Rusya’nın 24 Şubat 2022’de komşusu Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaş, 10 ayı aşkın süredir devam ediyor.
Rusya Savunma Bakanlığı, dün (3 Ocak) bir açıklama yaparak Ukrayna’nın ABD yapımı HIMARS füzeleri ile Donetsk’te düzenlediği saldırıda ölen asker sayısının 89’a yükseldiğini duyurdu.
Bakanlığın açıklamasına göre, saldırının “asıl sebebi, yasaklanmasına rağmen kitlesel bir şekilde cep telefonu kullanılmasıydı.”
Rusya’nın enerji altyapısına ve başta başkent Kiev olmak üzere Ukrayna şehirlerine yönelik saldırıları ile devam eden savaşta ne zaman ateşkes ve kalıcı bir barış sağlanabileceği ise belirsizliğini koruyor.
Son olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in yaptığı “Batı, Ukrayna’ya desteğini uzun vadede sürdürmeye hazır olmalı” açıklaması ise ateşkesin uzun bir süre daha sağlanamayabileceğine işaret ediyor.
Çekya’dan İrlanda’ya Avrupa basını da savaşın uzun vadeli gidişatının ne yönde olacağı sorusuna yanıt arıyor.
Öne çıkan yorumları euro|topics‘in derleme ve çevirisiyle aktarıyoruz…
“En iyi ihtimalle ateşkes sağlanabilir”
Çekya’nın Český rozhlas haber sitesinden Daniel Kroupa, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile barış yapmanın “imkânsız” olduğu kanısında:
“Putin’in Ukrayna’daki saldırılarının nedeni Avrupa Birliği’nin (AB) veya NATO’nun tehditlerinden korkması değil, Rusların emperyal niyetlerini gerçekleştirme arzusu.
“Bu da İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ve devletlerin egemenlikleriyle toprak bütünlüklerinin tanınması ilkesine dayanan barışçıl dünya düzeninin ortadan kaldırılmasını gerektiriyor. (…) Getirilen uzlaşı önerileri en iyi ihtimalle ateşkesi sağlayabilir ve dolayısıyla Putin’in güç kazanmasına ve başka bir bahaneyle saldırılarını sürdürmesine neden olabilir.”
Ukrayna’nın ateşkes için koşulları neler?
Siyaset bilimci Volodimir Fessenko, olası bir ateşkes için yerine getirilmesi gereken koşulları Ukrayna’nın haftalık gazetesi NV’de şöyle açıklıyor:
“Ukrayna ordusunun yeterince başarılı saldırı eylemleri düzenleyebilmesi, uluslararası ortaklarımızdan Ukrayna’ya nispeten stabil askeri, teknik ve ekonomik destek gelmesi, sistematik bir iç kriz yaşamaksızın Rusya’nın askeri, siyasi ve ekonomik bakımdan zayıflaması, Kırım ile olan idari sınırın ve mümkünse Donbas’taki cephe hattının istikrara kavuşması…
“Bu koşulların sağlanması durumunda, belirli bir sürenin ardından geçici (ancak süre sınırı olmayan) ateşkese dair yapılacak teknik bir anlaşmayla çarpışmalar sona erdirilebilir. Kırım’ın özgürleştirilmesi meselesi ise diplomatik düzeyde ele alınabilir.”
“Ya savaş kazanılır ama barış kaybedilirse?”
Gazeteci Edward Lucas, Litvanya’nın Alfa haber sitesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “bu yıl tarihe karışacağını, ancak bunun Ukrayna için güvenlik garantisi sağlamayacağını” yazıyor:
“Rusya ordusunun karşı konulamaz çöküşü ve yenilgiye uğramasıyla birlikte Kremlin üzerindeki ve içindeki baskılar dayanılmaz hale gelecek. Birileri de boyun eğecek. Bunun ne zaman yaşanacağını tahmin etmem gerekirse, ağustos diyebilirim.
“Peki ABD’li karar vericiler, Ukrayna ordusunun üstünlük kazanmasına izin verecek mi? (…) Buna yönelik endişelerim var:
“Batılılar genel olarak, gerçek onların da yüzüne vurana kadar Kremlin’in yeni efendilerine peşinen güven duyma eğiliminde.
“Tehlikenin en büyüğü, Ukrayna’nın savaşı kazanması ama barışı kaybetmesi. Kaybettiği bütün bölgeleri geri alamayabilir ve saldırgan cezasız kalırken, Ukrayna sağlam güvenlik garantilerinden mahrum kalabilir. Ancak bu sonuçtan kaçınılması hâlâ mümkün.”
