Boşuna söylememiş büyüklerimiz “Savaşlardan geriye 3 ordu kalır diye; “Yas tutanlar ordusu. Sakatlar ordusu ve Fırsatçılar ordusu”. Fırsatçılar’ın ülke sevgisi yerine para sevgisi daha ağır basar…
Mısır asıllı Ashraf Marwan, Abdel Nasser’in kızı Mona Nasser ile evlendikten sonra Mısır devletinin önenmli mevkilerine atanmıştı… Çok sürmeden Marwan, bulunduğu konumu firsat bilerek Sterlin Milyarderi olmuştu… Kayın Pederi Nasser 52 yaşında kalp kirizi sonucu hayatını kaybedince, Marwan, Sedat hükümetinin de yetkili organlarda göreve devam etmişti…
Sedat öldürüldükten sonra Marwan İngiltereye yerleşti. Haziran 2007 de Marwan yüksek güvenliği olan ikametgahınının bahçesinde ölü olarak bulundu. İngiltere’nin Patholoji uzmanları Marwan’nın ölüm nedenini tesbit edemeyince ölüm raporuna “ ölüm nedeni tesbit edilemedi” diye yazıldı. Marwan’nın hanımı Mona, kocamı İsrael istihbaratı öldürdü diye konuştu. Mona’nın bu açıklamasından sonra İsrael istihbaratının yayınladığı “Melek” isimli kitapta Marwan’nın İsrael istihbaratına çalıştığı açıklandı. Marwan sattığı bilgi karşılığında milyarder olurken, Savaşlarda evlat kaybeden Mısır’lı analar ömür boyu yas tutu…
Ülkemiz Kıbrıs’ta da İnsanımız 1950’lerin başından beri, ha bugün ha yarın barış olacak umuduyla yaşadı… Hayal edilen barış 2024’e kadar uzandı…Kimbilir bu bekleme kaç yıl daha sürecek.…
Çözümsüzlük devam ederken iki toplumda da Fırsatcılar boş durmadılar. Güney Kıbrıstaki “Fırsatcılar” uluslar-arası Mafiya mensuplarına büyük paralar karşılığı “farklı” isimlerde AB Pasportları ayarladılar. Deniz sahillerindeki boş araziler astronomik miktarlara yabancılara pazarlandı. İki toplumunda ileri gelenleri nasıl olsa çözüm iradesinin Kıbrıs’lılarda olmadığını bildikleri için, içinde bulunduğumuz ortamı firsat bilerek büyük paralar kazandılar…
Son 70 yıldır Kıbrıs’ta yaşanan trajedelerin baş mimarları olan NATO, iki Toplumun da sükünetinden oldukça memnun… Bugüne kadar Ülkemizin yaşadığı siyasi ve ekonomik krizler hiçbir NATO ülkesini rahatsız etmedi.. Niye etsin ki? Kibris’ta demokrasi de, ekonomi de tıkırında… NATO kaynaklı İnsanlık trajedeleri sadece ülkemizde yaşanmadı.
Yakın tarihte Afganistan, Libya, İrak,Yemen, Sürüye ve Filistin’de yaşanan trajedelerin hepsinde de NATO ülkeleri baş-rolde olmadılarmı?…Kısa bir süre önce Güney Afrika Cumhur Başkanı Ramaphosa- “NATO ve Barış bir arada olmaz” diye Konuştu… Ramaphosa haklı!!!
Ramaphosa’nın söyledikleri ülkemiz Kıbrıs için de geçerli!… Temmuz 1954 yılında Britanya Koloni Sekreteri olan Hendry Hopkinson’nun Birleşik Kraliyet Parlementosunda “Kıbrıs bulunduğu coğrafyadan dolayı hiçbir zaman tam bağımsız olamıyacak” diye konuştu… Hopkinson’nun o tarihte söyledikleri günümüzde gercekleşmiş durumda değilmi? Britanya Kıbrıs’ta ne Enosis Tez’ine ne de Taksim Tez’ine izin vermedi… Kısa bir süre önce Britanya Kıbrıs yüksek komiseri İrfan Siddiq, “KKTC Tanınmayacak” diye açıklamadımı?
Çözümsüzlükten dolayı Kıbrıslı Türklerin son 60 yıldır dünya siyasi ve ekonomik düzenine entegre olamadı, üretip satan bir toplum olamadı… Kendi içinde arka- arkaya ekonomik krizler yaşadı… ilk kiriz 90’lı yıllarda bankalar kriziyle başladı, daha sonra inşaat sektöründeki bazı yap-sat’cıların iflaslarını gördük. Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın sonunu hatırlarız. Eğitim ve Sağlık’ta özel kuruluşlar bayağı yol almış durumda. Kıbrıs’ta barışı savunan aydınların NATO uyesi TC’ye girişlerinin yasaklandığını gördük… Sn Akıncı 2.dönem Cumhur başkanı aday’ı olunca sosyal medyalardan O’na yapılan tehditleri okuduk. KKTC’nin Nüfusu hakkında da net bir rakam yokmuş. Bir yandan KKTC meclisinde yemin eden ama diğer yandan da Kıbrıs Cumhuriyeti pasportu taşıyanları gördük. Kısa bir süre önce kamuoyu bu kez “reçete” ıskandalı ile sarsıldı…
Bugün ülkemize hakim olan siyasi durum’dan dolayı Kıbrıs’taki (Güney ve Kuzey) siyasi partilerin pek rahatsız oldukları söylenemez. Tarih önünde hem muhalefet hem de ülkeyi yöneten siyasi partiler sorumlu tutulacakları bir gerçektir…
Bugünkü siyasi ortam 1960 ile1980’li yılların liderliğinin mirası ise, bugünün liderleri de yarının siyasi durumundan sorumlu tutulacakları kaçınılmaz bir gerçektir!!!