoğlu’nun, Hikmet’in, Gürkan’ın acısını taşıyorum yüreğimde…
Çıkıp Denktaşla göbek atmak Kıbrıslı Türklerin ne kadar demokrat, olgun olduğunu mu gösterir?
Ben bu fotoğrafa baktığımda iki şey görüyorum…
Faili meşhur siyasi cinayetlerin hesabını soramamış bir politikacı…
İşlediği cinayetlerin zaferini kutlamakta olan başka bir politikacı…
Yumurtalarla taşlar aynı sepetin içinde nasıl gelir yan yana?
Yumurtalar kırılmış, taşlar yumurtalar yüzünden biraz kirlenmiş…
Yumurtalar artık yumurta değildir…
Taş hâlâ taş olmaya devam etmektedir…
* * *
Canım Ünal Üstel…
Sizi çok seviyorum…
Sizinle fotoğraf çektirecek…
Elimi omzunuza atacak kadar çok seviyorum…
Canım Ünal Üstel…
Sizi nerede görsem göğü kucaklar gibi…
Kollarımı açıp size sarılıyorum…
Siz Jet davasından yargılanmamış olabilirsiniz…
Siz sağlık kurumlarımızın kontrolünü TC devletine peşkeş çekmiş olabilirsiniz…
Siz burada yüzlerce işsiz öğretmenimiz varken…
TC’den öğretmen getirilmesini sağlamış olabilirsiniz…
Canım Ünal Üstel…
Seni ne kadar çok seviyorum bilemezsin…
Sosyal Hizmetler dairesine benim insanlarımı hiçe sayarak…
TC’den memurlar getirilmesine onay vermiş olabilirsin…
Ne olacak…
Okullarımızın depreme dayanıklı olmamasından dolayı çocuklarımızı çadırların içine sokmuş olabilirsin…
Yüzlerce insanı bakanlar kurulunda vatandaş yapıp…
Kıbrıslı Türklerin yurt hakkını egemenlik hakkını gasp etmiş olabilirsin…
Canım Ünal Üstel…
Sen ne şeker bir insansın?
Sen Kıbrıslı Türksün öyle değil mi?
Pamuklardan, bulutlardan yapılmışsın öyle değil mi?
Bak aklıma şimdi geldi…
Asya bebeğe Sağlık Bakanlığı yaptığın dönem, tek bir kuruş da vermemiştin öyle değil mi?
Sonra Asya Bebeğin sağlık hakkı için kapının önüne gelenleri de polise dövdürmüştün öyle değil mi?
Hatta Sağlık Bakanlığına sabıkası olan birini almıştın…
Polislerin arasına katılıp bize saldırmıştı o da öyle değil mi?
İşçi cinayetleri yaşanıyor olabilir…
İnsanlarının özel sektörde maaşları çok boktan olabilir…
Sosyal güvenceleri yok…
Ne gerek var canım…
Maaşını almayabilir…
Bakanlığa ne gerek var…
Canım Ünal Üstel…
Seni sevdikçe sevesim geliyor…
Kara para, uyuşturucu ticareti…
Yok canım sen düşünme bunları…
Tarım arazilerinin peşkeş çekilmesi…
İnsanlarımızın topraksızlaşması…
Taşıma nüfusla toplumunun soy kırımdan geçirtilmesi…
Aman ben de…
Düşünce ve ifade özgürlüğü…
Kamu alanlarının TC sermayesine peşkeş çekilmesi…
Kamu İhale yasası…
İhaleye çıkmadan hem de doğrudan peşkeş…
Yaldızlı bir tepside benim, çocuğumun, arkadaşlarımın, insanlarımın hakkını…
Ne oldu Faiz Sucuoğluna?
Faiz Sucuoğlu Esentepe’de neden trafik kazası geçirdi?
Kaza geçirdikten iki gün sonra kurultaydan neden çekildiğini açıkladı?
Gece yarısı evine gelenler kimlerdi?
Kardeşi de aynı gün İstanbul’da trafik kazası geçirmiş diyorlar doğru mu?
Ünalcığım…
UBP kurultayındaki diğer adaylara ne yaptın sen?
Türk kolonyalizmiyle kucak kucağa…
Sarmaş dolaş…
Hepsini temizlemiş olmayasın…
İlahi ben…
Mesela Ünalcığım…
Malın mülkün ne durumda?
Apartman daireleri…
Bankalardaki hesaplar…
Araziler ne durumda?
Tufan Hocacığım soruyor mu bunun hesabını size?
Canım Tufan Hocam sizi de çok seviyorum…
Ne güzel bir fotoğraftı O…
Ünalcığımla birlikte kol kola…
Göğüs göğüsse…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde…
Demokrasi Şöleniiiiiiiii….
Made in Tufan Erhürman…
Hepinizi çok seviyorum…
Ohhhh…
Ne güzel…
İçimiz açılıyor sabah sabah…
Bu ne aşk Allahım…
* * *
Yumurtalar ve taşlar ne zaman yan yana gelir a dostlar?
Yumurtalar kırılınca!