“Savaş gündelik yaşamın parçası haline geliyor”
Siyaset bilimci Vladimir Pastukhov, Rusya’nın The Moscow Times haber sitesinde şöyle yazıyor:
“İki tarafın da kaynaklarını seferber etme olanakları hayli sınırlı:
“Ukrayna’nın kazanması için Batı’dan gelen askeri yardımının hem nicelik hem de nitelik bakımından artması gerekiyor; Rusya’nın kazanması için ise kısmi değil, bütün sanayinin savaş durumuna geçirilmesiyle genel bir seferberlik ilan edilmesi gerekiyor.
“İki seçenek de pek muhtemel görünmediğinden, 2023 için en gerçekçi senaryo, her iki toplumun da savaşı yavaş yavaş bir yaşam biçimi olarak içselleştirdiği ‘çatışmanın Filistinleşmesi’ olmaya devam ediyor.”
“Batı’nın kayıtsızlığı Putin’in en büyük silahı”
İrlanda’nın Irish Independent gazetesi, “savaş uzadıkça Ukrayna’ya verilen desteğin azalabileceği” uyarısında bulunuyor:
“Meseleye odaklanma süremiz ve finansal yardımlarımız sonsuza kadar devam edemez. Bu da Moskova’nın işine geliyor.
“Dünyanın kayıtsızlığı, Putin’in en büyük silahı durumunda. Ukrayna’ya destek azalırsa, savaşı kazanma şansı yükselir. Ukrayna’nın içinde bulunduğu zor durumdan bıkarsak, küresel ölçekte bir işgali normalleştirme ve dünya genelinde tehlikeli bir emsal oluşturma riskine gireriz.”
“Çözüm kimsenin umurunda değil”
Yunanistan’ın In.gr haber sitesi köşe yazarı Lefteris Charalambopoulos, savaşın gidişatına ilişkin karanlık bir tablo çiziyor:
“Ukrayna’daki savaş maalesef sürüyor ve doğrudan ya da dolaylı olarak savaşa dahil olan taraflar barışa yönelik hiçbir girişimde bulunmuyor.
“Ancak ‘tarihin gerçek doğru tarafı’ barıştır ve edilen tüm laflara rağmen, gerçekten bu tarafta duran herhangi bir güç olduğundan hiç de emin değilim.
“Bunun yerine, gezegeni yok etmeye yetecek kadar çok nükleer silaha sahip güçler arasında kolaylıkla küresel çatışmalara evrilebilecek bölünmeler bütün dünya genelinde derinleşiyor.”
“Bu suçlularla barış yapılmaz”
İsveç’in Svenska Dagbladet gazetesine göre, “bir müzakere çözümüne ihtiyaç var, ancak belirli şartlar altında”:
“Böyle bir çözümü, Rusya’nın kendi iradesiyle hükümdarların liderliğindeki bir imparatorluktan halkın liderliğindeki açık toplumlu bir ulus devlete yöneliminde aramak gerekiyor. Dolayısıyla, birinci koşul rejim değişikliği.
“Ateşkese varılsa dahi, ki bu pek olası gözükmüyor, kimse Putin’in, Lavrov’un veya rejimin hizmetindeki başka herhangi birinin vereceği güvenceye inanmıyor. (…) Kremlin karteli, müzakere masasında oturması değil Lahey’de tutuklanması gereken bir grup yozlaşmış savaş suçlusundan ibaret. Gerçek bir uzlaşıya dayanan barışın suçlularla gelmesi mümkün değil.”
“Putin gitse de barış pek mümkün değil”
Putin gitse dahi barışın pek mümkün olmayacağını düşünen Slovakya’nın Pravda gazetesi de kötümser olanlardan:
“Putin’siz bir Rusya’nın tutumunu temelden değiştireceği konusunda kendimizi kandırmayalım. Rusya, küçük ulusları ve devletleri son derece hor gören emperyal bir devlettir.
“Ukrayna kendini özgürleştirmeyi sürdürürken, bizler de buna paralel olarak Avrupa’da Rusya’ya karşı uzun vadeli güvenlik bariyerleri inşa etmeliyiz.
“Bu tür bariyerler olmadan savaş asla bitmez ve Ukraynalılar -ve tüm dünya- Rusya’yla ilişkiler meselesinde kalıcı bir barışa ve huzura kavuşamaz.”