Bu yazımı Bakana okutacaklar biliyorum, önüne gidecek.
Ekibi ismi geçen haberler gibi bulacak bu yazıyı.
Zaten Google’da şak diye çıkacak Recep Akdağ ismini girince.
Anadolu Ajansı’na düşecek…
Okuyan görevli “işte Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmiyor” diye tutarsız bir yakıştırma yapacak kendine.
Sonra bakacaklar sistemden, gel gör ki Türkiyeli yazmış.
“Türk değil bu kanı bozuk” diyecek görevli, öfkelenecek.
***
Bakan Bey İspir’li,
İspir’in kuru fasulyesinden bahsedecek değilim.
Sırakonaklar Hidroelektrik Santrali Erzurum’un 9. büyük santrali. Gücü 18MW.
Kıbrıs Cumhuriyeti kabinesi dün 212MW gücüne kadar şirketlerin Rüzgar Enerjisi Santrali kurmasına onay verdi, satın alacağını garanti etti.
***
2015’te Antalya’da, günde 550 evin ihtiyacını karşılayacak, dünyada en fazla temiz enerji üretme kapasitesine sahip stadyum inşa edildi.
Şu anda Türkiye’nin yenilebilir enerji üretimi 68.719MW.
Şöyle hayal edin; dokuz milyon kişi Kıbrıs’ta ayakta dursa adım atacak yer olmaz.
68 bin MW 9 milyon kişinin gözünden ışık çıkarır.
***
Elçilik bu yazı nereden çıktı şimdi diyecek.
Görevli acaba vermesek mi diye düşünecek? Sonra başka yerden önüne gelirse diye içinde kalacak.
İhalesi yeni bitti Türkiye 600 bin evi aydınlatacak güneş enerji santrali kuruyor.
Çinliler falan…
Bizi Çinliler takmaz…
***
Soruyorum;
Türkiye bize neden güneş, rüzgar, çöpten elektrik üreteceğimiz santraller kurmuyor?
Biliyorum Bakan Bey cevap veremeyecek.
Bize kurulan santralin biz ödeyerek sahibi neden olamıyoruz?
Halka soruyorum; kardeşim güneş ve rüzgar varken neden biz kabloyla elektrik istiyorum.
Ya hu bırak doğayı falan…
Kızacak Bakan Bey şimdi!
Gözbebeğimiz demiş Kıbrıs için.
Kızdırmak için sormuyorum, tatmin etmiyor çünkü, sora sora, şikayet ede ede Emekli Albay gibi olduk.
En kâlender halimle soruyorum, merhametim kallavi.
İnsan gözbebeğini muhtaç hale mi getirir yoksa kendinden daha çok mu kazansın ister?