Kıbrıs’ın kuzeyinde örgütler Türkiye’de AKP iktidarının uygulamalarına karşı mücadeleyi yükseltmek ve dayanışma göstermek için Lefkoşa Kuğulu Park’ta toplanarak TC Elçiliği’ne yürüdü.
TC Elçiliği önünde eylemi organize eden 13 örgüt adına ortak açıklamayı İlknur Işıl Türkmen okudu.
Ortak açıklamada “Onlarca gazete, TV ve radyo kanalının kapatılması gazetecilerin tutuklanması, LGBTİ bireylere, emek ve demokrasi örgütlerine yönelik gittikçe artan şiddet, HDP’li belediyelere ve son olarak Amed-Diyarbakır Belediyesi’ne yönelik baskılar ve halk iradesine hiçe sayarak kayyum atamaları ve en son geçtiğimiz hafta 6 milyonun oyu ile seçilen HDP liderlerinin, milletvekillerinin ve yöneticilerinin göz altına alınarak tutuklanmaları, AKP’nin başkanlık rejimi bahanesiyle yürüttüğü faşist uygulamaların doruk noktasına ulaştığının bir göstergesidir” vurgusunda bulunularak “Kıbrıs’ın kuzeyinde de AKP iktidarına karşı birlikte mücadeleyi yükselterek dayanışmamızı gösteriyoruz” denildi.
İşte ortak açıklama:
Artık fiilen bir diktatörlüğe dönüşen AKP ve Erdoğan yönetimi, Anadolu halklarını her gün yeni bir kabusa uyandırmaktadır.
AKP iktidarı ile daha merkeziyetçi bir dikta rejimi kurmaya çalışan TC egemenleri Anadolu halklarının üzerinde daha fazla şiddet, daha fazla sömürü ve baskı getirmektedir.
Bu uygulanan zulme sesimizi yeterince yükseltip demokrasinin gereği olan haklarımızın gasp edilmesine bizler sessiz kaldıkça faşist rejim daha da cesaretlenip tüm erkleri eline geçirip ülkeyi kendi ideolojik düşüncesine göre dizayn etme surecini hızlandırıp var olan tüm muhalif dinamikleri yok etmeye devam etmektedir.
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra çılgına dönen Erdoğan liderliğindeki TC rejimi başta Kürdistan coğrafyası olmak üzere tüm demokrat ve ilerici kesimlere yönelmiş Cizre, Sur Nusaybin gibi şehirler ablukaya alınmış ve nerdeyse haritadan silinmiştir. Kadına yönelik şiddet artmış ve gözaltına alınan kadınlara cinsel taciz haberleri artmış kadın cenaze bedenleri çıplak halde teşhir edilmiştir.
15 Temmuz’dan bugüne kadar yaşananlar AKP’nin dozu gittikçe artan, kapsamı gittikçe genişleyen şiddet ve baskı ile şekillenen faşist bir rejimin inşasına yönelik uygulamalarıdır.
Onlarca gazete, TV ve radyo kanalının kapatılması gazetecilerin tutuklanması, LGBTİ bireylere, emek ve demokrasi örgütlerine yönelik gittikçe artan şiddet, HDP’li belediyelere ve son olarak Amed-Diyarbakır Belediyesi’ne yönelik baskılar ve halk iradesine hiçe sayarak kayyum atamaları ve en son geçtiğimiz hafta 6 milyonun oyu ile seçilen HDP liderlerinin, milletvekillerinin ve yöneticilerinin göz altına alınarak tutuklanmaları, AKP’nin başkanlık rejimi bahanesiyle yürüttüğü faşist uygulamaların doruk noktasına ulaştığının bir göstergesidir.
TC egemen devleti ve onun AKP iktidarının, Kürt halkının demokratik siyaset yapma araçlarına saldırarak, HDP’li vekilleri tutuklaması, açık şekilde parlamenter sisteme yönelik bir darbedir. AKP iktidarı, özgürlük, demokrasi, emek ve barış için mücadele eden kesimlerin demokratik kanallarla siyaset yapmasını engellemeye çalışmaktadır. TC iktidarı, Türkiye coğrafyasında barış yerine savaş, kardeşlik yerine düşmanlıkları körükleyerek mutlak iktidar arzusunu meşru kılmaya çalışmaktadır.
Kendisinin dışındaki siyasal farklılıkları yok etmeye çalışarak, adım adım faşist bir diktatörlük kuran AKP ve Erdoğan, aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlar için de tehdit oluşturmaktadır. Kıbrıslı Türkler, yakın geçmişimizde yaşanan Kıbrıs’ın kuzeyindeki AKP şiddetini unutmadığı gibi, gerek özelleştirmeler, borularla su getirilmesi ve elektik gibi ekonomik alanda, gerekse de polis şiddeti ve baskıları gibi demokratik yönden uygulanan yaptırımlarla mücadele etmeye de devam ediyor.
Ayrıca Kıbrıs sorununda yeni bir anlaşma yönünde adımların atıldığı şu günlerde, kendi halkına ölüm, gözyaşı ve zulüm yağdıran TC rejiminin, Kıbrıs’taki bir çözümün garantörü olmasının istenmesi de endişe ve kaygı vericidir. Kıbrıs’ta çözümün ve barışın garantisi, Türkiye’de savaşın ve zulmün garantörlüğünü yapan AKP iktidarı mı olacaktır?
Türkiye’de yaşanan baskıların, şiddetin ve yasaklamaların, geçmişte olduğu gibi gelecekte Kıbrıs’ta da yaşanabileceğinin farkındayız. Dün DAÜ’de konferans vermekte olan AKP’li bir milletvekiline onu teşhir edici bir soru sormasından dolayı öğrenci arkadaşlarımız, önce ülkücü faşistlerin saldırısına uğramış ardından ise TC’den emir alan polis güçleri tarafından evleri basılarak aranmış ve tutuklanmışlardır. Bu gelişmeler TC faşist yönetiminin yerli işbirlikçileri ile birlikte ülkemizin kuzeyinde de gerekli olduğu anda faşist uygulamaları devreye koyduğunun açık göstergeleridir. Türkiye’de AKP faşizmine karşı direnen tüm emek, demokrasi ve barış güçleri ile dayanışmamızı, Kıbrıs’ın kuzeyinde de AKP iktidarına karşı birlikte mücadeleyi yükselterek dayanışmamızı gösteriyoruz.
Ve evet farkındayız hiçbir diktatör korku ve şiddet ile varlığını sürdüremez,
Evet biliyoruz, korku bulaşıcıysa, cesaret de bulaşıcıdır,
ve evet başka yolu yok, mutlaka kazanacağız!
Organizatör örgütler
YKP-DKB-BES-KTÖS