Sendikal Platform bugün bir açıklama yaparak, 23 Ekim salı günü Merkez Bankası önünde özellikle faiz uygulamasını protesto edeceklerini açıkladı. Açıklamada çeşitli öneriler sunulurken şu ifadelere yer verildi: “TC’nin dayattığı ekonomik paketlerin yarattığı bu düzen soygun, vurgun ve çöküş getirmiştir. Ekonomik ve siyasi yıkıma götürenlerin yarattığı çöküşün bedelini emekçiler ödemeyecek. Toplumsal varlığımızın devamı için Kıbrıs Sorunu’nun çözümü temel hedefimiz olmalıdır. Kıbrıs Türk Toplumunun ve temsilcilerinin aktör olmaktan çıkartılıp, yok oluşa sürüklenmesi kabul edilemezdir. Bizler “ne yama ne rehin olmak” istemiyoruz. Barış içinde Birleşik Kıbrıs’ta yaşamak hakkımızdır.
Açıklamanın tam metni:
Türkiye’yi yönetenlerin siyasi yanlışlar sonucu yarattıkları ekonomik çöküş, 1974 yılından beri Türkiye’nin bir alt yönetimi olan adamızın kuzeyini de çok kötü etkilemektedir. Yıllardan beri sendikalarımızın tüm uyarı ve eylemlerine rağmen dayatılan paketlerle idare edilmeye çalışılan statüko şu anda çöküş yaşamaktadır. Bu gidişe dur diyen herkesi, ötekileştiren ve yapılan uyarılara yağ çekme adına kulak tıkayan yöneticilerimiz, yaptığımız yazılı önerilere bile cevap vermemektedirler.
Sendikal Platform olarak dörtlü koalisyon hükümetine açıkladıkları yirmi beş maddelik önerilerin yetersiz kaldığını hatırlatır, bunun yerine acilen şu önlemleri almaları gerektiğini vurgularız;
- Bütçenin yükünü artıran, yerli işgücünün verimli kullanılmasını engelleyen, kayıt dışı ekonomiye kaynak yaratan, suçluların elini kolunu sallayarak adamıza girişini teşvik eden kimlikle girişler derhal durdurulmalı, muhaceret ve vatandaşlık yasaları acilen yeniden düzenlenmelidir.
- Adamızın kuzeyindeki hayat pahalılığı ile maaş ve ücretlerin eriyerek alım gücünün düşmesinin temel nedeni olan Türk Lirası kullanımından derhal vazgeçilmelidir. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik çöküşle birlikte 1975 yılından beri belli aralıklarla devalüe edilen Türk Lirası kullanımı Kıbrıslı Türklerin fakirleşmesinin temel nedenidir. Bunun önüne geçmek için eşel mobil sistemi çalıştırılarak her ay hayat pahalılığı maaşlara yansıtılmalı veya stabil muhasebe birimi olarak Euro’ya geçilmelidir. Türkiye’nin verdiği söylenen hibe ve borçlanmanın da döviz üzerinden olduğunu hatırlatmak isteriz.
- Türkiye’nin ekonomiyi canlandırmak için sıcak para talebine cevap verme adına mevduat faizlerini artırması kuzey Kıbrıs’taki mevduat ve kredi faizlerinin artışını da getirmiştir. Türkiye’de kredi borçlularının faiz artışından etkilenmemesi için Merkez Bankası, bankalardaki faiz farkını karşılar ve mevduatlardaki stopaj vergisini sıfıra indirirken, kuzey Kıbrıs’ta borçlular bankalarla karşı karşıya getirilmişlerdir.
Bu kriz karşısında acilen şu önlemler alınmalıdır;
- Döviz Mevduat faizlerinden alınan %18’lik stopaj sıfıra indirilmeli, paranın maliyeti düşürülmelidir.
- KKTC Merkez Bankası kredi borçlularının faizlerinin artırılmasından doğan faiz farkını aynen Türkiye’de olduğu gibi karşılamalıdır.
- Adamızın kuzeyindeki şube bankalarının yarattığı haksız rekabet ve mevduatları ülke dışı çıkarmalarının önüne geçilmelidir.
- 8 Mart 2007 tarihinde anayasa mahkemesinin aldığı “faizler anaparayı geçemez” kararı yasal düzenleme yapılarak, faiz soygunu durdurulmalıdır.
TC’nin dayattığı ekonomik paketlerin yarattığı bu düzen soygun, vurgun ve çöküş getirmiştir. Ekonomik ve siyasi yıkıma götürenlerin yarattığı çöküşün bedelini emekçiler ödemeyecek. Toplumsal varlığımızın devamı için Kıbrıs Sorunu’nun çözümü temel hedefimiz olmalıdır. Kıbrıs Türk Toplumunun ve temsilcilerinin aktör olmaktan çıkartılıp, yok oluşa sürüklenmesi kabul edilemezdir. Bizler “ne yama ne rehin olmak” istemiyoruz. Barış içinde Birleşik Kıbrıs’ta yaşamak hakkımızdır. Bu çerçevede faiz mağduru tüm vatandaşlarımızı 23 Ekim Salı günü saat 13:00’te Merkez Bankası önünde düzenleyeceğimiz protesto eylemine davet ederiz.