Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Cezaevinde yaşanan teknik personel sorunu ile ilgili KTAMS ve Kamu-İş’in devam ettirdiği grevi desteklediğini belirterek, greve dair basına yansıyan bazı haberlerde yer alan “suçlu ithal edip , üstüne milyonlar akıtıyoruz!” ve “öğrenci adı altında adaya gelip suça bulaşan üçüncü dünya ülkesi vatandaşı kişiler” gibi ifadelere itiraz etti.
Rahvancıoğlu, bu ifadelerin yanlış olduğunu ve suçun sosyal ortamın ürettiği bir şey olduğunu vurguladı. “Suç, kişilerin uyruklarına, geldikleri yere veya karakterlerine has bir özellik değildir! ‘Suçlu ithal ediyoruz’ ifadesi, sadece yanlış değil, kapkaççı sermaye düzenini ve sosyal politikaları gözlerden gizleyen aymaz bir söylemdir de aynı zamanda…” dedi.
Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri, suçun ortadan kalkması için giriş-çıkışlarda tam bir denetim ve planlama yanında; sermayenin toplum karşısındaki başı boşluğuna karşı, özel sektöre sendika ve sosyal devlet yolu ile denge yaratılması gerektiğini ifade etti.
Rahvancıoğlu, “Şunu anlamalıyız ki zaten çoğu zaman ‘devlet içinde’ bağı olan ve ‘yakalanmayan’ organize suçlular dışında kimse, ‘kktc’ye gideyim de suç işleyeyim’ demiyor… O kadar mühim bir ülke de değiliz! Bambaşka niyet ve özlemlerle adamıza gelen insanları suça teşvik eden, suçlu durumuna düşüren bir çalışma hayatımız, sosyal yapımız var. Kapkaççı sermaye serbest, tek tek insanlar ise yalnız ve çaresiz olduğu için suça uygun bir sosyal ortamımız var…” diye konuştu.
Rahvancıoğlu, bunun çözümünün ise sermayenin çıkarlarına karşı emeğin çıkarlarını öne almaktan, toplumun tümünü değil emeği kucaklamaktan geçtiğini savundu. “Gerisi ‘biz tamamız, suçlular hep dışardan geliyor’ diyen, züğürt tesellisidir…” dedi.