Rahvancıoğlu, asgari ücret belirlenme sürecinin kangrenleşmiş bir sorun olduğuna değindi. Rahvancıoğlu, asgari ücret belirleme sürecinin yapısal olarak sıkıntılı olduğunu, ne kadar yüksek belirlense de, enflasyon ve zamlar karşısında eriyen alım gücüyle asgari ücretin günü karşılamaz hale geldiğini belirtti. Bağımsızlık Yolu olarak bu sorunun özel sektörde sendikalaşma ile aşılacağı düşüncesinde olduklarını söyleyen Rahvancıoğlu, eğer özel sektörde sendikalaşma sağlanırsa çalışanlar mücadeleleriyle, kendi gelirleri ile ilgili güvenceyi sağlamış olacaklardır dedi.
Rahvancıoğlu, bunun olmadığı noktada asgari ücret belirlenirken kişilerden, partilerden, hükümetlerden arındırılmış bağımsız bir yöntemle belirlenmesi gerekiyor açıklamasını yaptı. Parti olarak önerilerinin, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesidir diyen Rahvancıoğlu, böylece asgari ücretlinin temsil edilmediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu da lağvetmiş oluruz dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Tarafların Kendi Çıkarları Doğrultusunda Ahlaksız Pazarlıkların Döndüğü Gayri Meşru Bir Yapıdır
Konuyla ilgili doğrudan muhatabın olmadığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda konuşulan konu sanki asgari ücretmiş gibi gözüküyor diyen Rahvancıoğlu, ancak bunun böyle olmadığını söyledi. Rahvancıoğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, komisyonda bulunan tarafların kendi çıkarları doğrultusunda ahlaksız pazarlıkların döndüğü gayri meşru bir yapıdır ifadelerini kullandı.
kktc’de Ekonomi Tamamen Kayıt Dışına Kaymış Durumdadır
Kayıt dışı ekonomi hakkında da konuşan Rahvancıoğlu, kktc’de ekonomi tamamen kayıt dışına kaymış durumdadır dedi. Kar eden bir işletme zararda gösteriyorsa, yatırımları yapılıyor ama gerçek maaşlar üzerinden yapılmıyorsa tüm bunlar kayıt dışılıktır diyen Rahvancıoğlu, özellikle büyük sermayedarların itinayla kayıt dışı işlemler yaptığını, vergilerini ödemediklerini söyledi. Rahvancıoğu, özel sektör çalışanına vasıfsız diyen İşveren Sendikası Başkan Yardımcısı’nın vergi ödemediğini, şirketini zararda gösterdiğini bunun resmen bu kayıt dışılığın bir ispatı olduğunu anlattı.
Rahvancıoğlu, son zamanlarda bazı kesimlerde, toplanan vergiler “yeniden memurun maaşına gidecek”, “işverenler niye vergi versin” gibi işverenler vergi vermesine gelen bazı söylemlerin yükseldiğini açıkladı. Bu söylemlerin hükümet çevrelerinden değil kendine muhalefet diyen çevrelerden geldiğini anlatan Rahvancıoğlu, halihazırda vergi vermeyen işverenleri meşrulaştırıyorlar dedi. Rahvancıoğlu, bu söylemin kapkaççı, rantçı sermaye ile işbirliği içerisinde, emek karşıtı, toplum karşıtı bir zihniyetin ürünü olduğunun altını çizdi.
Kamusal Sağlık ve Kamusal Enerji Politikaları Üretmeliyiz
Rahvancıoğlu, son dönemde doktor vizite ücretlerinin artmasıyla, kamu hastanelerine talebin artacağına da değindi. Bütçede, kamusal sağlığa ayrılan miktarın artırılması gerektiğinin atını çizen Rahvancıoğlu, personel, teçhizat ve hastane binası yatırımı yaparak vatandaşa ücretsiz kaliteli kamusal sağlık hizmeti verilmesinin önemini vurguladı.
Bugüne kadar kamu hastanelerinin geliştirilmemesinin bilinçli bir politika olduğunu da söyleyen Rahvancıoğlu, özel sağlık sektörünü semirtmeye çalışıyorlar dedi. Rahvancıoğlu, bu tesadüfen ortaya çıkmış bir düzen değil tamamen bilinçli bir şekilde oluşturulmuş soygun düzenidir dedi.
Rahvancıoğlu, tıpkı sağlıkta olduğu gibi enerji sektöründe de yıllardır istikrarlı ve planlı bir şekilde kamusal enerji üretimini baltalıyorlar açıklamasını yaptı. Halkın kamusal enerji üretimine tepki duymasını istiyorlar diyen Rahvancıoğlu, böylelikle daha kolay özel sermayeye satılmasını sağlayacaklar dedi. Kamusal enerji kapasitenin geliştirilmesi için yatırım yapılması gerekiyor diyen Rahvancıoğlu, “ama ortada bir AKSA kamburu var. Bir yılda AKSA’ya vermiş olduğumuz parayla her yıl yeni bir ünite açabilirdik” açıklamasında bulundu.
Bağımsızlık Yolu
Basın Ofisi