• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cumartesi, Aralık 27, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
17 °c
Nicosia
10 ° Paz
11 ° Pts
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Siyasi Eşitlik ve Kıbrıs Sorunu: BM’nin İfadesi Neyi Bağlayıcı Kılıyor

BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle’ siyasal eşitliğe yapılan atıf, nötr bir ifade değildir. Bazıları bu sınırlarıbulanıklaştırmaya çalışsa da, doğrudan uzlaşılan çözüm çerçevesine gönderme yapar ve yorumların sınırlarını belirler.

Güneyden Yazarlar Güneyden Yazarlar
27 Aralık 2025
Okuma Süresi: 6 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Birleşmiş Milletler’in, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman’ın son görüşmesinin ardından yayımladığı açıklama, görünüşte sade ama güçlü bir siyasi ve hukuki ağırlık taşıyan bir ifadeye yer veriyor:

“İki lider, gerçek hedefin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik temelinde Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu teyit etti.”

Bu ifade, yıllardır kamuoyunda tartışılan kritik bir soruyu yeniden gündeme getiriyor:

Bu atıf, açık ya da örtük biçimde, çözüm modelinin iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olduğunu mu ima ediyor, yoksa farklı yorumlara alan mı bırakıyor?


Yazar | Andreas Orfanidis

Andreas Orfanidis, Lapta-Lapithos’ludur ve Tarih–Arkeoloji Profesörü ile Kıbrıs Üniversite Konseyi Başkan Yardımcısıdır. Atina Ulusal ve Kapodistrias Üniversitesi Filoloji Fakültesi, Tarih–Arkeoloji Bölümü mezunudur. Lisansüstü çalışmalarını ABD’de State University of New York at Albany’de sürdürmüş; burada Klasik/Beşerî Bilimler alanında Master of Arts (M.A.) ve Antropoloji–Arkeoloji alanında Doctor of Philosophy (Ph.D.) derecelerini almıştır. Ayrıca Yunanistan Açık Üniversitesi’nde Açık ve Uzaktan Eğitim alanında lisansüstü çalışmalar yürütmüştür.


Siyasi eşitlik soyut bir kavram ya da iyi niyet beyanı değildir. Kıbrıs sorunu bağlamında somut bir içeriği vardır ve bu içerik, Güvenlik Konseyi kararları ile BM Genel Sekreteri’nin raporlarının uzun bir zinciri içinde netleştirilmiştir. 1990’lı yılların başından itibaren BM, hedeflenen çözümün; tek egemenlik, tek uluslararası kimlik ve tek vatandaşlık temelinde; iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon olduğunu ve iki toplumun siyasi eşitliğinin yönetime etkili katılım yoluyla güvence altına alındığını açık biçimde ortaya koymuştur.

Güvenlik Konseyi’nin 716 ve 750 sayılı kararları ile bunları takip eden ve Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesini oluşturan diğer kararlar, siyasi eşitliğin içeriği ve sınırları konusunda muğlaklığa yer bırakmaz. İlgili BM metinlerinde net biçimde vurgulanan bu kavram, sayısal eşitlikle özdeş değildir ve her düzeyde simetrik temsili zorunlu kılmaz. Daha da önemlisi, federasyonu felç edecek sınırsız ve kontrolsüz veto mekanizmaları anlamına gelmez.

Aksine; siyasi eşitlik, iki toplumun federal organlara ve karar alma süreçlerine etkili ve anlamlı biçimde katılmasını ifade eder. Böylece hiçbir toplumun diğerine tek taraflı iradesini dayatamayacağı dengeli bir yapı oluşturulur. Bu ilke, güvenlik ve karşılıklı güven mekanizması işlevi görür; işbirliğini güçlendirir. Aynı zamanda, tek egemenlik, tek uluslararası kişilik ve tek vatandaşlık temelindeki birleşik devlet çerçevesi içinde anlam kazanır ve konfederal ya da bölünmeye dayalı yaklaşımlara kapı açmaz.

Dolayısıyla “Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik” ifadesi belirleyici bir öneme sahiptir. Bu, kararların bütünüyle bağlantılı, bağlayıcı bir kurumsal çerçeveye yapılan açık bir göndermedir. Güvenlik Konseyi, Kıbrıs için iki bölgeli, iki toplumlu federasyon dışında bir çözüm biçimini hiçbir zaman tanımamıştır. Bu nedenle siyasi eşitliğin bu çerçevede kabulü, adı geçirilmese bile federal çözümün kabulü anlamına gelir.

İfadenin siyasi ağırlığı da tam burada belirginleşir. Son yıllarda, özellikle Crans-Montana sonrasında, Türk tarafı, tartışmayı Ankara’nın yönlendirmesiyle “egemen eşitlik” ve iki devlet söylemine kaydırmaya çalışmaktadır. Bu kavram, BM kararlarındaki siyasi eşitlikten köklü biçimde ayrılır; iki ayrı egemen devletin tanınmasını önkoşul kabul eder. Bu nedenle siyasi eşitliğe yapılan her atıf önemlidir ve nötr görülemez. Siyasi eşitliği federasyon çerçevesinden koparmaya yönelik çabalar, alternatif bir yorum değil; kararların içeriğinin açık bir tahrifidir.

