Şehir Plancıları Odası bir açıklama yayınlayarak “Bu Ülkede Planlama Bazı Kesimler Tarafından Engelleniyor ve Hükümetler Buna Göz Yumuyor” denildi.
Açıklama şöyle:
Ülkemizde planlamanın yetersiz olduğu ve bu plansızlıklardan dolayı çok sorun yaşanıldığı bir gerçektir. Bunun başlıca sebebi ülkenin ekonomik gelişmesini inşaatla eş tutup, boş bulunan her yere kontrolsüz bir şekilde yapılaşmayı savunan rant çevrelerinin baskısı ve buna boyun eğen gelmiş geçmiş hükümetlerdir.
Bu Hükümet de Planlama Açısından Sınıfta Kaldı
Planlamayı hem seçim çalışmalarında kullanan hem de hükümet programına koyan dörtlü koalisyon hükümetimizin planlama açısından yaptıklarına bakılınca çok da başarılı olmadıklarını görüyoruz. Beş yılda bir gözden geçirilip, revize edilip, düzenlenmesi 55/89 imar yasasına göre yasal zorunluluk olan Lefkoşa İmar Planı üzerinden yedi yıl geçmesi ve revize çalışması bitmiş olmasına rağmen bir türlü rant çevrelerinin baskısından dolayı yürürlüğe konulamıyor. İngiliz Üsleri ile başlayan ve yaklaşık 3 yıl önce çalışılıp bitirilen, İngiliz Üslerinin çoktan bitirip uygulamaya koymuş olmasına ve KKTC sınırları içerisindeki Beyarmudu İmar Planı çalışmaları bitmiş olmasına rağmen bazı kesimlerin baskısından dolayı yürürlüğe konmuyor. Benzer bir şekilde, büyük bir yapılaşma riski taşıyan ülkemizdeki doğal güzellikleri bakımından başta gelen bölgelerimizden olan Bağlıköy, Emirnamesi bitmiş olmasına rağmen bölgedeki yatırımcıların baskısından dolayı halen yürürlüğe girmemiştir.
Hükümetimiz bu değişikliği Basit Bir Düzeltme Olarak Görse de Yapılan Değişikliğin Kentlerimiz Üzerine Büyük Etkisi Olacaktır
Hükümetimizin planlama açısından yapmış olduğu son icraat ise Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi emirnamesinde yapılan değişikliktir. Hükümetimiz bunun adını basit bir düzeltme olarak koysa da aslında yapılan değişiklik kentlerimiz üzerinde büyük zararlar yaratacaktır. Ayrıca Emirname değişikliği öncesinde, geçtiğimiz günlerde imar emri bu bölgeyi de kapsaması için değiştirilmişti. İyi niyetli bir şekilde yapıldığında imar emir yanlış bir uygulama değildir. Ancak bu bölgedeki yapılaşmanın yarattığı tahribatı hızlandıracak olan imar emrinin sessiz sedasız hızlı bir şekilde değiştirilmesi durumun çok da iyi niyetli olmadığını göstermektedir.
Yasalara Aykırı Bir Şekilde Eklenen “Vize Başvuruları Kazanılmış Hak Elde Eder” Maddesi O Zamandan Hükümetin Gündeminin Planlı Şehirler Yaratmak Olmadığını Göstermektedir
Hatırlanacağı gibi Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmaları devam ederken plansızlıktan kaynaklı bölgede hızla artan bir spekülatif yapılaşma olmaya başlamıştı. İmar planı çalışmaları devam ederken bu hızı yavaşlatmanın tek bir yolu emirname çıkarılması idi. Emirnamenin çıkacağı bilgisi ile artan baskı, hükümetin oyalama taktiği ile doruk noktaya ulaşmıştı. Ve bu sürede çok hızlı bir şekilde hazırlanan dosyalar, kurumların kapısında uzun kuyruklar oluşturmuştu. Bu gecikmeye rağmen emirname çıkmasından başka çare yokken garip bir şekilde yasalara aykırı olarak emirnamenin içerisine konulan “vize başvuruları kazanılmış hak elde eder” maddesi aslında o zamandan amacın planlı şehirler yaratmak olmadığını göstermektedir. Çünkü 55/89 imar yasası bir dosyanın hak kazanması için dosyanın işlemini tamamlaması yani inşaat ruhsatı alması gerektiğini söylemesine rağmen, Emirname’de dosya başvurularının başlangıcı olan vize başvurusu, kazanılmış hak olarak kabul görmüştür. Tüm itirazlara rağmen bu düzeltilmedi ve yasadışı durum devam etti. Bu yasadışı durumun yanına 3 aylık süre içerisinde vize işlemini tamamlama şartı konuldu. Normal bir dosyanın vizeden çıkması yaklaşık 1 aylık bir süreç isterken, normal bir dosyaya rahat bir şekilde verilen 3 ay yetmedi. Bu 3 aylık süre yetmediğini bahane gösteren hükümetimiz son bir hamle olarak bu 3 aylık süreyi 6 ay yapmıştır. Normal bir vize işlemi 1 ay sürerken, dosyaların 3 ayda vizeden çıkmamasının tek sebebi aslında bu dosyaların yarım yamalak, balon, spekülatif, hak kazanmak için acele bir şekilde hazırlanan dosyalar olmasıdır.
Emirname Süreci İle İlgili Oluşturulan Listede Rant Çevrelerini İlgilendiren Konular Fazlası ile Yapılırken Kamu Yararı İçin Hiçbir Şey Yapılmamıştır
Ayrıca emirnamenin yürürlüğe girdiği tarihlerde, 18 Aralık 2018 tarihinde açıklama yapan İçişleri Bakanı bazı maddeler sıralayıp bu maddelerin sıra ile yürürlüğe gireceğini söylemişti. Saydığı maddelerden rant çevrelerine yarayan maddelerinin eksiksiz, fazlası ile yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, kamu yararı için bu 4 aylık süreçte hiçbir adım atılmamıştır.
Normalde 1 Ayı Geçmeyen Vize Süresine 3 Ay Yetmemiştir
Şimdiye kadar başvuran dosyaların vizeden çıkışı ortalama 1 aylık gibi bir süre kapsarken, 3 aylık sürenin yetmediği ve bu nedenle Mimar Odası tarafından uzatma talep edildi. Eminame yayınlandığı tarihlerde, odamız bölge ile ilgili yapacağı çalışmalar ile ilgili, Mimarlar Odası ve vizesi olan tüm odalardan yazılı olarak son bir yılda başvuran dosyaların isimsiz listesi istenmiş ancak maalesef üzerinden 4 ay geçmesine rağmen liste tarafımıza verilmemiştir. Yaptığı bu değişiklik isteği ile rant çevrelerine fayda sağlayan Mimar Odası’na tavsiyemiz vize tüzüklerinde yazdığı gibi “mimarlık mesleğinin olumlu bir düzeyde geliştirilmesi, kamu yararına hizmet edebilmek için mesleki hizmetlerin teknik ve sanat gereklerine göre yapılması, uygulanması ve denetimin yapılmasıdır.” şeklinde hareket etmeleridir.
Şehir Plancıları Odası olarak birinci önceliğimizin kamu yararı olduğunu bir kez daha belirtir hükümetimizi de aldığı kararlarda kamu yararını düşünmeye davet ediyoruz.