Bu makale ilk kez 19 Mart tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
2024 yılının ilk iki ayı içinde sterline karşı Türk Lirasının yüzde oniki oranında değer kaybettiğinin açıklandığı bu günlerde, bugünkü köşe yazımı Türkiyede yayınlanan “Yeni İşçi Dünyası” adlı aylık işçi gazetesinde yayınlanan ve çok beğendiğm bir makaleye ayırıyorum.
“Simit sadece Simit değildir…Ay sonunu getiremeyen emekçilerin bazen sabah kahvaltısı, bazen öğle yemeğidir… Bazen vapurdan martılara atılan kayıntı olduğuna bakmayın, daha fazlasıdır… Simit İşsizlik ve kazanç ölçerdir…Simit satışının artması işsizliğin çoğaldığını kazancın azaldığını gösterir.
Simit “ekonomisttir”… Ücret ölçüsüdür!
Bir zamanlar “bu kardeşinizin her zaman bir hesabı var. Bir bardak çay kaç para?Simit kaç para? Üç tane çocuğunuz, hatun dört, siz beş. Bakın çay ve simitin dışında başka bir şey yemeyeceksiniz. Ay 30 gün.” diyen zatın konuşmasında(Recep Tayyip Erdoğan) konuşmasında esas rolü oynayan, bu hesaba göre bile ay sonunu getiremeyen yoksulun yoksunluğunun ölçütüdür…Ne geçmişte ne de şimdi tutturulamayan bir hesaptır.
Simit “enflasyonmetre”dir!Eğer aldığınız ücretle her ay “yetere yakın” simit alabiliyorsanız, bu enflasyonun yerlerde sürünmesindendir. .. Zaten kimi ekonomistler buna “sürünen enflasyon” diyorlar. Bunun yürüyeni, dörtnala gideni, hiperi filan var. Bu sırasıyla az, daha az, çok daha az simitalmak demek… Simit “öğretendir!”
Simide güzelleme yapmamız onu çok sevdiğimizden, çok lezzetli, çok besleyici…filan bulduğumuzdan değil; halihazırda alabileceğşmşz nadir şeylerden birisi olduğu için… Simide güzellememiz aslında açlığımızdan… düşürüldüğümüz durumdan…Enflasyonunn simide etkisi de bildiğin ZAM!!! Yani her şey zamlanıyor, haliyle simit de zamlanıyor. Fakat o da ne?!!! Şahsım (RTE) iktidarı simide zammı “erteliyor!” “yaşasın, simidi zamsız yiyebileceğiz, oyumuz iktidara!!!” dedirtmek ve oy kapmak için…
Biz yoksulları kuru simide muhtaç edenler,simit hesabı yapanlar, yaptıranlar!!! Bugün ertelediğiniz simit zammını yarın seçimden sonra fazlasıyla yapacaksınız, bunu biliyoruz… Ama şunu da biliyoruz:
Kendileri zevk-ü sefa içinde yaşayıp bize simit hesabı yapan/yaptıran haramzadelerle, sömürücülerle, bu düzenle bir hesabımız var… “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…” Hesap günü geldiğinde… İşte o zaman…
Bırakalım simit hesabı yapmayı, bize yaptıklarınızı yanınıza bırakmayacak; burnunuzdan susaaaam susaaaaam getireceğiz!
Bunu da siz bilin!!!”