Pınar’ın ve Özgür Gazete’nin yaptığı haber benim için davadan ve davanın kazanılmasından daha kıymetli.
Bedeli var yahut yok, fikir özgürlüğünden, basın özgürlüğünden, haber alma özgürlüğünden daha da kıymetlisi idrak özgürlüğü.
Bugünün dünyasında ve teknolojisinde, bedeli var yahut yok, kimsenin fikir özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, haber alma özgürlüğünün engellenmesi mümkün değil.
Eğer insanların idrak özgürlüğü varsa eğer.
Fakat bugün Pınar dolayısıyla Özgür Gazete, bize internet gazeteciliğinin de haberlerinin güvenilir olabileceğini gösterdi. Basın etiğinin internet gazeteciliği açısından nasıl güvenilir olabileceğini garanti etti. Digital güvenilirliğe bir taş da Özgür Gazete koydu.
Diğer yandan davanın kazanılmasındaki en büyük dolaylı faktörün kendisi, Özgür Gazete’ye güvenen okuyucularıdır. Onlarsız bu dava kazanılamazdı.
Pınar’ın yaptığı haber bize internet gazeteciliğine neden destek vermemiz gerektiğini de gösteriyor.
Okuyucuların Özgür Gazete’yi maddi olarak veya manevi diyebileceğimiz okuyuculuk ve haber paylaşma, köşe yazısı paylaşma açısından da desteklemesi gerekiyor.
Neden mi? Çünkü para olmadan ister sivil toplum örgütü, ister parti, ister herhangi bir organizasyon, isterse gazete veya televizyon kanalının gelişmesi mümkün değil.
Diğer yandan kendilerini korumaları da gerekiyor. Bu koruma dijital güvenlik koruması. Bildiğiniz gibi Özgür Gazete sayısız defa internet üzerinden hack türü saldırılara maruz kaldı. Bugün davasını kazandığı haberi yaptığı zamanlarda dahi.
Fakat okuyucular destek olursa eğer, Pınar daha iyi internet güvenlik sistemleri satın alabilir. Daha fazla insan istihdam edebilir ve günün sonunda insanların ipliğini pazara çıkardığı için kandırılmış olmayız.
Bu süreçte fotoğrafı çekeni, Pınar ve o günü de unutmamak lazım. Çok heyecanlı olduğu kesin. Ve cesaret gerektiren bir haber. Göze almak da ister. Takdir edilecek şey.
Seçimin sonucunu da değiştirmedi bu haber. Fakat seçimin sonucundan, davadan ve davanın kazanılmasından daha kıymetli bir noktaya getirdi konuyu. Bu haber kararlarımızın manipüle edildiğini gösterdi. En önemli hakkımızın, oy hakkımızın manipüle edildiğini gösterdi. İdrak özgürlüğü olan her insan bunu rahatça anlayabilir.
O günleri bir kez daha hatırlayalım. Çünkü bulmacanın bu parçasını Pınar göstermeseydi eğer, bütün konuşulanlar bir kulis haberinden, hatta kimi zaman bir dedikodudan öteye gidemeyecekti.
Seçimden Fuat Oktay sorumluydu. Seçim bitmesine rağmen Başbakanın seçilmesi için de bekleyip, işini bitirip gitti. Hadi kulis haberi diyelim. Taçoy, Fuat Oktay ile çalıştığı için başbakanlığını garanti görüyordu.
Ne zamanki konu Başbakanlığa geldi, Fuat Oktay tercihini Ersan Saner’den tarafa kullandı. Sucuoğlu ve Taçoy arasında geçen seçimin Fuat Oktay için bir önemi yoktu. Zaten onlar için de yokmuş.
Bugün Türkiye’ye alınmayan insanların yüzde yetmişi seçim zamanında karar verilerek listelere alındığı gün gibi ortada.
Bütün bunları ispatlayacak diğer önemli şey insanların ifadeleriydi. Özgür Gazete bu haberleri de paylaştı elbet.
Bugün Ali Kişmir’e açılan dava, Ali Kişmir’e seçim zamanında Türkiye tarafından kendisine teklif edilenleri kabul etmemesinden kaynaklanıyor.
Son yüz yılda bütün dünyada avukatların, gazetecilerin, yazarların arasından mesleğine ihanet edenler oldu. Bugün toplumların geldiği noktada en büyük zararı onlar verdiler.
Bir kez daha bu haberle anlıyoruz ki Pınar Barut pırlanta gibi insan.
Mine Atlı’ya baktığımızda da görüyoruz, avukatlık mesleğinin yüz akı olduğunu, pırlanta gibi bir insan olduğunu anlıyoruz.
Kurtlarla Koşan Bütün Kadınlara selam olsun.