Birleşmiş Milletler’in açıklamasında iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu açıkça zikretmemesi tesadüf değildir. Bu tercih, örgütün tarihsel olarak, iletişim kanallarını açık tutmaya yönelik diplomatik dil kullanma pratiğini yansıtır. Bu tür “yaratıcı muğlaklık” süreçlerin tamamen çökmesini önlemeyi amaçlar; ancak sıklıkla yan etkiler üretir ki bunlardan en önemlisi kamuoyunda yarattığı belirsizliktir. Çözüm modeli açıkça adlandırılmadığında, paralel anlatılar ve siyasi manipülasyon için alan oluşur. Türk tarafı da zaman zaman bu muğlaklıkları, uluslararası toplumun federasyon dışı seçeneklere “açık” olduğu iddiasını beslemek için kullanmıştır; oysa bu, kararların gerçekliğini yansıtmaz.

Rum tarafı açısından bu ifade hem fırsat hem de sınamadır. Fırsattır; çünkü uluslararası çerçevenin değişmediğini ve siyasi eşitliğin yalnızca iki bölgeli, iki toplumlu federasyon içinde anlam taşıdığını teyit eder. Aynı zamanda bir sınamadır; çünkü bu teyidin pasif biçimde değil, aktif siyasi yönetimle ele alınmasını gerektirir.

Sonuçta, BM açıklamasındaki mutabakatın özü tek bir ifadeye indirgenemez ve Kıbrıs sorununun tarihsel-siyasal bağlamından koparılamaz. Ağırlığını, müzakere sürecinin bütününe nasıl yerleştiğinden, bugüne kadar ortaya çıkan yakınlaşmalarla nasıl ilişkilendiğinden ve BM’nin kurumsal hafızasıyla nasıl örtüştüğünden alır. Siyasi eşitlik, ilgili kararlar ve Genel Sekreter raporlarında tanımlandığı şekliyle ne bölünmeye giden bir ara duraktır ne de iki devleti örtük biçimde kabul eder. Tersine, federal birlikte yaşamın temel dayanağıdır; iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun işleyebilirliği ve sürdürülebilirliği için önkoşuldur.

Güvenlik Konseyi kararlarına yapılan açık atıf, biçimsel ya da süsleyici değildir. Çözüm çerçevesini konfederal yaklaşımlara veya daha da önemlisi bölünmenin meşrulaştırılmasına kaydırma girişimlerine karşı bağlayıcı bir sınır işlevi görür. Aynı zamanda Kıbrıs sorununun, BM sorumluluğundaki uluslararası bir mesele olduğunu ve keyfi yorumlara ya da tek taraflı revizyonlara bırakılamayacağını hatırlatır. Bu çerçevede söz konusu mutabakat, üzerinde uzlaşılan çözüm zeminini yeniden teyit ederek, adil ve bütünlüklü bir çözüme zarar verecek tehlikeli sapmalara karşı bir set oluşturduğu için stratejik önem taşır.

Özetle, kritik soru yalnızca BM açıklamasının iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu ima edip etmediği değildir. Bu husus, hukuki ve kurumsal düzeyde, kararların kendisinden zaten açık biçimde doğmaktadır. Asıl soru şudur: Bu kabulü, her iki tarafın da gerçek bir siyasi iradeyle, somut bir çözüm sürecine dönüştürme isteği var mı, yoksa bu ifade de, yerine getirilmeyen anlaşmalar arşivinde yerini alan bir niyet beyanı olarak mı kalacak?


Bu yazı ilk kez 22 Aralık 2025’te Politis Gazetesi’nde yayınlandı, Gazedda tarafından Türkçe’ye çevrildi.


Etiketler: bmfederasyonkıbrıs sorununikos hristodulidissiyasi eşitliktufan erhürman
Güneyden Yazarlar

Güneyden Yazarlar

Bu adanın birden çok toplumu ve dili var. Gazedda'nın Kıbrıs'ın güneyinden derlediği ve/veya Türkçe'ye çevirdiği yazarlar.

Cemaliye | Toni Angastiniotis
BELLEK & TARİH

Cemaliye | Toni Angastiniotis

Güneyden Yazarlar
23 Aralık 2025
Kıbrıs’ın Kanlı Noel’i: 21 Aralık 1963 Gecesi | Dionisis Dionisu
BELLEK & TARİH

Kıbrıs’ın Kanlı Noel’i: 21 Aralık 1963 Gecesi | Dionisis Dionisu

Güneyden Yazarlar
22 Aralık 2025
Sanat, Din ve Kıbrıs’ta İfade Özgürlüğü | Thanasis Photiou
GÜNEYDEN YAZARLAR

Sanat, Din ve Kıbrıs’ta İfade Özgürlüğü | Thanasis Photiou

Güneyden Yazarlar
17 Aralık 2025
Sevgili Tufan, Üzerine Düşeni Yap! | Andreas Paraschos
GÜNEYDEN YAZARLAR

Sevgili Tufan, Üzerine Düşeni Yap! | Andreas Paraschos

Penna
17 Aralık 2025
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.